Türk Edebiyatında İlkler
*Edebiyatımızda noktalama işaretini, ilk kez Şinasi 'Şair Evlenmesi'nde kullanmıştır. *Edebiyatımızda ilk çeviri roman, Kamil Paşa'nın yaptığı Telemak'tır. *Edebiyatımızda ilk roman,Taaşşuk-u Talat-ı Fitnat'tır. *Edebiyatımızda ilk köy romanı,Nabizade Nazım'ın "Karabibik"adlı eseridir. *Edebiyatımızdaki ilk realist romancı
Birbirlerini hiç görmeden evlenen nice insan olmuştur bu dünyada. Görüşmeden evlenmeye "görücü usulü" denilirdi. Oğlanın yakınları kızın evine gider, kızı beğenirlerse evlenme teklif ederlerdi. Nikah kıyılır, oğlan ile kız birbirlerini evlendikten sonra görürlerdi. Çoğunlukla da birbirlerini severlerdi ya da en azından çevre
Reklam
Bir Tereddüt ün Romanı nı okumak farz oldu(;
-Genç kuşağın şair ve yazıcıları? -Genç kuşak, yani savaştan sonraki demek istiyorsunuz. Bence asıl Türk edebiyatı bu kuşakla birlikte başlıyor. Genç kuşak içinde, kitapları Avrupa dillerine bile çevrilirse bile edebiyatımıza şeref verecek olan en güçlü ad Peyami Safa'dır. Ne yazık ki aydın tabaka, Peyami'yi daha çok fıkra yazarı olarak tanıyor. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu , Bir Tereddütün Romanını okumuş kaç adam gösterebilirsiniz bana ? Halk ancak Burhan Cahit edebiyatını anlıyor.
Sayfa 23
Fıkra (Lenin Büstü )
Yahudi asıllı bir Rus, İsrail'e göçme iznini alır. Çıkışta, Ruslar bagajını denetlerken elbiselerin arasında Lenin'in büstünü bulurlar: - Bu nedir? Yahudi: - "Bu nedir?" sorusu yanlıştır yoldaş! "Bu kimdir?" demeniz gerekirdi! Bu Lenin'dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Ben de bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım... Etkilenmiştir Rus görevli: - Tamam, geçebilirsiniz! *** Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar: - Bu nedir? Yahudi: - "Bu nedir?" sorusu yanlıştır Paşam! "Bu kimdir?" demeniz gerekirdi! Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım! Yanıma aldım ki, her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım! Etkilenmiştir İsrailli görevli: - Tamam, geçebilirsiniz! *** Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir. Yeğenlerden biri sorar: "Bu kimdir?" Yahudi: - "Bu kimdir?" sorusu yanlıştır kuzum! "Bu nedir?" demen gerekirdi! Bu, on kilogram, yirmi dört ayar altın, üstelik vergisiz, gümrüksüz..
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
(Uydurma) Markopaşa · 16 Ekim 1947 • Sayı: 24 Orhan Erkip ve ekibi bu kez de Markopaşa'yı ele geçirdi. Yeni kadro, 16 Ekim 1947 günü Markopaşa'nın 24. sayısını çıkardı. Bu sayıda okuyuculara da bir duyuru konuldu: Okuyucularımıza: Paşalı, Paşasız bundan sonra çıkması muhtemel gazetelerin " Markopaşa" ile alakası yoktur. Geçen sayı
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
Oktay Akbal
Merhaba Bu kitap Oktay Akbal'ın 1996, 1997, 1998 yıllarındaki yazılarını inceliyor Sözcüklerle Yolculuk öyle bir yolculuk ki hangi yazardan geçmiyor, hangi durakta beklemiyor, hangi konuya değinmiyor ki... Oktay Akbal bir derya deniz her yazıda ona biraz daha hayran oluyorsunuz, her yazıda onun tanıklıklarının fazlalığına ortak oluyorsunuz. Köşe
Sözcüklerle Yolculuk
Sözcüklerle YolculukOktay Akbal · Cumhuriyet Kitapları · 19998 okunma
Resim