Tuhaftır, yunuslar Yerküre gezegeninin yıkımının yakın olduğunu çok uzun zamandır biliyordu ve insanoğlunu tehlikeye karşı uyarmak için pek çok girişimde bulunmuşlardı ama iletişim kurma çabalarının çoğu toplara vurmak ya da lezzetli lokmalar karşılığında ıslık çalmak gibi eğlendirme çabaları olarak yorumlandı, onlar da sonunda pes edip Vogonların gelişinden kısa süre önce kendi olanaklarıyla Yerküre’yi terk ettiler. Yunusların bıraktığı en son mesaj da yanlış yorumlanmış ve ıslıkla Amerikan Milli Marşı’nı çalarken çift ters takla atarak bir halkanın içinden geçmeleri şaşırtıcı karmaşıklıkta bir numara olarak değerlendirilmişti, oysa mesajın aslı şöyleydi: Elveda ve balıklar için teşekkürler.
Biraz uzun bir inceleme olacak sanırım.
Malazan serisini yıllar önce "Best of Fantasy" listelerinde görmüştüm. Okuyacak yeni kitaplar bakınıyordum, neler var diye araştırma yapmış ve birkaç listede görünce ilgimi çekmişti. Ufak bir inceleme sonrası tam bana göre olduğunu düşünmüştüm. Ancak serinin özellikle ilk kitabının karmaşık
Öncelikle kitabın bir nevi ASOIAF'ın Silmarillion'ı gibi olduğunu söylemem gerekir. ASOIAF evreninin coğrafi özellikleri ve tarihi üzerinde durulmuş. Bol bol foreshadowing (önceden ima etme) içeren ve hala yazılmaya devam eden bu dev seride akıl yürütmek, teori oluşturmak için elde mutlaka bulunması gerekiyor.
Bu kitabı okuduktan sonra Westeros'tan öyle bir sıkılıyorsunuz ki. Zira diğer kıtalarda dönen işler çok daha korkunç ve büyüleyici, seriyi fantastik yapan bildiğin diğer ktıalardaki hareketler. Bu evrende taht oyunlarının bir hiç olduğunu, tanrıların ve büyücülerin de içinde bulunduğu çok daha büyük bir oyunun var olduğunu idrak ettiriyor. George R. R. Martin'in azılı bir Lovecraft hayranı olduğu ve serinin aslında Lovecraft dinamikleriyle hayat bulduğunu da bu kitapta daha çok anlaşılıyor. Bir Lovecraft aşığı olarak seriyi bu kitapla daha da çok sevdim. Bu seriye ve fantastik kitaplara merakınız varsa mutlaka okunmalı.
Yazar bu kitabında Foreshadowing anlatım tekniğini çok güzel bir şekilde işlemiş.
Ele aldığı konuyu incelikle ve yüze vurulan gerçeklerle anlatmış olması okuru etkiliyor.
Gençlik aşkının bu kadar sarsıcı bir son noktayı koyması beklenilen bir şeydi. Okurken karakterlerin düşünce yapısına hakim olamamak heyecanla okumama neden oldu. Yeri geldiğinde şeytana papucunu ters giydiren zekaya sahip karakterlerin olmasıyla beraberinde getirdiği soluksuz serüven okunmaya değer..
Yaşamımızda o kadar önemsiz bir yer kapladığımızı ve yaptıklarımızla bir dumanın önümüzden geçip gitmesi kadar bir anı kapsayan hayatta önemli olanın anı yaşamak olduğunu anlatıyor.
Geçmişe her takıldığımızda bizi bekleyen sahnelerin ipuçları verilmiş oluyor. Bu da Foreshadowing tekniğinin bir parçası olarak önümüze çıkıyor.
Keyifli okumalar dilerim siz değerli okurlarımıza..
DumanIvan Turgenyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20121,070 okunma
#kefaret olay ve tasvir ağırlıklı, merak unsuru yüksek, akıcı, dram türünde yazılmış, 3. tekil şahıs ve çoklu bakış açısıyla anlatılan, #postmodern özellikler gösteren bir roman. Olay örgüsü 1935-1999 yılları arasında geçen geniş bir zaman dilimi üzerine oturtulmuş. İkinci Dünya Savaşı’nda yenilgi sebebiyle İngilizlerin Fransa’yı boşaltmasına dair
Harikaydı, harikaydı, harikaydı. Henüz kitaba dair başka hiçbir yoruma bakmadım ve kendim de çok ayrıntılı bir inceleme yazmayı planlamıyorum, sadece üstünkörü bir biçimde kitabı niçin harika bulduğumu anlatacağım.
Öncelikle kitabın gotik atmosferinden bahsetmeliyim. Kitap tamamen dokuz gezegene yayılmış Necromancerlardan bahsediyor. Biz
Şimdi 15 Ocak Pazar günü akşamında bitirdim Uçurtma Avcısını. Diyecek çok şey var kitap için ama diyemiyorum. Göğsüm sıkışıyor gibi oluyor. Karakterlerle beraber yaşlanmış hissediyorum. Sanki bunca hadise benim başımdan geçti, sanki tüm bu duygular benim.
Dışarıya karşı pek duygusal biri olduğum söylenemez, pek göstermem yani. Bu yüzden bir eser beni ne derece etkilemiş çevremdekiler anlamayabilir. Ama bu sefer anladıklarına eminim. Niye mi? "Senin için bin tane olsa yakalarım!" Sözü kitap boyunca öyle güzel işlendi ki her tekrardan akla geldiğinde gözlerim buğulanır oldu.
Yalnız bir cümle mi beni etkiledi diye soracak olursak tabi ki hayır ama en çok etkileyen bu sözdü. Kitapta ki her karakterin ayrı ayrı ve yeterince işlenmiş olması, mükemmel. Hala bazılarına sinirim geçmedi.
Hani filmlerde yapılan "foreshadowing" diye bir şey vardır. Filmin devamında olacak olan bir hadiseye gönderme yapılır. O olay olduğunda "aa bu önceden bahsedilmişti!" Deriz. İşte, foreshadowing budur. Kitapta bolca vardı ve her seferinde heyecanlandırdı.
Zaten kitabın satış rakamları ve eleştirmen yorumları kendisini anlatıyor. Benim laf gevelememe ihtiyacı yok.
O Muhteşem Hayatınız, bir yandan çok etkileyici, diğer yandan hayal kırıklığına uğratan bir roman. Yazarın müzik, Dersim ve bölge kültürü hakkındaki derin araştırması kitabın özellikle ikinci yarısında okuyucuyu oldukça içine çekiyor. Fakat diğer bir yandan da sezdirme (foreshadowing) tekniğinin gereğinden fazla kullanılması, romanın ilerleyişine ve olay örgüsüne katkı sağlamayan detayların çokluğu romanın ilk yarısının akıcılığını azaltıyor. Günün sonunda okunması vakit kaybı olan bir kitap mı diye sorulursa politik tercihleriniz hangi yönde olursa olsun değil, okunmalı.