• Ruhumuz bazen onurlu işlerle meşgul olan bir kral, bazen de tutkularının kölesi olmuş bir tirandır.
• Mutlak güç, her zaman doğru yoldan çıkmaya sebep olmaz.
• Örneğin, Seneca'nın öğrencisi Neron bir tiran iken, Epiktetos'un yakın arkadaşı Hadrianus bilge bir filozof kraldı.
• Önemli olan, bireyin ruhsal gücü ve öz farkındalığıdır.
• Neye değer verdiği, hangi tutkularını kontrol altında tuttuğu ve vicdan ve adalet duygularının sonsuz zenginliğin ve saygınlığın cezbediciliğine karşı nasıl savaştığıdır.
• Aynı şey senin için de geçerlidir.
• Hem iş hem de özel hayatını düşündüğünde, tiran mısın yoksa bir kral mısın? Karınca mısın yoksa kahraman mı? Hangisi olacaksın?
Hayatımızın en büyük bölümü kötü iş yapmakla, büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla, tüm yaşamımız ise yapmamız gerekeni başkasını yapmakla geçiyor.”
Bu sözleri mesai saatleri, Instagram ve Netflix arasına sıkışmış biri değil, iki bin sene önce yaşamış bir filozof söylüyor. Seneca’nın en çok kızdığı kişiler, gereksiz yere vaktimizi çalanlardı: “Öyle akılsızlar ki; bir kimseden küçük, değersiz, yerine konabilir bir şey aldılar mı, kendilerini borçlu hissederler de, karşılığı verilmeyecek tek şeyi, yani zamanını aldıklarında borçlu saymazlar kendilerini.” Bu nedenle zamanını başkaları için harcamış ve tüketmiş birinin kaderini, elinde olmadan fakirleşmiş kişiye benzetir Seneca: “Herkes affeder onu, ama kimse yardım etmez ona.” Filozofa göre zamana gereken değeri vermeliyiz çünkü her gün ölmekte olduğumuzu bilen, kalan zamanını önceliklerine ayırır, bizim gibi çaresiz yaşamaz.
Bundan aylar önce Platon ve Platon Sonrası eserine dair başlayan yolculuğum eserin yazarı olan Fatma Paksüt'ün yolculuğunda da yer yer benzerdi. Seneca okumaları neticesinde bir idea kuramında bulduğu çıkmazla yolu Platon'a düşer ve filozofu tanımlamanın felsefeyi anlamakla, düşünce bilimini çözmekle eşdeğer olduğunu farkeder. Benim
Ne tuhaf, bunca zaman düşünceleriyle karanklıkları aydınlatan olarak bildiğim, okuduğum tüm kitaplarında üzerine uzun uzun düşündüğüm bir yazarın sosyal platformlarda karşıma “karanlık, karamsar ve hayat karartan olarak çıkması”. Meğer ne kadar farklı pencerelerden bakmışız yazarın kalemine. Tozpembe olmayan ne varsa hayata dair, bir kara leke
Stoacının Günlüğü kitabı benlik kavramına ortaya çıkarmak için var dır kitabı her sene tekrar okuyorum ve bir alışkanlık oldu.
Stoacılar, MÖ 3. yüzyılda Yunan filozof Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bir felsefe okulunun mensuplarıdır. Stoacılık, erdemli bir yaşamı, doğa ile uyumu ve duygusal dengeyi ön planda tutan bir felsefedir. Stoacılara göre