Düşünüyordu: "Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."
Can Sanat YayınlarıKitabı okuyor
We're not the same age - I'm eight years younger - but I've lived a century more and could give him classes in maturity and life experience. I felt comfortable with him from the start. We have similar tastes in books, movies, and music, and we laugh at the same things. Aynı yaşta değiliz - ben sekiz yaş daha küçüğüm - ama ben bir yüzyıl daha yaşadım ve ona olgunluk ve yaşam deneyimi konularında dersler verebilirim. Onun yanında kendimi en başından beri rahat hissettim. Kitap, film ve müzik konusunda benzer zevklerimiz var ve aynı şeylere gülüyoruz.
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Pedokrasi
Film düşkünlerinden düşünce üretmeleri istenmemektedir ve olgun kimselere özgü olan zeka bir tarafa atılmıştır. Bugünün bütün halk eğlenceleri fikirlerden çok göze hitap ediyor. Yani çocukçadır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Ah...
"Sigarayı bırakmak gibidir," dedim. "Bir ay geçer, sarhoş olursun, bir iki taneden ne olacak dersin. İkinci sigaranın yarısında niye bıraktığını hatırlarsın. Ama artık tekrar başlamışsındır. Böylece on bin civarında sigara içtikten sonra aynen o ilk sigarayı yakmadan önceki ana dönersin." Jesse ellerini beceriksizce, şefkatle kaldırıp omzuma dokundu ve "Ben sigarayı da bırakamam ki baba," dedi.
DÜĞMELER
Aralıksız artan enflasyon ve geçim sıkıntısı, multikültürellik adı altında toprak işgali ve ulus kavramının bilinçli olarak yokedilmesi, ülkesini sevmeyen ve sistematik bir şekilde her kutsalın içini boşaltan liderler, çiftçileri ağır vergilerle boğarak kasıtlı kıtlık, toplumun kodlarını bozmak için özenle tasarlanmış TV programları, kendi kurguladıkları distopik geleceğe hissizleşmemiz için önden bize film adı altında pazarlamalar, pandemiler, mesafeler, sürdürülemeyebilir hedefler, karbonlu söğüşler... Birileri bizim delirmemiz için tüm düğmelerimize basıyor gibi hissediyorum. Bizi bir şeye hazırlıyorlar ama nedir? Birileri "Mesihin gelmesi için zemini hazırlıyoruz." demişti. Aklıma geliyor sürekli. Yalnız yerler kaygan, sıkıntı olabilir...
Sayfa 18
İnsan ömrü yol ve yolculuk metaforu içine sığdırılmış bir kurguysa; film bitip roller son bulduğunda, mutlu sona erişecek olanlar ancak cennetliklerdir.
Reklam
Benzetme yapacak olursak, bir filmi ele alalım: Bir film, binlerce bağımsız görüntüden olu­şur, bunlardan her biri bir şey ifade eder ve bir anlam taşır; yine de son karesine gelinmedikçe filmin tamamının anlamı ortaya çıkmaz. Ne var ki ilk önce bileşenlerden, bağımsız görüntülerden her birini anlamaksızın da filmin tamamını anlayamayız. Aynı şey yaşam için de geçerli değil mi? Yaşamın nihai anlamı da, eğer böyle bir şey varsa, en sonunda, ölümün eşiğinde ortaya çıkmıyor mu? Ve bu nihai anlam da, her bir durumun potansiyel anlamının, ilgili bireyin bilgisi ve inancının elverdiği ölçüde en iyi şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bağlı değil mi?
Sayfa 156Kitabı okudu
Tuzaktan sakınmanın ilk adımı, onun nerede olduğunu bilmektir.
Sayfa 65 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Sonuçta insan her şeyden önce kendi çıkarını düşünür.
Sayfa 64 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.