İnsanı hayvandan ayıran özelliklerin başında gelen fıtratın yansımalarından biri de insanın erdem ve faziletlere eğilimli olması ve buna bağlı olarak ahlaki değerler üretebilmesidir. İnsan bu tabiatının bir gereği olarak iyiliği ve doğruluğu sever, kötülükten ve sahtekârlıktan nefret eder. Güzel ahlaka karşı duyulan ilgi ve sevgi aslında insanın şeytana ve nefsine karşı imtihanı kaybetmemesi için Allah'ın onun fıtratına yerleştirdiği bir erdemdir. Fıtrat aşırı olumsuz psiko-sosyal şartlar sebebiyle bozulmadığı takdirde bu erdem, insan fıtratında varlığını devam ettirir. Bu duygunun fıtrîliğinden dolayıdır ki, tıpkı din örneğinde olduğu gibi, insanlık tarihi boyunca bütün toplumlarda, davranışları iyi ve kötü olarak sınıflandıran ahlak sistemleri var olagelmiştir.
"Dağ, taş Allah'ı zikreder" lafzına hürmeten çöplükte de olsan, sarayda da olsan, bir taş bile olsan O'nu zikrederek, Rabbinin sana biçtiği değer ile yapacağın tek şey kulluğunu ispat edebilmendir. Birileri seni hakir görse de hiçe saysa da, kırsa da, incitse de...
Reklam
Arınmak ve anlamak
Zafere ulaşmanın bir şartı da bu fıtrat hazinesinin harekete geçirilmesi ve üstüne çöken küllerden arındırılmasıdır…
Kur’an’ın tekrar edilen hakikatleri bu kıymette olduğundan tekraratında kuvvetli ve geniş bir mu’cize-i maneviye bulunmasına fıtrat-ı selime şehadet eder. Meğer maddiyyunluk taunuyla maraz-ı kalbe ve vicdan hastalığına müptela ola. Asâ-yı Mûsa
Aslında bütün hikayemiz, yaşanılanlar, bunca telaşe “unutmakla” başladı.
Sayfa 346Kitabı okudu
"hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen"
Bazı Allah dostları Rablerini zikrederken; "eti konuşturan, yağı gördüren, kemiği işittiren Allah'ı tespih ederim" derlermiş. Etten maksat dil, yağdan maksat göz, kemikten maksat kulak imiş meğer. Nasıl da vakıflarmış mucize olan bedenlerine, nasılda değerli görmüşler her zerrelerini..
Reklam
1,000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.