Fitneler çıktığı zaman mal artacak, Kur'ân-ı Kerîm'i okuyanlar çoğalacak, fakat onu anlayanlar az olacaktır.
İmam Zehebi rahimehullah: Fitneler baş gösterdiğinde, Sünnet'e yapış, susmaya özen göster, kendine ait olmayan şeylerle ve sana ağır olan meselelerle meşgul olma, onları Allah'a ve Rasulune bırak, dayan ve 'Allah daha iyi bilir' de! Siyeru A'lemi'n-Nubela
Reklam
Bence Sultan Abdülhamid İslâm dünyasmın son büyük sultanıydı. Onun tahttan indirilmesinden sonra meydana gelen olaylar, Kufe ve Mısırlıların Hz. Osman’a yaptıklarından sonra meydana gelenlere benzer. Hz. Osman nasıl fitne ile Müslümanlar arasındaki sınır idiyse, Abdülhamid de bu çağda insanlarla fitne arasındaki perdeydi. Bu perde yırtılınca fitneler ortaya çıktı
Bence Sultan Abdülhamid İslâm dünyasının son büyük sultanıydı. Onun tahttan indirilmesinden sonra meydana ge­len olaylar, Kufe ve Mısırlıların Hz. Osman’a yaptıklarından sonra meydana gelenlere benzer. Hz. Osman nasıl fitne ile Müslümanlar arasındaki sınır idiyse, Abdülhamid de bu çağ­ da insanlarla fitne arasındaki perdeydi. Bu perde yırtılınca fitneler ortaya çıktı. Bütün işleri çekip çeviren ve baki kalan yalnız yüce Allah’tır.
Arapların en büyük hastalığı, rahatına düşkünlükleri ve yöneticilerine itaatsizlik edip ayaklanmalarıdır. Bunun en bü­yük göstergesi Hz. Osman dönemindeki isyandır. O günden sonra Araplar içinde fitneler baş göstermiş ve gerilemenin yolları açılmıştır.
Muhammed'e göre kadınlar hilekârdırlar, fitne kaynağıdırlar; onu bunu tuzağa sokalar. Bunu anlatmak maksadıyla: "... Kadınlardan sakının, zira Benî İsrail'de ilk fitne kadın yüzünden çıktı" demiş ve şunu eklemiştir: "... Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı fitne ve fesat (amili) olarak hiçbir şey
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
342 syf.
·
Puan vermedi
Necip Fazıl, bu kitabında, büyük insan, 4.halife Hazreti Ali'nin hayatını anlatmış. Kitabın başı ve ortalarına kadar, İslamın doğuşu ve Peygamber'in hayatının ön plânda olduğu bu anlatıda Peygamber'in ölümünden sonra, Hazreti Ali'nin hayatı ön plâna çıkıyor. Halifeler dönemi, Hazreti Osman zamanıyla ortaya çıkan fitneler ve Hazreti Ali'nin gayretleri, Necip Fazıl'ın usta kaleminden şiirsel bir dille anlatılıyor. İkinci kez okumuş olduğum bir kitaptı. Hazreti Ali'nin hayatını her müslüman az çok bilir. Ama bir de Necip Fazıl'dan okuyun derim.
