Kitabı geçen yıl ilk okuduğumda bir hafta etkisini, izlerini yaşamıştım. Aradan bir yılı aşkın zaman geçti, kitabı elime alıp bir çırpıda film izler gibi okudum, okumaktan ziyade yaşadım.
Raif oldum, Maria oldum. Kendime gelmeye çalışıyorum. Kafamda inşa ettiğim istasyonu yaşadım, küçük kıza baktım, sanki oradaydım.
Eserin mükemmelliği, eserdeki çok özel cümleler, bakış açıları beni benden aldı. Ezilmişlikler, yaşanmamışlıklar….
Hayatı olduğu gibi kabul etmek, beklemediğimiz anda gelen gerçekler, vicdan azabı çekmek, içe kapanmak var da var…
Çok fazla kitap ile ilgili detay vermek istemiyorum.
Kitap okuma alışkanlığı olmayan yetişkinlere, özellikle bu kitabı okuması tavsiye edilebilir. İnsan bu kitabı okuduktan sonra okumaya alışkanlık kazanabilir düşüncesindeyim. Kitap okumayı aşılayabilir. Hem çok akıcı hemde uzun değil, kısa sürede okunabilir.
·
Not rated
Bir yeraltı klasiği olan Dövüş Kulübü Chuck palahniuk'un en çok bilinen romanı.
Romanda herşey anlatıcının uykusuzluğuyla başlıyor, sıradan hayatının sıkıcılığı ve tüketimin susmayan arsız çağrısı. Anlatıcı uykusuzluk için doktora gidiyor ve doktor bunun için anlatıcıyı kanser dayanışma gruplarına gitmesini öneriyor. Kanser dayanışma gruplarında marlayla tanışıyor. Zaten sonra hayatına Tyler Durden giriyor yarı kurtarıcı ve anarşist.
Amaç medeniyeti altüst etmek ve daha iyi bir dünya kurmak.
Roman kapitalizme, tüketim toplumuna,insanların monoton hayatlarına ve yaşamın anlamsızlığına(ya da anlamına mı demeliydim) kadar değiniyor. Özellikle tüketim tüketim tüketim ve ihtiyacımız olmayan şeylerin bizi tüketmesi. Bu kitap ve film açısından çeşitli incelenmeler yapılabilir.
Filmi kitap mı daha diye soracak olursanız, ben film derim.
Kitabıda çok iyiydi ama kitaptaki anlatımı biraz karışık. Altını çizecek çok kelime vardı.
Bu romanı üç defa okudum ve her okuduğumda farklı şeyler öğrendiğimi söyleyebilirim. Aynısı film içinde geçerli.
Kitapla kalın ve Sağlıcakla.
224 syf.
·
Not rated
Hep yanlış ata oynarım diyen Selçuk Aydemir'i daha iyi tanıdığımız, kısmen Biyografik eser diyebileceğimiz eğlenceli, konuşma havasında akıp giden bir kitap.
Selçuk Aydemir'in kendi ağzından hayatını, anılarınız dinliyoruz. Kardeş Payı, İşler güçler gibi diziler; Çalgı Çengi, Düğün Dernek gibi filmlerin nasıl ortaya çıkğını görüyoruz. Mesleki hayatının nasıl başladığını eğlenceli anlatımıyla öğreniyoruz. Parasızlık içinden çıkıp neler yaptığını görüyoruz. Bildiğimiz yönetmen, senarist ve yapıcımlardan değilmiş. Nargileci çıktı adam birde. Bildiğimiz eserlerinin yanında bilmediğimiz kısa film hikayelerinden bahsediyor. Bölüm sonunda QR kod bırakmış. Oradan izleyebiliyoruz.
Bu arada adam aslında Uçak Mühendisi, THY de falan çalışmış. Bu detayları bilmiyordum mesela.
Kitapta aslında Sadi Celil'in nasıl ünlendiğini, Haluk Bilginere senaryo gönderip kabul olduğunda neden yapmadıklarını, çok sevdiğim Leyla İle Mecnun'un tutmayacağını düşündüğünü anlatıyor. Burak Aksak hakkında da bilgiler ediniyoruz.
Selamlar. Bugün sizlere harika bir polisiye türünde bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın 512 sayfa olması gözünüzü korkutmasın. O kadar akıcı bir anlatımı var ki ve konusu itibariyle kitap şu gibi akıp gidiyor. Kitabın konusundan bahsedecek olursam 1830 yılında West Point askeri akademisinde yaşanan bir cinayet sonucunda dedektif Augustus Landor kendini bu akademi de bulur. Bu cinayeti çözmenin yanı sıra büyük de bir sır kapısını aralamak üzeredir. Landor ‘ dan soruşturmayı gizlilik içerisinde tutması istenir. Ancak bu soruşturmanın gizlilik içerisinde tutulması için de öğrenciler arasından kendisine yardımcı olacak birini bulunması gerekir. O kişi de dördüncü sınıf öğrencisi Edgar Allan Poe olacaktır.
Landor bu cinayetin sır perdesini aralarken fark edecek ki gerçekle gerçek olmayacak bir takım durumlar birbirine karışacak ve gerçeklik anlamını yitirecektir. Gizemler, sırlar, kalpleri sökülmüş cinayetler ve gotik unsurlar barındıran bu kitabı son sayfasına kadar heyecanla okuyacaksınız.
Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum ki 2022 yılında The Pale Blue Eye orijinal ismiyle film olarak yayınlandı. Augustus Landor karakterini Christian Bale ‘in muhteşem oyunculuğu ve kişiliğiyle hayat bulurken, Edgar Allan Poe karakterini ise Harry Melling ile hayat buldu. Filmi de kitap kadar gizemli ve etkileyici. Kitabı okumadan filmi izlemeyin. Kitabı okudukça filmdeki çoğu şeyi daha net olarak anlayacaksınız. Kitapla kalın.
Lovecraft'ın kabus gördüren başyapıtı
Iä! Iä! Cthulhu fhtagn! Ph'nglui mglw'nfah Cthulhu R'lyeh wgah-nagl fhtagn!
Sonsuza dek yatabilen ölü değildir ve tuhaf uzak zamanlarda ölüm bile ölebilir!
H.P. Lovecraft'ın en önemli eserlerinden biri olan ve korku-gerilim türünde en çok okunan 66. kitap olan bu başyapıt, korku severler için bulunmaz bir nimet. Kitap 7
495 syf.
8/10 puan verdi
Kitaptaki her ayrıntıyı araştırırsanız benim gibi spoiler yersiniz :) Spoiler yemiş olmama rağmen o kadar şaşırtmaca vardı ki, kendimden kuşku duydum.
Kitap oldukça merak uyandırıcı ve zihin açıcıydı. İşe yolculuklarımda eşlik ettiği için yoldaşım oldu diyebilirim. Bahsi geçen tabloları açıp mekanları incelemek, kitabı onlar eşliğinde okumak da görsel şölen sundu. Yazardan okuduğum ilk kitaptı ve akıcılığı beni büyüledi, o kadar uzun süre kitap okumadıktan sonra kısa sürede bile okuduğumu söyleyebilirim.
Filmi izledim ama film kitabı bence yansıtmamış, kitabın kıymeti gözümde daha da arttı bu yüzden.
