Rıfat ÇELEBİ

60 syf.
·
Puan vermedi
Vakit Yok,Gemi Kalkıyor Artık...
Bilinmeyen adanın öyküsünde Saramago, okurunu bilinenin dışında bilinmeyenin izini sürmeye sıradışı bir yolculuğa davet ediyor. Her zorluğa rağmen hayalinin peşinde koşmak isteyen adam vasıtasıyla yazar önce kralı ulaşılmaz sırça köşkünden indirip halkın içine çıkarıyor ve bürokrasiye derin bir eleştiri getiriyor. Kralı hakim olduğunu sandığı alandan, hakim olunamayan, bilinmeyen bir alana çekiyor ve bozguna uğratıyor. Öyküye gelecek olursak bilinmeyen bir adaya doğru yola çıkmaya hazırlanan adamın ıssız adasını keşfetmesi konu ediliyor. Öykünün bazı yerlerinde tekne Nuh’un gemisini çağrıştırıyor. İncecik kitap, sığ görünen derin bir su gibi, keşke daha önce keşfetseydim... Mutluluğu bazen çok uzaklarda arıyoruz, varacağımız noktada mutluluğun bizi beklediğini sanıyoruz. Oysa mutluluk bilinmeyen bir adada değil; ummanda bilinmeyen mutluluk adasını ararken her tarafından hayat fışkıran o yüzdüğümüz teknede, yaşananlarda, yolculukta… Uçsuz bucaksız ummanda kimsenin bilmediği o ıssız ada biziz… Tekneyi bazen güvenli limandan alıp bilinmeyen adalara doğru sürmek gerek, sonunu düşünmeden… Yolculuğunuza eşlik edecek bir şarkı da bırakayım. İyi okumalar... youtube.com/watch?v=8Lee4rB...
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,1bin okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Her çocuk bir kitap, kimisinin sayfaları silik, kimisinin yırtık, kimisi kalın, kimisi ince; okunmayı bekleyen karşısında uzun uzun düşünülecek her türden binlerce kitap…Kiminin adı Ayşe, kimininki Ali, Ahmet, Hasan, Hüseyin ve daha nicesi… Boy boy, renk renk, pırıl pırıl çocuklar… Öğretmen ise bir kütüphaneci, kitaplarını okuyan, başlarını
Benim Küçük Dostlarım
Benim Küçük DostlarımHalide Nusret Zorlutuna · Panama Yayıncılık · 20183,358 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Uçun kırlangıçlar ! Okuyarak özgürlüğe uçun !
Zarifoğlu; Motorlukuş hikayesiyle yıllar öncesinden insansı robotların, yapay zekanın sıkça konuşulduğu bugünleri öngörüp yermiş adeta. Makinalaşmayla birlikte gücümüzü ve derinliğimizi kaybetmeye başladık, zamanla tembelleştik ve duygusuzlaştık. Tırnaklarımızla kazırken nasıl da güçlüydük, sıksak taşın suyu çıkardı; makinaların sunduğu rahatlığa erince anladık...Unumuzu bileğimizle öğütüp terimizle yoğururken nasıl da tatlıydı ekmeğimiz; makinaların soframıza koyduklarını yiyince anladık...Her işimizi yavaş yavaş yapıp içimizdeki boşlukla yüzleşirken nasıl da insandık; makinaların hızıyla artan zamanı öldürürken kendimizden uzaklaşınca anladık. Doğasından uzaklaşan her şey zamanla körelir ve yozlaşır. İnsansı robotlar çıktıkça robotsu insanlar türüyor; duygusuz, monoton... Zarifoğlu; aynanın yansımasında insanın zalimliğini, vahşiliğini yüzüne vuruyor, aslanın ağzından yöneticilik vasıflarını sorgulatıyor, kara yılanın yıkılışında makamın, mevkinin ve dahi hayatın faniliğini gözler önüne seriyor. Hikayelerinde yer alan fantastik unsurlar ve küçük sohbet aralarıyla bugünün küçüklerine, verdiği mesajların derinliğiyle yarının büyüklerine hitap eden bir kitap. Her yaşta okunulası. Uçun kırlangıçlar, sizi kafeslere hapsetmek isteyenlere inat uçun, uçsuz bucaksız göklerde…Vurulan pırangaları kırarcasına çırpın kanatlarınızı…Minicik gövdenizle koca fillerin belalısı olun. Uçun kırlangıçlar ! Okuyarak özgürlüğe uçun !
