"ergenlik çağıyla birlikte, aile çevresi fazla dar gelmeye başlar.. genç, kendi sosyal grubu içinde cinselliğini kazanmış modeller arayışına girer.. içinde rekabetin ve hiyerarşinin olduğu (arkadaşlıklar, flört, cinsel uyarılma, kırılma, çatışmalar) ilişkilerin birleşmesiyle kurulan bir oyun içinde diğerleriyle çatışarak kimliğinin bir temsilini, sosyal ve cinsel değerini inşa edecektir.. bu sürecin sonunda varılan nokta bir cinsiyete özgü gizil bir duygu, olgunluk ve rahatlık verecektir.."
Sayfa 36 - ayrıntı
...kadınların ondan etkilenmesine alışık olduğu her halinden belliydi. Az önceki flört çabamı hiç fark etmemiş gibi rahattı.
Reklam
Bir erkeğin bir kadına verecek hiçbir şeyi yoksa ve her şey kişisel albenisine bağlıysa, flört hamleleri sınırlanmıştır.
Can Yücel'in de dediği gibi:Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın.
. "Yas tutmak, sadece bir kaybın kabul edilmesi olduğu için değil, kaybettiğimiz şeyin zaten hiçbir zaman sahibi olmadığımız bilgisiyle bizi yüz yüze bıraktığı için de acı verici.." .
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. ~ Can Yücel
Tenleri kırış kırış olmuş insanların bile sesleri daha geç yıpranırmış
Amerikan aksanının metalikleştirdiği bir Türkçeyle konuşuyordu ama gençlik kaldı, derken flört havasına girmişti bile. Nedense canımı sıktı bu hali, zalim olmaya karar verdim. "Haklısın yaşlandık ama sesin bedenden daha geç bozulduğunu söylerler. Tenleri kırış kırış olmuş insanların bile sesleri daha geç yıpranırmış..." Attığım ok hedefini bulmuştu, anında sönüverdi neşesi.
Siz, sevgiyi destanlarda, çoban muaşakası masallarında Romeo ve Juliette'te olduğu gibi anlıyorsunuz. O ise, İngilizlerin flört dedikleri muaşaka tarzından başkasını bilmiyor.
Reklam
Onda aradığım neydi? Bende eksik olan neydi? İyi bir yaşamım yok muydu? Yaşamımın giderek geri dönülmez bir biçimde daralan bir dehlize dönüşmekte olduğunu kime anlatabilirdim? Çektiğim işkenceyi, uykusuz gecelerimi, intiharla flört etmemi kim anlayabilirdi?
Kadın ve Toplumsal Algı;(!)
"Kadının yeri evidir. Çalışan kadın evine ve çocuklarına yete­rince zaman ayıramaz. Kadının yapısı temelde duygusaldır. Kadın dediğin ince, zarif, anlayışlı ve sevecen olmalıdır... vs. vs." Bu çarpık anlayış, açıktan adını koymadan kadınları iki gruba ayırır: Flört edilecek, sevişilebilecek 'dışarılı' kadınlar; evlenilebilecek, erdemli 'içerili' kadınlar... Bu nedenledir ki ülkemizde erkekler, kendisini 'bu meseleleri aşmış' sayanlar dahil, yalnız yolculuk yapacak eşine ya da kızına otobüs bile­ti alırken 'bayan' diye belirtir; hala büyük kentlerimizin pek çok lokantasının girişinde 'aile salonumuz vardır' yazısı bir ilkellik abecesi olarak sallanır durur; erkek çocukların çocuk­lukta ve sünnette çekilmiş çıplak fotoğrafları, bir övünç ma­dalyası gibi evlerin en gözde yerlerini süsler.
Sevgili/Yâr/Manita/Flört
Sevgili Türkçede sevilen, muhabbet duyulan; yâr Farsçada yardımcı, dost demektir. Manita, İtalyanca el altındaki kadın; flört ise İngilizce işve, oynaş anlamına gelir. Kelimeler toplumun aynasıdır ve hangi aynadan kendinize bakacağınızı siz seçersiniz.
Sayfa 104 - Profil Kitap
- "Bana Lilith'ten bahset." + "İleride evleneceğin adamın annesini mi merak ediyorsun yoksa bir vâris olarak bilgi toplamaya mı çalışıyorsun?" - "Şu an evleneceğim adamlar listesinin üst sıralarında değilsin, sana çok öfkeliyim." + "Öyle bir listen mi var?" - "Niye, senin yok mu?" + "Çok uzun sayılmaz." - "Benimle flört etme."
Reklam
"Yaklaşan ölümle flört ederek, insanların yaşamı adını verdikleri şeyle -hiçbir duygusallığa yer vermeden- vedasını tamamlamayı bekledi."
Hayal kırıklığı daima prematüredir (İnsan bir şeyi kaybettiği­ne inanıyorsa, daha önce ona sahip olma fantezisi kurmuş de­mektir).
Sayfa 101 - Ayrıntı Yayınları
Resim