Film mutlu biter. Öyle ki bu filmden sonra birbirlerine gerçekten âşık olan Sadri Alışık ve Çolpan İlhan evlenir. Bu evlilik, Sadri Alışık'ın ölümüne değin sürer. Yalnızlar Rıhtımı (1959)
One Hour Photo (2002)
Daha henüz birkaç dakika önce bitirdiğim ve çok beğendiğim bir filmden alıntı paylaşmak istiyorum. "Hiç kimse unutmak istediği bir şeyin fotoğrafını çekmez" photo by M.E.
Reklam
Sadece bakma, bir de gör.
Düşünün.. Çünkü henüz yasaklanmadı. Bir filmden alıntı.
Film Tavsiyesi: Lunchbox
Eşref saatindeyseniz, sakin ve huzurlu hissediyorsanız, izlemekten çok keyif alacağınızı düşünüyorum. Filmden bir alıntı: "Yanlış bir tren, sizi doğru istasyona götürebilir."
Kitabları, nasıl desem, bir filmden özel yapan şey onlara tutunabilmenizdir. Kendi dünyanız fırtınaya maruz kaldıysa bir kitap farklı bir dünyaya bir geçit oluyor. Sayfalar arasında saklanabilir, huzur bulmak ya da korunmak için orada durun dinlenebilirsiniz. En iyi yanı ne biliyor musunuz? İster yedi, ister altmış yedi yaşında olun, en sevdiğiniz kitabınız tıpkı eski bir dost gibi kollarını açmış sizi bekliyor. İşte Son Kış’ın benim için anlamı bu.
Bertrand Russell gibi, özellikle matematik ve fizik alanlarındaki diğer bilim adamlarının yaşamöyküleri de, bilimsel ve şizofreni arasında bir ilişki olabileceğini düşündürüyor. Isaac Newton bir başka ilginç örnek. Prematüre olarak doğmuş ve ilk yıllarını zayıf bünyesinden kaynaklanan zorluklarla geçirmiş. Yaşamı boyunca çeşitli şizotipik özellikler sergilemiş. Sürekli bir kuşku içindeymiş. Kendi zamanı için bile aşırı olan, simyacılık ve gizemcilik gibi aykırı inanç ve ilgi alanları varmış. Bu özellikler bile "şizofreni yelpazesinin bir yerinde olduğunu düşünmek için yeterli, ancak kırk yaşında geçirdiği bir psikotik kriz hesaba katıldığında, bu teşhis sanki daha da doğrulanıyor. Robert Hooke gibi çeşitli insanlarla yaptığı yazışmalardan da sezebileceğimiz gibi, bu psikotik dönem boyunca başkaları tarafından rahatsız edildiği saplantılarıyla boğuşmuş. Sylvia Nasar'ın kitabı Akıl Oyunları (1998) ve aynı isimli Oscar ödüllü filmden, John Nash'in yaşamı çoğu okuyucuma tanıdık gelecektir. Oyun teorisine yaptığı, kendisine Nobel ödülü kazandıran katkıların yanında, yetenekli ve yaratıcı bir matematikçiydi Nash. O da erken yaşlarda şizotipik özellikler göstermiş ve otuz yaşındayken psikoza girmişti. Kendisiyle aynı adı taşıyan oğlu John da şizofrendir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
267 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.