Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Pek mühim bilgiler 😎🧐😷 Likyalı erkekler ölülerini gömerken, şeytan yüzlerini görüp sonradan kendilerine musallat olmasın diye kadın kılığına girip, yüzlerini gizliyorlardı. şeytan görsün yüzünü deyimi de buradan gelir... alın bu bilgiyle n'aparsanız yapın şimdi...👺😱 Adolf Hitler, 17 yaşındayken haydarpaşa gar inşaatında alman işçi ve
"Peki ama kendini bütün müzik uzmanlarından üstün görmüş olmuyor musun böyle?" diye karşı çıktı kız. "Hayır, hayır, tek bir an bile. Ben sadece birey olarak hakkımı savunuyorum. Ben sadece Madam Tetralani'nin fil gibi hoplamalarıyla orkestradan aldığım zevki kaçırması konusunda düşündüklerimi sana anlatmaya çalışıyorum. Dünyanın tüm müzik uzmanları istedikleri kadar haklı olsun. Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inaniyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim."
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Çocuk dünyasından anlatımla büyüklere güzel mesaj verilmiş. Küçük kızın, babasını ve dedesini mutlu etmek için çabalaması ve bu yönde izlediği adımlar çok hoştu. Her ne kadar çocuk kitabı, yetişkinler için değil gibi görünse de güzel bir haz bıraktı bende. Severek ve devamını merak ederek okudum. Küçük kızın babasının durumunu doğru gözlemlemesi, ona yardımcı olmak için bu kadar mücadele etmesi çok güzeldi. Dedesiyle anıları da ayrıca güzeldi. Bunlar para ile satın alınamayacak hatıralar. Kitabı okurken dedemle anım var mı diye düşündüm ama malesef olumsuz bazı anılar dışında bir şey yok. Yıllar oldu vefat edeli Allah rahmet eylesin. İyi bir insandı dedem ama çocuk sevmeyi bilmezdi. Hiçbir gün kucağına alıpta sevdiğini hatırlamam. Değerli okurlar. Siz siz olun böyle hatıranmak istemiyorsanız gönüllere girin, çocukların sevgisini kazanın. Öncelikle kendi çocuklarınızı sonra da ayrım yapmadan bütün çocukları. Yetimhanedeki yavruları da unutmayalım. Onlar da kendilerine dokunulacak eli bekliyorlar. Kitapta küçük kız sevgisiyle babasını iyileştirdi. Ben de empati yaparak hikayenin tam tersi yetişkinlere mesaj bırakmak istedim. Herkese tavsiye ederim keyifli okumalar diliyorum.
Fil
FilPeter Carnavas · Can Çocuk Yayınları · 2020382 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021414 okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Çalıkuşu Romanında Ana İzlekler -SPOILER İÇERİR-
REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ÇALIKUŞU ROMANINDA ANA İZLEKLER GİRİŞ Reşat Nuri Güntekin, Millî Edebiyat Dönemi ve onu takip eden Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerindendir. Çalıkuşu adlı eseri 1922’de tefrika edilmeye başlanıp 1925’te kitap olarak yayımlanan, 1937’de büyük
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,5bin okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Mert Hoca'nın kitaplarının çok başarılı olduğunu duyuyordum genelde. Ben de etrafımdaki çocuklara önermeden önce bir kendim okuyayım dedim. Gönül rahatlığıyla önerebilirim bu kitabı. Rüya adlı bir kız çocuğu ağzından anlatılıyor kitap. Rüya'nın 50li yaşlarını süren emekli öğretmen, çılgın bir babaannesi var. Hayal gücü sınırsız bir babaanne. Hayalini kurduğu şeyin peşinden giden, heyecanını yitirdiği anda da tereddütsüz bırakıveren bir karakter. Bir akşam trenle dünya turu yapmaya karar veriyor aniden ve çıkıyor yola. Yola çıkarken de torununa bir ayva veriyor. Özel bir ayva olduğunu düşünen Rüya, bu ayvayı özel hale getirmenin yollarını arıyor. Çocuklara hayal kurmayı, kurduğu hayalin peşinden koşmayı, neyi anlattığından ziyade nasıl anlattığının önemi olduğunu öğreten bir kitap. Çocukların da ilgisini çekecektir kesinlikle. Yazarın adını sık sık duyduğum Benim Zürafam Uçabilir, Çantamdan Fil Çıktı, Uzaya Giden Tren gibi diğer kitaplarını da alıp kitaplığımda bulundurmayı ve çevremdeki çocuklara okumaları için vermeyi planlıyorum.