Motorlu Kuş
Motorlu KuşCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20151,073 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
79 syf.
·
Puan vermedi
Petersburg’un kalbi; vitrinleriyle, ışıltısıyla baş döndüren Neva Bulvarı, anlaşılmaz karakterlerinin hiç olmadıkları gibi göründükleri bir sahne, bir sergi…Bulvarda her türden insana rastlamak mümkün; yürüyen kravatlar, redingotlar, şapkalar, çizmeler, bıyıklar, rütbeler… Soylular, amirler, memurlar, dilenciler, gençler, yaşlılar, öğrenciler, bekarlar sırayla çıkarlar inerler bulvar sahnesine. Neva Bulvarı, şeytani ışıklarıyla kendine çeken dünya gibi işte, fani ve boş… Sahnenin gerisinde acınası ahlaksızlığın temizlik ve güzelliğe korkunç tırnaklarını geçirdiği bir mekana yolu düşen Ressam Piskarev’in dünyası allak bullak olur, düşle gerçek birbirine girer. Sevdiğini bataklıktan kurtarmak için elini uzattığında kendisini mezarda bulur. Gogol’un betimlemeleriyle, gerçekle düşün güzelce harmanlandığı Neva Bulvarı’nda dolaşmak isterseniz sayfaları çevirmeye başlamalısınız. Yanınıza caka satmak istediğiniz bir eşya almanız hiçte abes karşılanmayacaktır. İyi okumalar…
Neva Bulvarı
Neva BulvarıNikolay Gogol · Koridor Yayıncılık · 20201,844 okunma
76 syf.
·
Puan vermedi
Otobiyografik izler taşıyan bu eserinde Kafka “Dönüşüm” kitabını yazmaya iten psikolojik atmosferi solutuyor okuruna. Babasının paramparça ettiği dünyasında hissettiği baskı, işe yaramazlık, ikiyüzlülük, toplum dışına itilmişlik; onun kendisini kabuğuna çekilmiş utangaç ve ürkek bir böcek gibi görmesine sebep oluyor. Arkadaşça bir söz, tatlı bir
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Bildiğin Kitap Yayınları · 201940,1bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir hayal var; yaşanması mümkün… Simeranya, bir ütopya… İnsanın makinalaşmadığı kabiliyetlerinin her yaş ve meslekte serbestçe gelişmesine imkan tanıyan bir okul…Simeranya, bir ahenk ve sükun atmosferi…Ruhi sıkıntıların dindiği manevi tevekkül iklimi…Kazançların hakça bölüşüldüğü, çalışmamanın yasak olduğu, gelirlerin servetler yerine üretime katıldığı bir düzen… Bir de gerçek var, realite ; yaşadığımız… Kendimize hayran, kendimize düşman ve kendimize yabancı olduğumuz çetin bir çağ… Maddenin, ölçünün, fiziğin, matematiğin altın çağı; ruhun, maneviyatın mağara çağı… İnsanın makinalaştığı, makinaların insanlaştığı pis bir çağ ; insanın en yalnız çağı… Yalnızlaşıyoruz…Yalnızız…Konfor aşkıyla sonumuzu hazırlıyoruz. Şehirler ışıklara boğulurken ruhlarımız karanlığa batıyor. Değerlerimiz yozlaşıyor, dünya huzursuzluğu yaşıyoruz. Başımızda sersemletici gaflet rüzgarları… Kısacası modern tabirle; hayaller Simeranya, hayatlar Paris… Bir ben var bizde; saklıyız onun içinde…Melek de ,şeytan da var ruhumuzun gizbelerinde…Mesele hangisini serbest bıraktığımızda… Kitabın ruhu şu alıntıda saklı: Ey insan! … Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev bil, ân, gör, kendi içinde gör Allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,5bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Haluk Dursun Hoca’yı İskender Pala ile yaptıkları “İncir