Sizin canınız hiç Yaşar Kemal çekiyor mu? Benim çekiyor. Tıpkı ilk kez anne olacak bir kadının hamileliğinin 3. ayında mevsim normalleri dışındaki bir meyveyi aşermesi gibi. Hoş, hiç yaşamadım bu duyguyu lâkin bir şeyleri hissetmek için illa yaşamak gerekmez kanımca. Misâl benim geçmiş asırlardaki Anadolu'yu Yaşar Kemal okurken hissetmem gibi.
Ikinci 'Nesil"den bir "Nesin"anlatısı. .
Oğul Ali Nesin gözünde "babam"
"Babamın gözün-de de onun babası "
#spoiler
#Dostundan çok Düşmanı vardı ..
Aziz Nesin tanıma turlarım devam ederken anı_ anlatı okumak, bazı yazarları roman ,oyun,şiirlerinden öte "yaşam "ile tanımak daha doğru geliyor ...bu
Grigory Petrov yoksul bir aileden gelmiş, Rusya Yamburg'da doğmuş. Küçüklüğünden beri insanlar nasıl daha iyi, güzel yaşamalı diye dert edinmiş, hayaller kurmuş. İlerleyen yıllarda papaz olmuş ve ''İncil Yaşamın Değerindedir'' eseriyle ünlenmiş. Bu ün kiliseyi rahatsız etmiş bunun üzerine Petrov oradan ayrılmış. Edebi ve felsefi çalışmalara
~~~Her şeyden önce bir insan, bir başkasına onu sevdiği için bakmalı, mecbur olduğu için değil!
İnsan nefret ettiği birini nasıl sever?
Sevdiği birinden nasıl nefret eder?~~~
Acı Çikolata serisinin ikinci kitabı olan Acı Çikolata Tita'nın Günlüğü, Meksika'da aşk, tutku ve duyguların gıda yoluyla iletişimini somutlaştıran ana
Siz hiç fotoğrafların konuştuğu bir kitap okudunuz mu? Ben Kader Kuyusu kitabı ile başladım okumaya.. Kitapta yaşanan umutlar,heyecanlar ve hayal kırıklıkları çok tanıdık...Mir Celadet Bedirhan'ın sürgünle geçen ömrünü anlatır...Ben Mehmet Uzun'un kaleme aldığı her eseri çok beğenerek okuyorum..Siz de okudukça sayfalar arasında kaybolduğunuzu göreceksiniz..Kuyuların gizemli olduğunu ve aslında her kuyunun bir hikayesi olduğunu unutmamak gerektiğini anlayacaksınız.İşte sizde bir kuyunun aslında kader ile bağlantısını burada farklı bir bakışla göreceksiniz..
Keyifli okumalar dilerim...
Kader KuyusuMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20173,318 okunma
Bazı fotoğraflar vardır silemezsin. Çünkü o fotoğrafın içinde şarkılar söylemişsindir, öyle, büyük, kocaman olan hayallerin var ya hani onları anlatmışsındır, bir çift göze uzunca bakmışsındır. Verdiğin sözlerin resmidir Bazı fotoğraflar. Bazı fotoğraflar silinemez çünkü bazı fotoğrafların hikayesi çok güzeldir yarım kalsada güzeldir. Bazen kişinin değil bir fotoğrafın hatrı büyüktür. Bazen kişinin bir önemi yoktur, ama fotoğrafın önemi de değeri de kıymeti de tartışılamazdır. İnsanlar gibi değil fotoğraflar gözden de gönülden de düşmez, yarı yolda bırakmaz. Bazı fotoğraflar kalbinin saflığını sevginin güzelliğini gösterir sana. Bazı fotoğraflar ayna gibidir seni yansıtır. Bazı fotoğrafların yeri çok ayrıdır kalpte yer verirsin onlara.. Fotoğraflar insanlara benzemez sen onları silmediğin sürece bırakmadığın sürece bırakmaz seni. Ve bu yüzden fotoğrafların insanlardan daha vefalı olduğuna inanıyorum ben.. !!!
Bu tarz kitapları, okuyuşumdaki maksadın altında, birazda atalarımın geçmişteki izlerinden, hakikati bulamasam da hiç değilse izlerinden bir şeyler bulur muyum fikri yatar. İtiraf etmeliyim ki bu bir pişmanlığın yüze çıkmasıdır.
O, pişmanlıktan kastım. Annemin olsun, yakın akrabalarımın olsun (şimdi hepsi göçüp gittiler) geçmişe yönelik
Siz hiç fotoğrafların konuştuğu bir kitap okudunuz mu? Ben Kader Kuyusu kitabı ile başladım okumaya.. Kitapta yaşanan umutlar,heyecanlar ve hayal kırıklıkları çok tanıdık...Mir Celadet Bedirhan'ın sürgünle geçen ömrünü anlatır...Ben Mehmet Uzun'un kaleme aldığı her eseri çok beğenerek okuyorum..Siz de okudukça sayfalar arasında kaybolduğunuzu göreceksiniz..Kuyuların gizemli olduğunu ve aslında her kuyunun bir hikayesi olduğunu unutmamak gerektiğini anlayacaksınız.İşte sizde bir kuyunun aslında kader ile bağlantısını burada farklı bir bakışla göreceksiniz..Keyifli okumalar dilerim...
Kader KuyusuMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20173,318 okunma
Sayfalarca yazılanı içinde saklayan o muazzam cümle.. Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim..
Farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı hayatlar görüp geçirip yine en barınılası yerde, birbirlerinin kalbinde birbirini bulanların hazin, buruk, kırık, sevgi dolu, ümitvari hikâyesi.. İki ırmağın birbirine doğru akıp buluşması.. Törenin getirdiği ölüm cezasına baş kaldırışı, yaşanılan ama hiç yaşanılmaması istenen hikayelerin dramını, Zerdüşti inancını, çayın manevi güzelliğini, Bolşevik ihtilalini, Balkan harbinin acı yanlarını, insanların yaşama tutunma çabalarını gerçekçi ve yine kendine özgü kalemiyle yazmış Nazan Bekiroğlu..
Sürükleyici ve sizi fotoğrafların içinde hikayeyi yaşamaya sevk ediyor. İkinci okuyuşumdu. Sanırım daha birçok kez okuyabilirim.
Edebiyat ders kitaplarında rastladığım, en aşinası olduğum simanın Âkif' e ait olduğu bir fotoğraf karesinin hikayesi. Şimdinin aksine fotoğrafların zorlukla çekildiği ve bir anlam ifade ettiği 1924 yılı. Fotoğraf denilince aklıma Ziya Osman Saba ve onun gülümsemek ve mutlu olduğunu gösterebilmek için fotoğrafçıya gidişi geliyor. Bu fotoğraf
Latinler ; "Birini tanımak hepsini tanımaktır." dememişler mi? Önce kişiler, sonra merhumlar, sonra fotoğrafların asılları ... Yaşadığımız bir dramın hikayesi.