"Bir trenin sesini işitebilmek, başka bir yerde bulunduğumuzu hatırlatıyordu; banliyö zindanımıza belirli koordinatlar veriyordu. Buradan bir çıkış yolu var, diye düşünüyordum. Bir trene atlayabilirim."
"İnsanlar onları nereye koyarsanız koyun öylece büyümezler. Çevre önemlidir. Çevre belirleyici, yapıcıdır; sizi olduğunuz kişiye dönüştürür, istediğiniz şeyleri yapabilmenize olanak sağlar. Babamın mimarlık eğitimi görürken en sevdiği hocası olan Louis Kahn, öğrencilerine kiriş gibi hissetmelerini, kiriş gibi düşünmelerini, onları içeri iten, aşağı çeken şeyleri fark etmelerini ve bir binayı da bu şekilde düşünmeleri gerektiğini söylermiş. Ben de şehrin içinde böyle düşünüyorum."
"Kalabalığın, uğultunun ve neon ışıklarının arasında, alt katımda bütün gece açık bakkal ve sokağın köşesinde eve servis yapan muhteşem Etiyopya restoranıyla kendimi evimde hissettim; dışarı adımımı attığım anda katkıda bulunabildiğim ve bir şeyler kapabildiğim bir dünyanın parçası oluyordum sanki. Bunu kelimelere dökmek oldukça zor ancak psikolojik olarak şehirde kendime banliyöde beceremeyeceğim şekilde göz kulak olabildiğimi hissediyordum."
Yürüyorum çünkü o da bir yönüyle okumaya benziyor. Oradasıniz ama tam olarak orada sayılmazsınız;sizinle alakası olmayan o hayatlara kulak misafiri olabilirsiniz; gozlemlediginiz kadarıyla yetinmeyip nasıl hayatlar olduğuna dair hayal kurabilirsiniz.
Babamın mimarlık eğitimi görürken en sevdiği hocası olan Louis Kahn,öğrencilerine kiriş gibi hissetmelerini,kiriş gibi düşünmelerini,onları içeri iten,aşağı çeken şeyleri fark etmelerini ve bir binayı da bu şekilde düşünmeleri gerektiğini söylermiş.
Takipçinin kadın ya da erkek olması ise birbirinden farklı şeyler. Bir sürü farklı ima giriyor işin içine. Bir erkeği takip eden kadın itaatkârdır. Öyle değil mi? Ancak bir kadını takip eden erkek tutkulu bir kovalamaca içindedir. Calle, Suite Vénitienne boyunca erkekler tarafından takip edilir; kimi onunla konuşur. kimi konuşmaz; kimisi tehditkârdır, kimisi değil. Çoğunlukla bu ilgiden hoşnuttur. (Kibrimizle, fark edilme ve görülme isteğimizle biz de bu suça ortak oluruz. "Bugün, hayatımda ilk defa," yazar Calle cilveli bir tonla, "biri bana güzel sarışın dedi.")Ve, Calle'in de işaret ettiği üzere, Acconci etki ve his alanında çalışmıyordu. Acconci'nin işi halka açık bir yerde bulunma ve performans üze- rineyken, Calle'inki daha çok mahremiyet ve içselliğe ilişkindi. Yalnızca Henri B.'nin gittiği yerleri ve orada yaptıklarını değil, aynı zamanda onu takip etme eylemine dair kişisel tepkilerini de kayda alıyordu.
Sayfa 174 - Nebula Kitap Çeviren Doğacan Dilcun Doğan
Sen nereye gidersen ben de oraya gideceğim ve nerede kalırsan ben de orada kalacağım. Senin insanların benim insanlarım ve senin Tanrın benim Tanrım olacak.
Dininden dönenin imanı.
Sayfa 175 - Nebula Kitap,Çeviren;Doğacan Dilcun Doğan