Çekirdeği” programından ve vefatından sonra sosyal medyada yayılan makamını kumrulara bırakma olayıyla hatırlıyorum. Ruhu şad olsun. Rahmetli Haluk Hoca’nın geleceğimiz olarak gördüğü gençleri iyiye, doğruya ve güzele yönlendirmek için hayata dair yazılarının kızı tarafından bir araya getirildiği nasihat niteliğinde bir kitap…Nasihat dinlemek bazılarımıza sıkıcı gelse de konuşma havasında akıcı bir üslupla yazıldığından öyle bir etki bırakmıyor. Hoca nasihatlarının özünde gençleri sıradan ve sürüden olmamaya davet ediyor. Basit gibi görünen ama hayat koşturmacasında ihmal ettiğimiz değerlerimizi, gelenek, göreneklerimizi ve güzellikleri hatırlatıyor. Doğayı, ağaçları, kuşları düşürüyor hatırımıza. Adabı, usülü ,erkanı gösteriyor bizlere. “Tembelhane yanıyor! Gençler Kaçışın !” bölümü en sevdiğim ve manidar bulduğum bir bölümdü. Rahmetli Haluk Hoca kökleri mazide, gözü atide bir gençliğin hayaliyle; meraklı olmayı, araştırmayı, sorgulamayı, çalışmayı, ümitvar olmayı, değerlerimize sahip çıkmayı salık vermiş bizlere…Onun hayalini gerçekleştirenlerden olabilmek ümidiyle kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Gençlerle Hayat Bilgisi
Gençlerle Hayat BilgisiHaluk Dursun · Yeditepe Yayınevi · 2022475 okunma
167 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayat
Engin Geçtan’ın okuduğum ikinci kitabı. Kitabın kapağında kuşlar uçuyor hayatın kısa olduğunu hatırlatırcasına… Hayat tezatlarla dolu bir muamma… Hayat, bu tezatlar arasında her an evriliyor ve dönüşüyor. Geçip giden zaman bizi bir yerden bir yere sürüklüyor, bu baş döndürücü sürüklenişte bazen kendimize yaklaşıyoruz, bazen uzaklaşıyoruz
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,039 okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
Savaş,sürgün ve esir kamplarının acılarıyla yoğurulu hayatının zor zamanlardan birinde karşısına çıkan Regina,Cengiz Dağcı’yı alır,yaralarını sarar kendine eş yapar.Cengiz Dağcı kendi koyduğu adıyla Kalbikul,doğduğu toprakların hasretini Regina’nın aşkıyla yoğurur ve ortaya hasret ve acılarla bezeli bir sürü eser çıkarır.En büyük destekçisi Reginasını toprağa verdikten sonra onu Hatıra Defterinde yaşatmaya devam eder ve ona olan aşkının yansıması olarak bu eser meydana gelir.Bu eser bir bakıma aşkının dünyaya ilanıdır. Yıllar yılı birlikteliğin arasına giren kara toprak...Issız evin her köşesinde ondan izler,hatıralar...Öpülen fotograflar,dinlenilen kasetler,koklanan elbiseler...Onun diktiği onsuz çiçekler...Ondan ekmek ufağı bekleyen ardıç kuşu... “Kubus,Kubus “ diye seslenince çıkıp gelen ve onu soran kargalar...Kendi kendine konuşmalar,gülmeler,ağlamalar...Zihni hep onunla meşgulken ve her şey onu hatırlatırken onsuz yaşamaya alışmak...Onsuz kendini uyutmaya çalışmak...Onsuz geçen günler,geceler...Kalabalıklara rağmen bir anda boşalan dünya... Böylesi bir aşkı,duyguların hızla sunileştiği günümüzde anlamak güç. “Yere düşmeden sımsıkı tutun sevdiklerinizi,toprak aldığını vermiyor geri” sözleri çınlarken dimağımda onun topraklarından süzülüp gelen şu türküyü bırakıyorum: youtu.be/8zcBhT2nV_k Asude uyu Regina ! Asude uyu Kalbikul !