Ayvayı Yedik Müzesi
Ayvayı Yedik MüzesiMert Arık · Timaş Çocuk Yayınları · 2023451 okunma
Reklam
Başarı nedir? Tüm Amerikan filmleri size başarıyı pompalar. Modern zaman hikâyeleri hep başarı üzerine kurgulanmıştır. Film kahramanı en sonda hep başarır. Ya birinci seçilir, ya öcünü alır, ya sevdiği kız onun olur, ya da filmin başındaki kötü takım yeni antrenörüyle birlikte şampiyon olur. Zenci okulunda beyaz hoca ele avuca sığmaz sınıfı adam eder, alkışlarla okuldan ayrılır.Filmlerdeki Amerikalı kahramanlar hep başarır, biz mutlu bitiririz filmi. Hep başaranlar vardır sahnede, onlarla tatmin oluruz.Onların kullandığı ürünleri kullanır, iyice rahatlarız. Göstergeler başarı üzerine kuruludur.Elimizde patlamış mısır ve kola, Bruce Willis’in başarılarını seyretmek; bir elimizde kalem, bir elimizde defter kendi başarımız için çalışmaktan daha kolaydır. Filmler yerine hayatı dikkatle gözlerseniz, bir kazananın etrafında onlarca kazanamayan olduğunu görürsünüz. Kaybettiğinizde en azından alınacak dersi kaybetmemekte fayda var.
Yollara tükürüyoruz şimdi. Sevdiğimizden ayrılıp Boğaz Köprüsü korkuluklarında kameramanlar bekliyoruz. O babacan doktorlar yok artık, hastanelerde rehin kalmış bebekler var. Çam ağacını da kesmişler, yerinde gecekondular varmış diyorlar. Kayınpederler artık güleryüzlü, devlet ihalesi peşinde, Uğur Dündar’dan kaçıyorlar. “Yeter ki gel bana senede bir gün” derdi şarkılar, şimdi “Neremi, neremi” diyor sarı saçlı şarkıcı. Gençlik pop yoluna gidiyor. Veremle Savaş Derneğimiz var, kızlar, aşkından AİDS oluyor artık. Arabalar şöyle bir dokunup kör etmiyor, freni patlamış kamyonlar sokakta oynayan çocukları ezip, evlere giriyor. Döner bıçağıyla gidiyoruz maçlara, kapıda bıyıklı adamlar bayrak satıyor. Maçtan önce birlik beraberlik ruhuyla İstiklal Marşı okuyup, sonra hep beraber birbirimizin sülalesine küfrediyoruz. “Ben tarikatçıların oyununa geldim.” diyor, yatakta gizlice kameraya alınmış Filiz Akın saçlı kız, dudaklarımızda banka reklamlarındaki mutlu çiftlerin sahte gülümsemesi. Sabahları SONY Hi - fi’den Cem Ceminay dinliyoruz. “Aygaaaz, dı dı dımm” diye inliyor kulaklarımız akşamın sekizinde. Ölümler artık yüzlerce yetmiş milyon saniye sürüyor, simsiyah bir kutunun sayesinde. İşin kötüsü, kanıksadık tüm bunları galiba. Artık sokaklarda yaşlıları karşıdan karşıya geçiren çocuklar yok, otobüslerde gazilere ait oturma yerleri de yok. İşin kötüsü artık gaziler de yok.
