Nizam bû çiqas bê dilê xwe dûrî welat im,
Ji dil û kezeb evîndarê Dicle û Firatim
Ev çem ji bakur dadikevin wek du rehên jîn
Yek ta Bîrecik, yê dî diçe nav diyarê Zîn
Melê Cezîrî îlhama xwe ji wî çemî distand
Gelek mirarî di peravên Dicle de civand
Ehmedê Xanî jî serekî, ava wî vexwar
Li ser nivîsî serencama Memê birîndar
Feqiyê Teyran, Melê Batê pir şairên çak
Hespên xwe bezandin di saxa vî çemê çalak
Ger Dicle bi xwe kaniya zanîn û evîn bû
Firat pêgera gelek şêrên pence bi xwûn bû
Di qada rûmet û mêranî her bê hempa bûn
Herdem ji bo her pesnekê hêja û seza bûn
Min hêvî heye Dicle-Firat barê me rake
Di warê ziman li rojhilat xelkê me şake
Zimanê me yê paşde mayî çîçkî bide pêş
Va ye ji bo wî sipasên xwe ez dikim pêşkê
...tabiatın bize her taraftan " Ne diye ayrıldın, sefil ıstırapların oyuncağı oldun, gel, bana dön, terkibime karış, her şeyi unutur, eşyanın rahat ve mesut uykusuna uyursun.
Senin rengin siyahtı be Aslanım
Beyaz sana erkendi be Fırat’ım
Bayrak elinde güzeldi be Aslanım
Üzerine örtülen bayrak erkendi be Firat'ım
Sana Yasinler yakışırdı Aslanım
Ardindan okunan Fatiha erkendi be Fırat'im
Sevdiğin yanında yakışırdı Aslanım
Sevdiğine bu yaşta sensizlik erken be Fırat’ım
Sen rahat uyu şehidim. Can yakanların canlarının yanacağı gün elbette gelecek. Gün gelecek bu devran muhakkak dönecek. Bağrına taş basanlar da bir gün hesap soracak. Bu vatanın ekmeğini yiyip; suyunu içip; Ay Yıldızlı bayrağın altında yaşayarak ihanet edenler bizlere hesap verecek muhakkak.
Fırat Yılmaz Çakıroğlu Ruhun şad mekanın cennet olsun yiğit abim...
Uçmaklarda uç Fırat'ım...
Bakmalara yok suratım..
Vay gardaşım, Vay Fıratım...
Demek sendin , demek sendin ...
Şefaatçim, Ey Şehidim...
Sen ölmedin, farkındayız...
İmrenmekte nükreditim...
Bugün senin türkündeyiz...
" Başkalarıyla uyumlu olmaya çalışınca uyumsuzluk baş gösterir . Bir insanın yaşamındaki en önemli şey kendi yaşamıdır. Komşunun yaşam şekline gelince; insan, yobaz ya da Püriten değilse ahlaki değer yargılarıyla caka satmamalı, çünkü başkalarının yaşam şekilleri bizi hiç ilgilendirmez. Ayrıca nihai hedef birey olmayı başarabilmektir.
Her akışında umutları tazeler Dicle nehri,
Bırak nasıl akarsa aksın annelerin gönlüne,
Bilirsin suyu tatlıdır yakmaz taze yaraları.
Barışın yollarına döşensede mayınlar;
Bilirsin yolumdan dönmem geriye.
Fıratım ben elbet bir gün akarım annelerin yanan gönüllerine,
Soğutamasamda yaralarınını varsın bende yanayım bir ömür acılarında.
Ama bilirim Diclenin akışı bir başkadır,
Izdırabı olur zalimlerin, boğar düzenlerini kalplerinin en batısında,
Ve yitirilen çocuklar güvercin olur ucar annelerin yüreğinden,
Barışın hasreti son bulur şehirlerde,
Diller,ırklar ve renkler kucalamaz artık akılları,
Hiç büyüyemeyen çocuklarîn mezarlığında aģ lamaz anneler.
Ve belkide hiç kalmaz umutlar mahşere kadar.
Şahit olsun yakın ırak, kanınla sulanan toprak, bu göğe yükselen bayrak…
İşte yine dirildik yiğidim yine Al bayrağımız semada süzülmekte ve artık daha bir gurur daha büyük bir sevinç ile. Ne büyük bir gururdur ki bu Fırat’ımız baş eğmedi ne büyük sevinçtir ki bu ALLÂH yolu yine yolumuz oldu.