“Sinema rüyanın dillerini kullandığından beri, rüyalar hakkında konuşmak, filmler hakkında konuşmak gibi; yıllar, saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz.”
Filmler ve Rüyalar
Kİtabın temel amacı, rüyaların sinemada nasıl kurulduğunu Tarkovski, Bergman, Sokurov, Kubrick ve Wong Kar Wai gibi yönetmenler aracılığıyla anlatmak.
Kitapta bulunan 10 bölümün ne anlatmak istediğini inceleyip, beğendiğim ve beğenmediğim veya eksik bulduğum noktalara değinmek istiyorum.
1.Bölüm
BİÇİMCİLİĞİN YADIRGATMASINDAN
Ama Tarkovski, "alışkanlığı kırma" işini bir sahneyi "gerçek zamandan "soyut bir zamana" aktararak yapmaz; soyutluk ve somutluk arasında yer aldığını düşündüğü bir ara alana, rüyaya başvurarak yapar.
Tarkovski için "rüyanın mantığı", her sahnenin kendi zaman yasalarını, kendi zamanını veya Tarkovski'nin deyişiyle kendi "zaman hakikatin i üretmesi anlamına gelir (Sculpting, s. 120).
Heidegger ve Cauquelin aracılığıyla manzaraya dair tartışmamıza dahil olan şey, khora, yani yer problemidir. Khora sadece tinsel bir dünyada, yani ne pastoral yaklaşımların ne de bilimsel ölçümlerin bulunduğu bir dünyada var olan problemler üzerine düşünmekten doğan gerçekdışılık anlamına gelir. Estetik bir fenomen olarak manzara,bir "yer"dir, bir khora dır, böyle olmasının tek nedeni de pozitif değil, daha ziyade tinsel bir nitelik taşımasıdır. Başka bir deyişle manzara, her tarafında nihai açıklıklar bulunan boş ve kapalı bir uzam değildir; yani içerisinde şeyleri algılayabildiğimiz bir uzam değildir,sadece bir şeyin kendisidir.