136 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Yekta Kopan'ın kitaplarını garip bir kronoloji ile takip ediyorum, önüme nasıl denk geldiyse o şekilde okuyorum. Bu yüzden bir baştan bir sondan gibi gidiyor. Aradaki farkları gördükçe nasıl kendisini geliştirdiğini görüyorum. Bu kitap da daha sonraki yıllarda yazacağı kitapların habercisi niteliğinde. Güzel öyküler var. Anlatım tüm hikayelerde benzerlikler taşıyor. Bir yazma hali, öyküyü anlatma hali içerisinde dışarıdan bir gözle bakabiliyoruz. Katmanlı yazıya giriş yapmış sanki. Başlangıç kitabı olarak okunabilir. Tavsiye ederim. 1- Kızılmaske ile Diana'nın Öpüşmesini Gören Çocuk : Yaşlılık hastalığına yakalanan bir çocuğa öykü okuyan iyi niyetli bir öykücünün hikayesi. 2- Köpekbalığı : Tiyatro kulübünde yer alan oyuncuların arası bir gün bir haber ile açılacaktır. 3- Çağla Yeşili Bir Gece : Biraraya geldiklerinde öyküleşme oyunu oynayan arkadaşların ilişkileri, anlattıkları hikayelere yansır. 4- Doğum Sancısı : İnsanoğlunun manipülasyon karşısında kaldığı durumu anlatan bir hikaye. En çok beğendiklerimden biri oldu. gibi 10 tane öykü barındırıyor kitap.
Fildişi Karası
Fildişi KarasıYekta Kopan · Can Yayınları · 2014131 okunma
"Garip, insan zamanın nasıl geçtiğini bir tek kendisinde göremiyor."
Reklam
"Aşık olmak, aşkı yaşamaktan daha kolay." "Bir aşkı giymekten daha zormuş aşkı soyunmak"
•”Sadece iyi bir okur olmaya çalışıyorum. İyi bir okur olmak,kimilerine göre iyi bir yazar olmaktan daha önemli. Ama ben yorum yapmayacağım. Sadece okumak, iyi okumak istiyorum. “
•”Hayal kurmak, rüya görmenin yerini tutmuyordu. Hayal kurarken her olacağa, kişi kendi karar veriyordu. Oysa rüya görmek öyle miydi ya? Ne zaman ne olacağının belli olmadığı bir bilinmezler alemi.”
•”Yeryüzünde kapladığınız yeri ne kadar küçültürseniz, o kadar az dikkat çekersiniz. “
Reklam
....bazı şeyler hızla sonuna ilerlemeden, yarım bırakıldığında güzeldir.
Sayfa 26 - Can yayınlarıKitabı okudu
136 syf.
6/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Fildişi Karası
Romanı öyküye daha çok tercih ediyorum. Öykülerdeki karakterlere tam alışıyorsunuz, onları tanımaya başlayıp benimsiyorsunuz ki, bir bakmışsınız hikaye sona ermiş. Tıpkı kitapta bulunan " Kızıl Maske ile Diana'nın Öpüşmesini Gören Yaşlı Çocuk" hikayesinde yer alan Ozan karakteri gibi... Kitapta 10 kısa hikaye bulunmakta. En çok beğendiğim hikaye "Kızıl Maske ile Diana'nın Öpüşmesini Gören Yaşlı Çocuk" oldu. Yarım kalan hikayeleri, akılda olay örgüsü ile ilgili bir çok soru bırakan kitapları çok fazla beğenemiyorum malesef. Ama ilk kez yarım kalan bir hikaye bu kadar çok hoşuma gitti. Hikaye öyle bir yerde bitirilmiş ki... Ondan sonra yazılacak tek cümle olsaydı sanki hikayenin büyüsü bozulacaktı. "Turhan Beyin Kehaneti" ve "Öğleden Sonra, Budapeşte'de" hikayeleri beğendiğim hikayelerden. Fakat üzülerek söylüyorum ki diğer hikayeleri çok beğenemedim. Yekta Kopan'ın elimde bulunan kitaplarını kronolojik sırası ile okumaya devam edeceğim. Çünkü okuduğum tüm yorumlarda diğer kitaplarının çok daha iyi olduğundan bahsedilmiş. Bu değişimine kronolojik sıra ile şahit olmak istiyorum.
Fildişi Karası
Fildişi KarasıYekta Kopan · Can Yayınları · 2014131 okunma
Demek kendinden çok şey kattın, öyle mi? Bu kadar kibirli olduğunu bilmezdim Basil. Şu kaba saba güçlü yü­züne, kömür karası saçlarına bakıyorum da; fildişi ve gül yaprağından yaratılmışa benzeyen bu Adonis'le aranda en küçük bir benzerlik göremiyorum. O bir Narkissos, sevgili Basil, sense ... Entelektüel bir havan olduğunu kabul ederim ama güzellik, hele ki gerçek güzellik, entelektüelliğin başla­dığı yerde biter. Akıl, başlı başına bir abartı biçimidir ve bir yüzde var olan uyumu bozar. İnsan oturup bir şeyi düşün­meyegörsün, bir anda safi burun, safi alın falan kesilir; kor­kunç görünür. Mürekkep yalamış, mesleğinde başarılı olmuş adamlara bir baksana; ne kadar da çirkinler! Kilise mensuplarını bunun dışında tutuyorum elbette. Zaten kilisede pek fazla düşünmezler. Bir piskopos, seksen yaşına geldiğinde de, on sekiz yaşındayken ondan söylenmesi istenenleri söy­lemeye devam eder, bu yüzden de, doğal olarak her zaman son derece güzel görünür. Şu, tablosu beni büyüleyen, adı­nı asla söylemediğin, gizemli genç arkadaşın hiç düşünmü­yordur bence. Bundan neredeyse eminim. Kışın seyredecek çiçeğimiz olmadığında gözümüzü gönlümüzü açan, yazınsa zihnimizi serinletip ferahlatacak bir şeyler istediğimizde işi­mize yarayacak beyinsiz, güzelim bir yaratıktan ibaret. Hiç böbürlenme Basil; sen ona zerre kadar benzemiyorsun.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.