Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Hiçbir inceleme bu kitabı okurken insana yaşattığı acıyı anlatamaz. "Anneme ve babaları siyasal, faili meçhul cinayetlere kurban giden bütün çocuklara" diye başlıyor ve bir mezar yerinin bile çok görüldüğü Sabahattin Ali'nin meskeninin dağlar olduğu ile bitiyor. Bolca fotoğrafın bulunduğu, Sabahattin Ali'nin kızı Filiz'in gözünden hatırladıklarıyla oluşturulan bir yaşam öyküsü. Filiz bunalıma girmiş, psikolojisi bozulmuş. Çocuk aklıyla. "Acaba ben kötü çocuk olduğum için mi babamı öldürdüler?" diyor. Bu satırları okurken insan büyük bir acı hissediyor. Bir babanın öldürülüşünün, bir çocuğun hayatında açtığı derin yaralar ve kendini suçlaması. Babamın öldürülüşüne dair öne sürülen şeyler bir sebep olmaz diyor. Gerçekten bunlar birer sebep olmamalı. Bkz:
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Teselli etsin diye bir mezar taşı yaptırmış mezarsız babasına "Başım dağ, saçlarım kardır Benim meskenim dağlardır" Mesken tuttuğun dağlarda huzurla uyu Sabahattin Ali..
Filiz Hiç Üzülmesin
Filiz Hiç ÜzülmesinFiliz Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2020357 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Sabahattin Ali deyince aklıma hüzün, hasret, aşka aşık bir adam geliyor. Onun gibi bir adamın canı gibi sevdiği eşi Aliye’sine, Ruhum dediği biricik kızı Filiz’ine yazdığı mektuplar beni şaşırtmadı çünkü bütün hayatına, okuduğum Yeşil Mürekkep romanında tanık olmuştum zaten. Aliye ile nişanlılık döneminde başlıyor mektuplaşmaya, mektuplaşarak kuruyorlar bütün ilişkilerini hatta yuvalarını. Öyle ki gelinliğe bile mektuplaşarak karar veriyorlar, her mektupta aşkı, sevgiyi kalbinizin en derin kuytularında hissediyorsunuz. Evlendiklerinde de mektuplaşmalar devam ediyor her gittiği yerden, yattığı hapishaneden mektup yazmayı ihmal etmiyor Sabahattin Ali, acılarına, sıkıntılarına da bu mektuplarda tanık oluyor insan... Her mektubunda Filizini soruyor mutlaka, Filiz hiç üzülmesin diyor Filiz ağlamasın sakın. ️ Bazı mektuplar da da hafif bir tebessüm oturdu yüzüme “Filiz yemeklerini yiyor mu, Filiz kilo aldı mı, Filiz ben dönmeden iki kilo almalısın kızım “ Bundan 70 yıl önce bile bir babanın onca derdinin arasında düşündüğü şey yavrusunun yemek yemesi kilo almasıymış meğer dedim Son mektuba geçmek istemedi kalbim, sonunu bildiğim bu hikaye bitsin istemedim. Sabahattin Ali masasında yeşil mürekkepli kalemiyle Aliyesine, Filizine mektuplar yazarken kalsın istedim, isterdim. ‍‍️ .
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,5bin okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ne zaman Sabahattin Ali'nin hayatını okusam bir mucize olsun isterim Sonu farkli bitsin isterim. Fakat hep aynı hazin son. Bu kadar iyi niyetli bu kadar ahlaklı ve insani vasıflara sahip birine bu sonu nasıl ve hangi vicdanla layık gördüler aklim asla almıyor. Bu kitapta da sevgili Filiz Ali gözünden baba rolundeki Sabahattin Ali yi okuyorsunuz. Ama bir uyarıda bulunmak gerekirse, bu sefer küçük bir kızın gözünden okuduğunuz icin daha fazla yürek parçalıyor.
Filiz Hiç Üzülmesin
Filiz Hiç ÜzülmesinFiliz Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2020357 okunma
Babamın sözünü tuttum ve uzun zaman hiç üzülmemiş gibi yaptım. Yıllar boyu onun öldüğüne inanmadım. Geri gelecek diye bekledim. Kalabalıklarda ona benzettim insanları, yabancı ülkelerde beyaz saçlı, kısa boylu, tombulca adamları takip ettim, odur diye. Rüyalarıma girdi sık sık, hiç konuşmadan, gözlerini hafif kısarak, gülümseyerek baktı bana rüyalarımda, ben hep peşinden koşup onu yakalamak istedim ama hiç başaramadım. Babam için uzun yıllar hiç gözyaşı dökmedim, çünkü O “Filiz hiç üzülmesin...” demişti. Ama Denizler asıldığında, Sinanlar, Mahirler öldürüldüğünde çok ağladım, yıllarca gözpınarlarımda babam için biriken gözyaşları durmadan aktı, aktı, aktı... Türkiye’de siyasal cinayetlere kurban giden değerli insanların ne ilki ne de sonuncusuydu babam. Tanrılar kana doymayacaklar mıydı?
Sayfa 9 - Yky 2011Kitabı okudu
Dedemin ölümüyle babam ister istemez ailenin reisliğini üstlenmek zorunda kalıyor. Ölünceye kadar da ailede kimin başı derde girerse babamın bu dertlere çözüm getirmesi doğal olarak bekleniyor. Hapisteyken, işsizken, polisten saklanırken bile annesine aylığını göndermeyi hiç ihmal etmiyor Sabahattin Ali.
Sayfa 21 - Yky 2011Kitabı okudu
Reklam
Annem, babamın kitapları konusundaki hayretini hala her fırsatta dile getirir. İstanbul'da evlenip Ankara'daki ilk yuvalarına taşındıklarında annemi en çok şaşırtan şey, iki odalı evin bir odasının tümüyle kitaplara ayrılması olmuş. Kitaplar hep çok önemli...
Sayfa 26 - Yky 2011Kitabı okudu
Bir insan eşini ancak bu kadar güzel tasvir edebilirdi...:))
Altın gibi sarı saçlı, fevkalade güzel lacivert gözlü, beyaz tenli, gözlerinin etrafında yazın beliren seyrek çilli ve uzunca boylu bir kızcağız... yaşı tam yirmi... Ismi de Aliye...
Sayfa 39 - Yky 2011Kitabı okudu
Tuvaletteyken bile okurmuş :))
Aramızda onun kadar aralıksız okuyan yoktu. Bir de öykü anlatayım: Benim kayınbabam temyiz reislerindendir. O sırada başsavcıydı. Bir akşam Sabahattin’le gittik. Sabahattin kitabını açtı, hiçbir şey söylemedi, okudu, okudu, okudu... Biz de konuştuk filan. Kayınpeder çok severdi Sabahattin’i. Sabahattin’i herkes severdi, çok sempatikti. Neyse sonunda Sabahattin, eh artık kalksak, dedi. Böyle deyince kayınpeder de, evlat dedi, tatlı tatlı konuşuyorduk. Oysa Sabahattin hiç konuşmamıştı, sürekli okumuştu... Nitekim bazı geceler çıkardım yukarı, bakarım yüzükoyun uzanmış, önüne de kitabı koymuş okuyor...
Sayfa 68 - Yky 2011Kitabı okudu
432 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.