Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman, çok taze, hatta her zaman yeni güzellikleri keşfedilen edebi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri “tarihi” midir, “edebi”
Reklam
Güzel birliste okumadıklarımı okuyacağım 1. Schopenhauer : Say yayınları dizisi , İsteme ve Tasarım olarak dünya , aşkın metafiziği , 2. Rudiger Safranski : Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi) 3. Nietzsche : Böyle buyurdu zerdüşt, Putların Alacakaranlığında, İyinin ve kötünün ötesinde 4. Soren Kierkegaard : Korku ve Titreme
Özel Günler Üzerine
"Gerçek", Siz Ona Alıştığınız için "Öyle"dir “Hocam, benim için özel günler bir şey ifade etmiyor demenize ve Anneler Günü’ne böyle anlamsızlık yüklemenize üzüldüm. Bence özel günleri yok saymak çağımızın entel hastalığı.” dedi. Diyebilir, hakkıdır. Madem öyle düşündü, ben de “özel günlerin” benim için niçin bir şey ifade
#hasankeyfinebaksın
Adım, Hasankeyf. 12000 yaşındayım. Benden önceki zaman hakkında hiçbir bilgim yok ancak, yaşadığım 12000 yıl boyunca gördüklerimi, tanık olduklarımı sizler, siz benim katillerim, hayâl dahi edemezsiniz. Ölüyorum ben; öldürdünüz. Sizler benim katillerimsiniz. Sizler medeniyetin, kültürün, tarihî mirasların düşmanı olan barbar bir
HEPİMİZ RUH HASTASI OLABİLİRİZ
Binlerce yıl önce başlayan insanoğlunun serüveni, kimi zaman uçsuz bucaksız kum yığınlarının arasında sıcaktan kavrulmadan, hayati gereksinimi olan su ve gıdaları arayıp bulma savaşıyla, kimi zaman güneşi ve yıldızları göremediği dev ağaçların ve dikenli sarmaşıkların olduğu ormanlarda vahşi yırtıcılardan kaçarak hayatta kalma mücadelesiyle
Reklam
202 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.