Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
960 syf.
7/10 puan verdi
Kara Ölüm
Kara Ölüm Boccaccio, Floransa'nın yaşadığı korkunç veba salgınından sonra yazdığı "Decameron" adlı eseriyle tanınıyor. 1348 yılında, İngiltere Kralı'nın borcunu ödememesi sonucu Floransa'nın iki büyük bankasının çöküşünden kısa bir süre sonra, şehir nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Kara Ölüm olarak bilinen vebadan öldü. Bu
Decameron
DecameronGiovanni Boccaccio · Oğlak Yayıncılık · 20181,198 okunma
KENDİNİ BUĞDAY ZANNEDEN ADAM Adamın biri kendini buğday zanneder, nerede tavuk görse kendisini yiyecek endişesiyle köşe bucak kaçarmış. Akıl hastanesinde bir süre tedavi görmüş. Biraz zaman geçtikten sonra doktor, adamın iyileştiğini düşünerek yanına çağırmış. - Artık buğday olmadığını anladın değil mi evladım? - Tabi ki de anladım efendim, ben buğday tanesi değil, insanım! - O zaman tavuk görünce kaçmazsın değil mi? - Elbette efendim! Adam taburcu edilir. Fakat o da ne! Çok vakit geçmeden kan ter içinde geri gelir. Panik halinde şunları söyler: - Aman doktor bey! Tam köşeyi dönüyordum ki karşıma tavuk çıkıverdi. - Evladım! Az önce seninle ne konuşmuştuk? Ben senin iyileştiğini zannetmiştim. Hani, buğday değildin sen! - Aman efendim, benim düşüncem değişmedi. Ben, buğday değilim tamam ama tavuk bunu biliyor mu?
Reklam
824 syf.
6/10 puan verdi
Kara Ölüm
Boccaccio, Floransa'nın yaşadığı korkunç veba salgınından sonra yazdığı "Decameron" adlı eseriyle tanınıyor. 1348 yılında, İngiltere Kralı'nın borcunu ödememesi sonucu Floransa'nın iki büyük bankasının çöküşünden kısa bir süre sonra, şehir nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Kara Ölüm olarak bilinen vebadan öldü. Bu hastalık
Decameron
DecameronGiovanni Boccaccio · Alfa Yayınları · 20201,198 okunma
Hazret-i Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki " Bir kişiye Allah'ın(c.c) gadap ettiğinin alâmeti, o kimsenin hiçbir işe yaramayacak fiillerle meşgul olmasıdır." Eskiden tekkelerde nefesi dahi boş yere sarf etmemeyi öğretirlerdi. Maalesef şimdilerde boş zaman geçirmek, laklak etmek, fıkra anlatmak için tekkeleri mekan edinenler ayrıkotu gibi çıkmaya başladı. Korkarım ki bu hastalık birçok meclisin ve tekkenin bozulmasına sebebiyet verecek ve Allah(c.c) muhafaza tekkelerin mânen sırlanmasına yol açacak. Mânen sırlanınca gün gelir maddî ve resmi olarak da bu ocaklar bir bir kapanıverir. Hakk sillesinin ne sadâsı, ne devâsı, ne de davâsı olur. Allah (c.c.) muhâfaza eylesin.
"O kadar çok terk edilmişsin ki Kimsenin seni sevmeyeceğine kendini inandırmışsın Ve bir bakmışsın biri seni gerçekten sevmiş Ancak Sevgiye kör olmuş gözlerin Seni seven tek kişiyi de uzaklaştırmışsın kendinden Ne üzücü bir fıkra"
Sayfa 108Kitabı okudu
İşte size bir fikra: Kırklareli'den (o zaman ki adıyla Kırkkilise) gelen bir kadı bu uzun bekleyiş sırasında önemli bir sancak merkezi olan Manastır'a kadı olarak tayini için dilekçe veriyor ve ısrarda bulunuyor. Diyorlar ki "Orası çok önemli bir merkezdir, senin oraya tecrüben yetmez" Kadı da, "Canım" diyor; "Kırk tane kiliseyi idare ettik bir manastırı mı idare edemeyeceğiz?"
