Ya Allah...Ey Kerem sahibi,Ey içimizdeki taze mezarların üzerinde güller yeşerten Müntakim.Yığıldık olduğumuz yere ağlıyoruz,Gazze'nin yanağından bir gözyaşı gibi süzülüp giden bebeklere ağlıyoruz.Senin azametini ve merhametini anlatacak evladı kalmamış annelere ağlıyoruz. Şehit kardeşinin saçından bir tutam kesip saçına ekleyen ablalara
Filistin...
🇵🇸🇵🇸🇵🇸 Siyah şerit, Filistin halkının geçmiş acılarını ve mücadelesini simgelerken, beyaz şerit barış ve umudu temsil eder. Yeşil şerit ise Filistin'in verimli topraklarını ve doğasını sembolize eder. Bayrağın sol köşesindeki kırmızı üçgen, Filistin halkının kararlılığını ve bağımsızlık arzusunu ifade eder.18 Eki 2023
Reklam
Fetih Suresi Gölgesinde Aksa Tufanı Operasyonu "Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışlayacak, üzerindeki nimetini tamamlayacak ve seni dosdoğru bir yola eriştirecektir Şanlı, şerefli bir zaferle sana yardım edecektir O Allah, imanlarına iman katmaları için mü’minlerin
Gönül Coğrafyamızın Sesleri ve Sözleri...
FEYRUZ ve NİZAR'ın çağrılarına cevap olarak Filistinli şair TEMİM EL-BERGUSİ, halkının çaresizliğini ve direnişini dile getiriyor. Iraklı şair KERİM EL-IRAKİ, Doğu'nun acılarını, umutlarını ve direnişini yansıtan mısralarla karşılık veriyor. Sudanlı şair ABDURRAHMAN ÖMER, ümmetin dertlerini ve çözümsüzlüğünü anlatıyor. SENA ABDULAZİM ise umudu ve Dirilişi müjdeliyor.
Sayfa 114 - Turan Kışlakçı
Suriye ve Filistin'de, Mustafa Kemal ilk kez kendini Türk olmayan bir Müslüman ortamda bulmuştu. Arap kökenli olmayan subaylar ve kamu görevlileri kendi aralarında kapanmış gibiydiler. Konuş­tukları dil ve bir dereceye kadar gelenekleri onları yerel toplumdan uzak tutuyordu. Türk, Arnavut, Boşnak ya da Kafkas kökenli olsa­lar da kendilerini
Habaş'ın hayatını, mücadelesini anlatmak; bağrına lsrail hançeri saplanmış Ortadoğu'nun çarpıtmalarla dolu denklemin de yarım yüzyıllık bir direniş öyküsünü anlatmaktı. Yıkıntıların arasından filiz veren umudu, bir halkm düşlerini anlatmaktı. Emperyalist, siyonisı kara çalmalara, terör demagojilerine bir taş atmaktı. Asıl teröre işaret etmekti. El-Hakim sonsuzluğa uğurlanırken, arkasından mücadele yeminleri eden Filistiniiierin 'unutmamışlığını', Türkiye halklarının kolektif hafızalarında da yankılandırmaktı. Kitabın eksiklikleri, onu hazırlayanlarındır; tamlıkları ise direnenlerin, taş generallerin ve onların bilincinde düşleşen EI Hakim'indir. Uğurlar olsun sana, Filistin'in bilgesi!
Reklam
*** Sadık ve masduk bir kişiliğe sahip olan bu yiğit insan, Filistin halkının kalbine İmânı, umudu, özgürlüğü, mücadeleyi nakşederken Siyonistlerin kalbine de korkuyu ve dehşeti salıyordu... ***
117 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabın giriş kısmında "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır." sözü ile bu kitabın çıkmasına sebep olmuş. Bir diğer nokta ise 2014 yılında yayımlanan Yedi Güzel Adam dizisi sebep olmuş. Kitabı daha önce de okumuştum ama bu okumam beni daha çok etkiledi. Ve iyi ki okumuşum. Çünkü bazı kitaplar defalarca okumayı
Yedi Güzel Kadın
Yedi Güzel KadınAbdulaziz Yılmaz · MGV Yayınları · 20171,211 okunma
Her şeyden çok Beşir geri dönüşe odaklanmıştı. Filistin'in yenilgisinin intikamını alacaktı, ailenin itibarını geri alacaktı; babasının, annesinin ve kardeşlerinin çektiği acı kayıpları onaracaktı. Mallarına el konulmasının ve evden çıkarılmalarının utancını temizleyecekti. Yıllarca, Beşir ve yüz binlerce mülteci için geri dönme umudu önce ümitsizliğe ve sonra öfkeye dönüşmüştü.
''..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu..''
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimle buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti.
Reklam
Israilin bir Yahudi vatanı olması fikrine verilen destek on dokuzuncu yüzyılda Avrupa ülkelerinde ve Yahudi diasporasında artmıştı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Birleşik Krallık'ın Filistin'in yönetimini ele geçirmesi, bağımsızlık umudu taşıyan Arap nüfusu öfkelendirdi. Şeria Nehri'nin ötesindeki topraklar nihayetinde Araplara ayrıldı (fakat Britanya yönetimi hala hakimdil. 1930'lara doğru Britanya, on binlerce kişi Avrupa'ya kaçarken Yahudi göçmenliğini sınırlandırarak kontrolü sağlamaya çalışıyordu. Araplar yine de 1936'da ayaklandı ve Britanya isyanı ancak İkinci Dünya Savaşı başlarken dindirebildi. Mavera-i Ürdün, Ürdün olarak 1946'da bağımsızlık kazandı; bu sırada Holokost'a gösterilen tepki BM'nin İsrail'in 1947'deki kuruluşunu desteklemesine yol açtı, sınır dışı edilen yüz binlerce Arap bir anda mülteci oldu. Birleşik Krallık 1948'de bölgeden çekildiğinde Arap Birliği altında birleşen çevredeki devletler saldırıya geçti. Savaş BM'nin müdahalesine rağmen 1949'a kadar sürdü ve kazanan İsrail kısa sürede akın akın dünyanın dört bir yanından gelen Yahudilere ev sahipliği yaptı.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.