LESKOFÇALI GALİP - Gazel
"Hitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Cevâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Meâli hikmet-i sırr-ı Vedûd’dur yekser Kitâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Hurûf-u dâğ-ı muhabbet dilimde kaldı nihân Hisâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Ne bîm-i düzaha benzer ne hevl-i câna firâk Azâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim Firâk-ı yâr ile Gâlib misâl-i Mecnûn’um Ukâb-ı aşk-ı kim anlar kiminle söyleşelim" (Seslenişini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Cevabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Anlamı çok sevecen olan Yaradan'ın gizinin amacı baştan başa, kitabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Sevginin yanık yarasının harfleri gönlümde saklı kaldı, hesabını aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Ne cehennemden ürkmeye ne can korkusuna benzer ayrılık, işkencesini aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim? Yârdan ayrılmakla Gâlip, Mecnun'a döndüm, alıcı kuşunu aşkın kim anlar, kiminle söyleşelim?)
Sayfa 246
Mefi - Azap
Firak-ın nar-ı cehennemden evlâdır. Ey Yâr Beni bu azapla azaplandırma, gel gireceksekde nar-i cehenneme birlikte girelim. Göreceksin ki yakmayacak ateş bizi. Tıpkı Hazreti Musa (as) zamanında kafiride yakmadığı gibi...
Mefi
Mefi
Reklam
G Ö Z L E R İ M
Issız, izbe, tenha yerler meskenim Arar durur bir sitare gözlerim Azat kabûl etmez, senin bendenim Sendedir derdime çâre gözlerim Ben gönlümü yâr kapısın açınca Ara yerden ay misali kaçınca Karanlık ufkuma ışık saçınca O vakit yanarım nâre gözlerim Takvim geçer, saat çalar zaman bak Hasret getiriyor her düşen yaprak Kara bahtım gibi bende bu firâk Gönlüm etti pare pare gözlerim Duam budur, bir murada ermesin Şad olarak zevki sefâ sürmesin GAMGÜDER der kör olsun da görmesin Bakar isen başka yâre gözlerim
Ayrılıktan yâr benim bağrımı büryan eyledi; Özünü bir yana saldı, beni bir yan eyledi. Za'feran tek benzimi döndürdü ol bî-rahm yâr; Düşmanı handân edip, dostunu giryân eyledi. Aldı gönlüm, kılmadı ol bî-vefâ bir kez vefâ; Yıkdı ma'mûr şehrimi, gör nice vîrân eyledi. Cânımın zahmından, ey cân! hâb gelmez aynıma, Ciğerimde zahm-ı peykân, tîr-i müjgân eyledi. İşitirse taş erir hasrette âh ü zârımı, Ol gül-endâm yâri gör, gönlümü zindân eyledi. Cehd kıldım çok, visâle yetmedim, çektim firâk Tedbir ona n'eylesin, takdîr-i Yezdân eyledi. Ey Nesîmî, subh-dem var, arz kıl dildâra sen, Gamzeye versin nasîhat, yoksa çok kan eyledi.
Sayfa 62 - 63 KetebeKitabı okudu
MUHABBET GÜLLERİN GÖRMEK DİLERSEN
Gel ey cân bülbülü gaflette kalma Muhabbet güllerin görmek dilersen Beka mülküne azm et fânî olma Muhabbet güllerin görmek dilersen Hakîkat meyvesin dermek dilersen Alır hep sahibi senden bu mâlı Yeter oldun bu dünyânın hamalı
Sanmam ki bu cihânda derd ü keder biter Dert bitmez de elbet; ümit biter, ömür biter. Gönül bağımız vakitsiz hazâna uğradı da Gül de biter, lâle de biter, sünbül de biter. Bahârı göremediysek de ne hâcet yeise Kış da biter, yaz da biter, güz de biter. Ömür ki en güzelidir yâr ile müdâm meğer Tende biter, dilde biter, cânda biter. Melâl-i dilimle hâba durduğum zamân Leyâl de biter, hayâl de biter, melâl de biter. Vâsıl olamadıysak da bir vakit gülhandeye Yol da biter, yıl da biter, hâr-ı firâk de biter. Sanmasınlar yâre edecek söz kalmadı ugûlde, Sâife biter, mürekkep biter, dîde-i âb biter. Dûçâr olmuş girye ile Sâhî dâüssılaya, Zâr da biter, hâr da biter, nâr da biter.
Reklam
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.