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
183 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Üstadımız kendisi söylüyor ki: "Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî Tarîkatında ve oraca meşhur Gavs-ı Hizan namıyla bir zâttan istimdad ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "Yâ Gavs-ı Geylanî" derdim. Çocukluk itibariyle elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa,
Fütuhu`l Gayb
Fütuhu`l GaybAbdülkadir Geylani · Çağdaş Kitap · 20201,455 okunma
Komik ama acı Fıkra
Birisi otobüsle İstanbul'a gidiyormuş. Bindiği otobüs istirahat molası vermiş. Bizimki inmiş, çay içmek için lokantaya girmiş. O içeride çay içerken aynı firmanın başka bir otobüsü gelmiş kendi otobüsünün yanına park etmiş. Markaları, renkleri, firmaları aynı... Bizimki lokantadan çıkıp otobüsüne yönelince ,bir bakmış ki kendi otobüsü gibi iki otobüs orada duruyor. İkisi de aynı, kendi otobüsünü bir türlü ayırt edememiş. Bakmış bakmış, nihayet bir otobüsü seçip içine girmiş. İçeride birkaç kişi oturuyormuş, onlara seslenmiş; Beyler hele bana bir bakın ! Ben bu otobüsün adamı mıyım ?
Sayfa 230 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
İstanbul üzerine !
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Sayfa 493 - 494, 495 Yapı Kredi Yayınları
320 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Helloovvv .. Kimsenin yüreğine insin istemem ama ân itibariyle üç çocuklu dul Connor Daniels'a ben okeyim! Daniels kardeşlerin en büyüğü ve doktor olanı Connor, boşanmanın ardından hayatına üç oğlu, köpeği ve hastalarıyla devam ediyor. Bekar ama harika bir baba olan Connor flört etmek konusunda biraz paslanmış olabilir. Ama her adam bilge olacak diye bir kural yok. Zira Connor'ın cahilliği bile ponçik. Violet ise acil servis hemşiresi olarak işinde çok başarılıdır ama asıl başarısı uzun zamandır Connor'a duyduğu aşkı saklayarak gizlice içinde yaşaması. 100 puan sana! Sakarlığıyla özellikle Connor'u gördüğündeki o sakar hareketleriyle tam bir bebekti.. Hele yazdığı şiirler, aklıma geldikçe ölüyorumm.. Evet evet bir kadın karakter için diyorum bunları Ama söz konusu Violet.. Nasıl sevilmesin.. Kirap kurgusu öyle yoğun aman aman değil. Giriş - Gelişme - Sonuç ile epeyce keyifli sayfalar okuyoruz. Daniels ailesiyle aramda öyle güzel bağ kurdum ki onlarla ile ilgili fıkra yazılsa okur modundayım. Emma Chase için diyecek söz yok. Üç farklı yayınevinden farklı serilerle gönlümüzde taht kurdu kraliçem. Bu zamana kadar kendisini hiç okumadım derseniz bu beni çokça üzer. Üzmeyin beni Alın OKUYUN ve OKUTUN KitapRüyasından Sevgilerle
Gerçeğe Dönüş
Gerçeğe DönüşEmma Chase · Nemesis Kitap · 202486 okunma
Reklam
Geceleyin evi soyulan bir kadın, Kanûnî'ye başvurarak durumdan kendisini haberdar etmiş ve şikâyette bulunmuştu. Kendisini dikkatle dinleyen padişah: "Nasıl olup da o kadar derin uyudunuz ki hırsızların geldiğini duymadınız?” dedi. Kadın padişaha düşünmeden şu cevabı verdi: "Biz sizi uyanık biliyorduk da onun için o kadar derin uyuduk."
Bir fıkra anlatırlar: Ömründe iki rekât bayram namazından başka namaz kılmayan bir Arnavut bir gece şehre inmiş. Minârelerin, câmilerin kandillerle süslenip pırıl pırıl yanmakta olduğunu görünce merak edip sormuş. Terâvih namazı kılınıyor demişler. Oğluna, sen şuracıkta bekle, ben câmiye girip iki rekât kılayım demiş, heveslenmiş. Meğer o câmide de hatim ile terâvih kıldırılıyormuş. İmama uymuş, rekâtların adedi yedi, sekiz, on, on beşe çıkınca bakmış ki namazın biteceği yok, uzadıkça uzuyor, istirahat fasılasından bilistifâde kapıda bekleyen oğluna seslenmiş: "Mori Bayram! Sen bekleme, merkebi al köye git. Annene söyle merak etmesin. İş burada inada bindi, ben sonuna kadar dayanacağım!.."
Salih Bozok...
Saat 9'u 25 geç... Matem halindeki Dolmabahçe Sarayı tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'ın namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Koştular hemen alt kata ... Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Salih Bozok... Mustafa Kemal' in yaveriydi.
Sayfa 449 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
İmtihan
Aldanma bu dünyaya, fânî cihandır bu, Kendisi âşikâr, ateşi gizli külhandır bu, Giden geri gelmez, iki kapılı handır bu, İnsafı terk eyleme, makâm-ı imtihandır bu. (Lâ edrî) Âdemoğlunun dünyaya imtihan için gönderildiğini Allah Celle Celâlüh birçok ayette bildirmiştir. “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de
649 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.