176 syf.
·
Puan vermedi
Vini Vidi
Muhtemelen en sağlıklı yol olmasa da kitaplar benim için biriyle tanışma araçları oluyor. Özellikle kurgu olmayanlara işaret ederek böyle yazıyorum. Bu eseri de Gülten Dayıoğlu'nu hep duyan işiten biri olarak kendisiyle tanışma isteğimin bir sonucu olarak okudum. Belki tanışmak için pek doğru bir eser olmadı. Dayıoğlu, kitabını daha çok
Hindistan'a Yolculuk ve Nepal Gezisi
Hindistan'a Yolculuk ve Nepal GezisiGülten Dayıoğlu · Yapı Kredi Yayınları · 201384 okunma
“Peki ama kendini bütün müzik uzmanlarından üstün görmüş olmuyor musun böyle?” diye karşı çıktı kız. “Hayır, hayır, tek bir an bile. Ben sadece birey olarak hakkımı savunuyorum. Ben sadece Madam Tetralani’nin fil gibi hoplamalarıyla orkestradan aldığım zevki kaçırması konusunda düşündüklerimi sana anlatmaya çalışıyorum. Dünyanın tüm müzik uzmanları istedikleri kadar haklı olsun. Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez. Hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeylerde modayı takip edecek değilim.
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çocuk kitabı deyip geçmeyin mutlaka okuyun, okutturun. Küçük bir kız çocuğunun çevresindekileri ve kendini mutlu etme çabası. Baba, eşini kaybedince depresyona girer küçük kızımız bu depresyonu bir file benzetir ve ondan hiç hoşlanmaz; çünkü fil olduğu için babası onunla ilgilenmez. Bu filden kurtulması lazım peki nasıl okuyun ve öğrenin
Fil
FilPeter Carnavas · Can Çocuk Yayınları · 2020382 okunma
☆Güneşli Bir Nisan Sabahında %100 Harika Bir Kızla Karşılaşmak Üzerine☆
"Merhaba. Bana sizinle sohbet etmek için sadece otuz dakika­nızı ayırır mısınız?" Bu çok aptalca. Sanki sigorta satışçısı gibi. "Affedersiniz, bu yakınlarda yirmi dört saat açık kuru temiz­lemeci biliyor musunuz?" Bu da çok aptalca. Öncelikle elimde kirli çamaşır poşeti yok. Kim bu sözlere kanar ki? Ya da ona dürüstçe, dolandırmadan açılabilirim. "Merhaba. Siz benim için %100 harika bir kızsınız." Yok, bu da olmaz. Dediklerime inanmaz ki. Haydi inandı di­yelim, sonuçta benimle konuşmak isteyecek diye bir şey yok. Si­zin için ben %100 harika kız olsam da siz benim için %100 harika adam değilsiniz. Özür dilerim, diyebilir. Yüksek olasılık. Eğer bu duruma düşersem, kaçınılmaz bir şekilde kafamın karışacağına kuşku yok. Bu şoku atlatamam. Artık otuz iki yaşındayım, yaş almak böyle bir şeydir.
Sayfa 81 - 1. baskı: Kasım 2023 - Doğan Kitap
Bir arkadaşla kız kulesi karşısında karşılıklı çay içmemi resmetmesini isteyince, yapay zeka... Ulan bari dağdan kaçmış ayı çizseydin utanmaz! Fil miyim ulan ben! 😡😡 😅
Tanrıça İnanna, Gilgameş'e daha Huluppu ağacını kestirdiği zaman göz koymuş­tu. Fakat o sıralarda Tanrıça'nın bir sevgilisi vardı. B ir gün her nedense ona kızmış ve ondan ayrılmıştı. Gilgameş'i, canavarı öl­dürüp elini yıkadıktan ve kendisine eski düzeni verdikten sonra ilk gören Tanrıça İnanna oldu. Çok yakışıklıydı.
481 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.