Descartes'ın üçgenden yola çıkıp üçgenin doğada olmamasından tanrının da fiziki olarak olmamasına delil kılması, ikinci olarak; nasıl dağ kavramını dere kavramından ayrı düşünmek mümkün değilse mükemmel varlık varsa Tanrı'nın mevcut olması gerekir demesi de fazla saflıktır.
Immanuel Kant 'ın eleştirisi de makul:) Zihni objelerin varlığının bilgisine ulaşabilmenin hiçbir yolu yoktur ve onlar sadece apriori olarak bilinir. Kant'a göre insanın varlık şuuru sadece tecrübe birliğidir ve tecrübe dışında iddia edilen herhangi bir varlığın, imkansız olduğunu ifade etmek mümkün olmasa da, varlığının temellendirilemeyeceğini söylemek mümkündür.
Tanrıdan mantıken bilmesi mümkün olmayan bir şeyi bilmesi istenemez. Bana öyle geliyor ki, birinin yarın özgürce ne yapacağını bilmek mantıksal olarak imkânsızdır. Eğer yarın Londra'ya gitmeyi ya da evde kalmayı seçmekte gerçekten özgürsem, o zaman bugün herhangi biri ne yapacağıma dair bir inanca sahipse, yarın bu inancı yanlışlamak benim elimde olacaktır. Dolayısıyla hiç kimse (Tanrı bile) yarın ne yapmayı seçeceğimi bugünden bilemez. Bu yüzden Tanrı'nın her şeyi bilen olmasını, Tanrı'nın herhangi zamanda, o anda mantıksal olarak bilinmesi mümkün olan her şeyi bilmesi olarak anlamamızı öneriyorum.
Tanrı mantıksal olarak imkânsız olanı yapamaz. Tanrı evreni var edebilir ve evreni yok edebilir, ancak Tanrı evreni aynı anda hem var hem de yok edemez.
Tanrı doğa yasalarıyla sınırlı değildir; onları yapar ve isterse değiştirebilir ya da askıya alabilir. Teknik bir terim kullanmak gerekirse, Tanrı her şeye kadirdir: her şeyi yapabilir.
Teizm, Tanrının kişisel bir varlık, yani bir anlamda bir kişi olduğunu iddia eder. Kişi derken temel güçleri (niyetli eylemde bulunma), amaçları ve inançları olan bir bireyi kastediyorum.
Celal Şengör, yeni ateistler gibi bilimi dine karşı işlevselleştirmeye çalışmakta, bilimin sessiz kaldığı yerlerde ise kendi dünya görüşünü bilimin görüşü olarak sunmaktadır.
Karl Marx, dini afyona benzetirken dinin mevcut kapitalist sistem içindeki, ezilen sınıfları rahatlatma ve onların ağrısını dindirme rolüne dikkat çekmektedir.