Alberti'nin Narcissus'tan söz ettiği metne biraz daha yakından bakalım. Albertini, resim tablosunun, bir hareketle pürüzlenmeyen "durgun bir suyun yüzeyini andırdığını" söyler. Su yüzeyinin doğal "aynası" da yüzeyde üç boyutlu bir dünya yaratır. Yani ressam doğada da gözlemleyebildiği bir şeyi "sanatıyla" taklit eder. Su yüzeyi ile resim tuvali analojisi (doğada kıpırtısız bir su yüzeyi olmasa da) doğa ve sanat ilişkisinde, resmin gerçekliğin koşullarını yerine getirdiği bir denklem kurar. Perspektif icat edildiği zaman insanları en çok büyüleyen, dünyanın gizemli ve geçici yansımalarının birdenbire kalıcı bir resme dönüşerek sabitlenmesi olmuştur herhalde. Fakat hareketli bakışın resme dönüşmesi de aynı şeydir. Nitekim, insanın kendi bakışının ebediyen sabitlenmesi, fotoğrafla ilk kez karşılaşanları fotoğrafın kendisinden daha fazla şaşkınlığa uğratmıştı. Aynada bir görüntünün oluşabilmesi için aynaya bakmak gerekir. Fakat dünya aynada görüldüğü halde, gördüğümüz yerde değildir. Dünyayı oraya koyan bakışımızdır. Aynı şey resim tablosu için de geçerlidir.
Sayfa 233Kitabı okudu
Bu tür tutkuları ve yetenekleri olan bir çocuk için doğulacak iyi bir zamandı. Johannes Gutenberg 1452'de matbaasını açmıştı ve kısa sürede onun tipografik baskı yöntemini kullanan başkaları da Leonardo gibi eğitimsiz ama zeki insanları güçlendirecek kitaplar basmaya başlamıştı. İtalya, şehir-devletlerin arasındaki savaşlarla tarumar edilmediği, eşine ender rastlanan kırk yıllık bir döneme giriyordu. Güç, soylu toprak sahiplerinden hukuk, muhasebe, kredi ve sigorta alanlarında kaydedilen ilerlemelerden yararlanan şehirli tacir ve bankerlere geçerken, okuryazarlık, rakamsal beceriler ve gelir çarpıcı derecede artıyordu. Osmanlıların Kostantinopolis'i ele geçirmek üzere olması İtalya'ya büyük bir âlim göçüne yol açtı. İtalya'ya kaçan alimler yanlarında Öklid Ptolemy, Platon ve Aristoteles'in kadim ilmini taşıyan yığınla elyazması getirdi. Leonardo'nun doğumuna yakın tarihlerde, bir keşifler çağına öncülük edecek olan Kristof Kolomb ve Amerigo Vespucci doğdu. Statü peşinde koşan hamilerden oluşan tacir sınıfının gelişimiyle Floransa, Rönesans sanatı ve hümanizmin beşiğine dönüştü.
Reklam
Floransa, insan sınıfları ile bireylerin değişeduran bir genellikle ilişkilerinin en mükemmel aynasıdır.
Cehennem Nasıl Bir Yerdir ? İnsanoğlu yeryüzünde kendi cehennemini yaratadursun. Geçmişten günümüze gelmiş geçmiş hemen her dinde günahkarlar için bir ceza yeri olarak tasarlanmış cehennem aynı anda hem korkulup hem de bu kadar çok merak edilmeyi başarabilen tek yerdir. Bu konuya ayrı ayrı bir çok yaklaşım varken genel olarak mimari şekillerini
Paranın Kokusu
Bu kare biçimli paralar Hıristiyan fatihler tarafından yapılmıştı ve üstünde ki arapça yazılar , "Allah'tan başka Tanrı yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir. " anlamına gelmekteydi. Güney Fransa'daki Melgueil ve Agde'nin katolik piskoposları bile bu müslüman paraları seve seve kullandılar. Öte yakada da hoşgörü doruklardaydı. Kuzey Afrika'nın müslüman tüccarları Floransa florini, Venedik dukası ve Napoli gigliatosu gibi hıristiyan paralarını kullanarak ticaret yapıyorlardı. Kafir hıristiyanlara karşı Cihat çağrısı yapan müslüman yöneticiler bile üzerinde İsa ve bakire Meryem'in olduğu paraları içeren vergiler toplamaktan hoşnutlardı.
Sayfa 179 - Kollektif Kitap
Kafalarınızı birbirine tokuşturmak istiyorum
Daha önce hiçbir erkeğe böyle bir şey söylemedim." "Bu çok aşağılayıcı," diye söylendi. "Karşına çıkan ve pek fena görünmeyen her adama böyle şeyler mi söylüyorsun?" "Sadece sana. Ayrıca pek de fena görünmüyor değilsin. Flo­ransa'dayken Michelangelo'nun Davut heykelini gördüm. Senin­le kıyaslayınca küçük penisli bir bahçe cücesi gibi kalıyor."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.