Regina
ReginaCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2020189 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Üstad kitabının ilk bölümünde fikir ve hareketi birleştirirken, özlediği nesilde madde ve ruhu birleştiriyor. Kurşundan bir yük yükleyip özlediği neslin sırtına, sağlı sollu çift kanatla sürüyor tezatların arasındaki inceden bir yokuşa...Hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal...Kurşundan bir yükün altında çatlıyor, yırtınıyor yokuşa sürülenler...Üstad o çırpınışa ruh üflüyor, aşk katıyor adına dava diyor, aksiyon diyor. Alın yazısı yokuşlarda susamak olanlara yalnız acı bir lokma sunuyor zehirle pişmiş aştan... Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri anıyor, şarktan ve garptan misallerle perçinliyor anlattıklarını. Yokuş misali önümüze serilen zamanı aşmanın, Allah'la kul arasındaki tahta perdeyi yıkmanın yollarını gösteriyor. Bir şahsiyet çıkartıyor ortaya; inançlı, adil, azimli, bilinçli, ahlaklı... Ruhunu kaybeden her şeyin nasıl pörsüdüğünü, yozlaştığını gözler önüne seriyor. Ne ferde cemiyetin hakkını yediriyor, ne de cemiyete ferdi boğdurtuyor. Okunması gereken bir kitap,tavsiye ediyorum.
İmân ve Aksiyon
İmân ve AksiyonNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20163,639 okunma
Reklam
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hugo, kitabına idam cezasını eleştirerek haksızlığa karşı adeta bir manifesto mahiyetinde önsözle başlıyor. Bu kitabı açıklama ve yorumlama noktasında okurunun önüne iki seçenek sunuyor. Sonrasında “Bir Trajediyi Konu Alan Komedi” bölümü tiyatral mahiyette okura farklı bir tad olarak sunulmuş. Bu bölümde idam cezasını hafife alanların içinde
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Can Yayınları · 2019119,8bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Pelerinli kahramanlar koydular önümüze. Ne satranç oynuyordu önümüze konanlar, ne de derviştiler; ne ruhumuza hitap ediyorlardı ne de kafamıza ; yalnızca uçuyor konuyorlardı, kırıyor döküyorlardı. Böylece bizde uçtuk konduk onlarla , kendimizden geçtik, kendimize olan güveni yitirdik. Model fukaralığı değildi, umman içinde susuzluktu çektiğimiz,
Satranç Oynayan Derviş
Satranç Oynayan DervişA. Ali Ural · Şule Yayınları · 20231,465 okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hayat Güzeldir
Zenginler azdı,israfın,türlü yolsuzluğun boyu dağları aştı,insaf şehirleri terketti,merhamet kalmadı. Oğul babayı,kız anayı dinlemez oldu.Akrabalar birbirini akrep gibi sokmaya başladı,zina ziyadeleşti.Yoksulluk kol gezmeye başladı.Mazlumların ahı gökyüzüne yükseldi... *** Akşam haberleri...”Çin’in Wuhan eyaletinden yayılan virüs tüm dünyayı
Hayat Güzeldir
Hayat GüzeldirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20194,158 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Zamanın birinde çölden büyük bir kervan geçiyormuş. Bu kervan az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. Issız çölün ortasında tek başına bir yabancıyla karşılaşınca masal kervanına dönüşüvermiş. Yolun kasveti dayanılmaz olunca oturup masallarla eğleşmişler, masallarla söyleşmişler. Yol masalların büyülü dünyasına erince birazcık ferah bulmuş gönülleri, çölde vaha bulmuşçasına. Kervan yolda düzülür hesabı yol boyu masallar düzmüşler , çölde serap misali. Sihirbazlar, dervişler, korsanlar, padişahlar, cüceler…Havada, karada ve suda dönen esrarengiz olaylar…Korku, gizem, gerilim…Ve şaşırtıcı bir son…İyi okumalar
Kervan
KervanWilhelm Hauff · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 198942 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Şuuru
Kitap satırları arasında yapayalnız dolaşan kitap aşığı bir hocamız yalnızlığını gidermek adına "Okuyoruz ve Okuduğumuzu Anlatıyoruz" teması ile okurları topluyor etrafına ve birlikte dolaşmaya başlıyorlar kitapların dünyasında.Birbirlerine görmediklerini gösteriyor,böylelikle bilgilerini bereketlendiriyorlar.Kitapla dertlenen adamlar
Kitaplarla Söyleşi 1
Kitaplarla Söyleşi 1Oğuzhan Saygılı · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 2017148 okunma
Resim