1168 syf.
3/10 puan verdi
·
Read in 3 days
GİZLİ GÜCÜN İZİNDE 15 YILLIK BİR TARİHÇİ
_____ youtu.be/4WXhQrkcJ5I Umudumuz Şaban/ Muhtarlık konuşması ______ Sinan Meydan, bu kitabı on beş senelik bir çalışmanın sonunda ortaya çıkarmış. Gösterdiği emek, çaba takdir edilebilir; zira faydalandığım yerleri de oldu. Bunlara bilhassa laikliğin ve Osmanlı'nın Batılılaşma sürecinin anlatıldığı bölümleri örnek
Atatürk ile Allah Arasında
Atatürk ile Allah ArasındaSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2016268 okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
Stendhal sendromunu duydunuz mu? Ya da hiperkültüremi? Sanat ve estetiğe yüksek takdiri olan kişilerin sanat eserlerinin güzelliği, görkemi karşısında kendinden geçme halidir. Tarihin içinde kaybolma, zamansızlık hissi, begenmenin zirvesi yani bir nevi yüksek sanata maruz kalma. Nadia'nın Serenad'ı ilk duyduğunda hissettiği, birçoklarına göre
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137.3k okunma
Reklam
120 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 hours
Filistin "Sözlerim; direniş yoluna taş koyanları, bu yolda zorluk çıkaranları, direnişi engellemeye çalışanları ve tüm zalimleri ilelebet rahatsız edecektir" Selamun aleykum kardeşlerim Bugün "Yoldaki Mühendis" olarak tanınan Filistin direnişinin sembol isimlerinden Abdullah Galip Bergusi'nin “Filistin” adlı eserinde,
Filistin
FilistinAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 2023808 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 hours
Tam tamına 67 kez müebbet ve 5200 sene hapis cezasına çarptırılacak kadar Siyonistlerin yüreğine muazzam dirayetiyle ve sarsılmaz imanıyla beraber karşı tarafa yapmış olduğu sayısız suikastlar hasebiyle korku salmış bir kahraman Abdullah Galib Bergusi. Filistinlilerin umudu, ailesinin ve tüm İslam âleminin gururu... bir dâhi, bir mucit, bir
Yoldaki Mühendis
Yoldaki MühendisAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20244,585 okunma
Her şeyden çok Beşir geri dönüşe odaklanmıştı. Filistin'in yenilgisinin intikamını alacaktı, ailenin itibarını geri alacaktı; babasının, annesinin ve kardeşlerinin çektiği acı kayıpları onaracaktı. Mallarına el konulmasının ve evden çıkarılmalarının utancını temizleyecekti. Yıllarca, Beşir ve yüz binlerce mülteci için geri dönme umudu önce ümitsizliğe ve sonra öfkeye dönüşmüştü.
Sayfa 155Kitabı okudu
ATATÜRK'ÜN HİÇ BİTMEYEN UMUDU
Atatürk'ün hiç bitmeyin umudunun ardında hiç bitmeyen bir çaba, hiç bitmeyen bir azim, hiç bitmeyen bir irade vardır. Örneğin, O “umut fotoğrafı”nı imzaladıktan bir gün sonra, 25 Mayıs'ta, böbrek rahatsızlığını tedavi ettirmek için Viyana Karlsbad'a gitti. 2 Ağustos'ta İstanbul'a döndü. 7 Ağustos'ta, 7. Ordu Komutanı olarak Suriye-Filistin'e ikinci kez atandı. 28 Ağustos'ta Nablus'a gidip komutayı aldı. 19 Eylül'de General Allenby komutasındaki İngiliz Ordusu, Filistin-Suriye cephesine saldırdı. 26 Ekim'de Atatürk, İngiliz-Arap kuvvetlerini Halep'in kuzeyinde durdurdu. Kendi ifadesiyle, orada “Türk süngüleriyle bir sınır” çizdi. 30 Ekim'de Osmanlı, Mondros'u imzalayıp savaştan çekildi. 31 Ekim'de Liman Von Sanders'in yerine Yıldırım Orduları Komutanlığı'na getirildi. 1 Kasım'da Adana'ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı'nı devraldı. 1 Kasım-10 Kasım arasında Adana'da Kurtuluş Savaşı'nın ilk hazırlıklarını yaptı. Osmanlı umudu tüketip teslim oldu, ama Atatürk asla teslim olmadı. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun Atatürk hiç vazgeçmedi, hep kazanacağına inanarak savaştı, asla umudunu yitirmedi. Kurtuluş Savaşı, işte bu hiç bitmeyen umudun eseridir.
Reklam
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.