Hazreti Ali
Hazreti AliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20001,056 okunma
Abdullah ibni Amr (Allah onlardan razı olsun) şöyle demiştir. Bir defa Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir seferde idik bir yere indik kimimiz çadırını düzeltiyor kimimiz ok atışı talimi yapıyor kimimizde hayvan sürüsünün başında idik. Derken o esnada Rasûlullahın müezzini namaz vakti geldi toplanın diye seslendi. Biz de Rasûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem)'in yanında toplandık Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu. "Benden evvel tüm peygamberlerin görevi iyi olduğunu bildikleri şeye ümmetlerini davet etmek, kötü olduğunu bildikleri şeyden de onları sakındırmaktı. Size gelince bu ümmetin huzur ve sükûnu ilk döneme mahsustur. Daha sonra gelenlerin başına çeşitli belalar ve istemediğiniz kötülükler gelecektir. Öyle fitneler çıkacak ki evvelkileri sonrakilerden daha hafif olacaktır. Yine öyle fitneler çıkacak ki onu gören mümin işte bundan kurtuluş yoktur der. Bir kimse cehennemden kurtulup, cennete girmeyi sevip istiyorsa Allaha ve kıyamet gününe iman ettiği halde ölmelidir . Kendisine yapılmasını istediği şeyleri kendisi de başkalarına yapmalıdır. Bir kimse devlet başkanının siyasi otoritesini kabul eder elini tutup ona samimiyetle kalbiyle bağlanırsa elinden geldiği, gücünün yettiği kadarıyla ona itaat etmelidir. Bu arada bir başkası ortaya çıkıp yönetimi ele geçirmeye çalışırsa derhal onun boynunu vurunuz." (Müslim İmara 46)
4.cilt
“Benden önceki bütün peygamberlerin görevi, ümmetlerini iyi olduğunu bildikleri şeye dâvet etmek, kötü olduğunu bildikleri şeyden de sakındırmaktı. Ümmetinizin huzur ve sükûnu, önce gelenler zamanındadır.Daha sonrakilerin başına çeşitli belâlar ve bilmediğiniz kötülükler gelecektir. Öyle fitneler çıkacak ki, bu fitnelerin bir kısmı diğerinden daha hafif olacaktır. Yine öyle fitne ve kargaşa çıkacak ki, onu gören mü’min, işte beni bu mahveder diyecektir. Sonra ortalık sakinleşecek; arkasından öyle müthiş bir fitne çıkacak ki, mü’min, işte bundan kurtuluş yok, diyecektir.”
Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Fitneler gecenin zifiri karanlığı gibi üzerinize çöreklendiği zaman, Kur'ân'a sarılınız. Çünkü Kur'ân şefaat eder ve şefaati kabul olur. Aleyhte tanıklıkta bulunur ve tanıklığı onaylanır. Onu kendisine imam edinen kişiyi cennete götürür. Onu arkasına atan kişiyi de cehenneme sürükler. O, en iyi yola ileten bir yol göstericidir, o meseleleri nihaî olarak çözümleyen bir hüküm kitabıdır, bir açıklamadır, kesin bilgilerin kaynağıdır. O, hak içeriklidir, şaka değildir." El-Mizan Fi Tefsir’il-Kur’an 1. Cilt Allame Muhammed Hüseyin Tabatabai
Reklam
"Fitneler ne kadar çoğalırsa ve biz ne kadar sabit kalırsak sevap o kadar artar" Sebatı güçlendiren seylerin en önemlilerinden bir tanesi bu sevabın artışını süretli göz önünde bulundurmaktır.
Ukbe b. Âmir (R.A) anlatıyor: Peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem "Diline sahip ol,( dışarıda fitneler olduğunda) evin seni kuşatsın ve günahlarına ağla." buyurdu.
Ebû Hüreyre “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden rivâyet edilmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (Siz öyle bir zemânda geldiniz ki, Allahü teâlânın emrlerinden onda dokuzunu yapıp, birini yapmazsanız helâk olursunuz! Cehenneme gidersiniz! Bir zemân gelecek ki, o zemânın mü’minleri, emrlerin birini yapabilip, dokuzunu bıraksalar, Cehennemden kurtulurlar! O zemânda îmânı olanlara müjdeler olsun!) Türpüştî “rahimehullahü teâlâ” beyân etmiş ki, bu kavli sarf etmek, bütün emrler için câiz değildir. [Ya’nî emr olunanların hepsi için değildir.] Zîrâ muhakkak biz biliriz, dînin aslında bildirildiği gibi öyle emrler vardır ki, mü’minlerden hiçbir ferd onu terk edemez. Onu ihmâl etmek için özr makbûl olmaz. O farzlar kendisini ilgilendirir. Bunlardan mu’âf olamaz. Bu hadîs-i şerîf, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker içindir. Ya’nî, muhakkak siz bir zemândasınız ki, sizden biriniz, emr-i ma’rûf ve nehy-i münkerden emr olunanların onda birini terk etse helâk olur. Zîrâ muhakkak din kuvvetlenmiş, hak meydâna çıkmışdır. Dînin yardımcıları çokdur. Sizden biriniz ma’zûr olmaz. Gevşekliği özr olmaz. Fekat, fesâd zemânında, fitneler çoğaldığında Hak gizli olur. O zemân böyle değildir.
Sayfa 584Kitabı okudu
1.423 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.