Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama ona sorulursa yaptığı, vakti olursa yapmak istediği şey, geçmişte yaşamaktan ziyade geçmişi açıp iyice bir bakmak.
“ Faili meçhul cinayetin prova öncesi “ …. Cesedime suni teneffüs yapılırken Yürek damarlarımda aşırı dozda rastlanılan Yalnızlığına inat Gözlerim hep aynı saatte “ Sana “ tehirli kalıyordu.
Reklam
Bir sihir gibiydi şehre inerken gece Mektubum güvercin oldu vardı gizlice Gel diyor, geç olmadan gel, geçiyor yıllar Böyle başladı, dönülmez bu müthiş firar
Bu kadarı çok fazla, bu kadar çok şeye ulaşılamaz.Birinin tutuklu olması ve belki de başarabileceği bir firar niyetiyle yetinmeyip, yanı sıra, hem de üstelik aynı anda hapishaneyi bir zevk sarayına dönüştürme niyetini taşımasını andırıyor. Kaçarsa hapishaneyi dönüştüremez, eğer dönüştürürse kaçamaz
Sayfa 63
Denize bıraksam kendimi Kumlara uzatsam gölgeni Havada umut ruhum firar Güneşte kurutsam kalbimi... youtube.com/watch?v=HXR2aAd...
Sen, emektar memur, yanı başımdaki arkadaşım, hiçbir şey bu hapishaneden firar etmeni sağlamadı, ve bu durumdan sen sorumlu değilsin. Tıpkı termitler gibi, ışığa açılan her deliği betonla kapatarak kurdun rahatlığını. Burjuva güvenliğinin, gündelik işlerinin, taşra yaşayışının kuralları içinde bir bilye gibi yuvarlandın, yeller, gelgitler, yıldızlar karşısında bu alçakgönüllü suru yükselttin. Büyük sorunlarla kafanı yormak istemiyorsun, insanlık durumunu unutabilmek için yeterince zorluk çektin. Başıboş gezegenin yerlisi değilsin sen, yanıtı olmayan sorular soramazsın hiç kendi kendine... Şimdi seni oluşturan balçık kuruyup sertleşti, benliğinde uyuyan müzisyeni ya da ozanı, ya da bir zamanlar benliğinde yaşamış olan gökbilimciyi kimsecikler uyandıramaz artık.
Reklam
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
446 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Carter Blake, yakalanması imkansız olan suçluların psikolojisi üstünde uzmanlaşmış bir FBI ajanı olarak tanınmaktadır. Keskin nişancı olan Caleb Wardell ise infaz edilmeden önce firar etmiş ve öldürmeye kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı. Wardell için öldürdüğü kişilerin ister kadın,ister çocuk olsun hiç bir önemi yoktu. Keskin nişancı unvanı onun için her şeyden daha kutsaldı... Ajan Banner ise bir taraftan kendi ailevi sorumlulukları ile bir taraftan da bu azılı katilin izini sürmek için Carter Blake ile çalışmak zorundaydı... Wardell kurbanlarını yine rastgele mi yoksa intikam duygusu ile mi işleyecekti? Banner ve Blake bu konu hakkında nasıl bir yol izleyeceklerine karar vermişlerdi. Takip ettikleri ipuçları onları bu azılı katile götürecek kadar güçlü müydü? Wardell'ın akıl dolu oyunları ve onlardan bir adım önde olması Banner ve Blake'in üzerin de ne kadar etkili olacaktı? Zeka dolu bir kaçış planı ve kedi fare oyunu olan bu av da hangi tarafa dönseler kendilerini daha karmaşık bir olayın için de bulan Banner ve Blake av mı avcı mı olacaklardı? Banner ve Blake bu koşturmacanın sonunda aradıkları cevapları bulacakları mı? Keskin nişancı olan Wardell'ın asıl amacı ne? Eser bir aksiyon film tadında. Kim nereden ne zaman çıkacak kestiremiyorsunuz. Olay örgüsü üç ana karakterin anlatımından oluşuyor. Kitap akıcı ve sade bir dil ile yazılmış. Özellikle son bölümü merak ile okudum...
Av Mevsimi
Av MevsimiMason Cross · Panama Yayıncılık · 2017686 okunma
Fena Kadın, Fena Çocuk, Fena Sevgili Güzel yüzün, uzamış siyah saçlarınla mâruf Sen fena kadın, fena çocuk, fena sevgili Kitaplardan, müzelerden, heykellerden kaçırdığım Rakı ile sarhoş İstanbul akşamlarından firar eden sen Ben aşklar düşünürüm senin için, gizlenmez, ilan edilmez Mesela, karlı kanun akşamları sokaklarda olduğun
"Bu şehir mi zıvanadan çıkmış, yoksa insanlar mı çıldırmıştı?" Ve bu şehir; gecesinde cinayet, hırsızlık, fuhuş, esrar nice asayiş olaylarıyla, sabaha kadar belalı geçer. Gecelerini bilmeyenler için şatafatlı görünür ama bol makyajlı bir kocakarıdır Ankara. Ankara'da geceyi yaşamak ile gündüz nefes almanın arasındaki kırmızı çizgi, cinayete kurban giden fail-i meçhullerdir. Başkentin, fail-i firar suçlarında, polisle oynanan hangi satranç oyununun, hangi karesinde, kaçıncı hamlesin? ŞAH MAT YAPMADIĞIN SÜRECE SEN DE KURBANSIN?
Reklam
Gönül, senin ellerini tutup, "Hüsam! Ne yapıyorsun? Benden firar ediniz. Ben senin zevceni sevmiş idim... Ben şimdi onun matemini tutuyorum, onu unutmak istiyorum, beni bırakınız, benden kaçınız" demek istiyordu.
Sayfa 123Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.