Ya Şeytan, bu Öteki, aslında Aynı ise? Ya baştan çıkartma büyük düşmanlığı başlatan olaylardan biri değil de, sadece ikili'ye yönelik basit ve üstü kapalı imaysa? Ya bu düello ayna karşısında gerçekleşmişse? Ya (bizim tarihimizin onun kısa süre içinde yitip gidecek görünür bir biçimden ibaret olduğu) ebedi tarih hep aynı olmuş olmakla kalmayıp bizzat Aynı'nın özdeşliğinin ta kendisiyse ve bölünmez olanın belli belirsiz biçimde benimsenmesi ve önünün açılmasıysa?
Foucault ve Derrida'da Feminizm ve Ayırım - ROY BOYNE
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bildiğimiz delilik mi?Hayır,aklın ötesi.Akıl 1+1=2 der fakat aklın tarif edilemeyen bazen sanatsal imgelerle bazen muhayyile yolu ile ortaya konan kısmı 1+1=1 der.Foucault deliliğin tarihini ve varlığını ortaya koyarken Derrida aksini ispatlar.Çeviri biraz problemli yinede okunur.
Foucault ve Derrida
Foucault ve DerridaRoy Boyne · Bilgesu Yayıncılık · 200911 okunma
"O rüyayı yine gördüm. Saat gecenin üçüydü, nasıl olduysa bir üniversite kampüsünde, güzel bir binanın içinde buldum kendimi. Geniş, boş bir sınıfa girdim, masanın üstünde bir teyp vardı. Arkasında da sarı bir zarf duruyordu. Masaya doğru gittim ve teybi açtım. Duyduklarım şunlardı: Senin görevin Arthur, eğer kabul edersen, kültür
Derrida ile Foucault arasındaki farkları da ortaya koymuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi, yapısalcılık çok önceden bireyi özellikle linguistik açıdan tamamen değersizleştirmişken, Foucault insanı "tamamen yeni bir icat, henüz iki yüz yaşında bile olmayan bir varlık ve bilgimizin, kısa bir süre sonra ortadan kalkacak olan basit bir detayı" olarak nitelendirmiştir
Notos dergisinin yayımladığı "En İyi 100 Felsefe Metni"
1- devlet – platon 2- saf aklın eleştirisi – immanuel kant 3- böyle buyurdu zerdüşt – friedrich nietzsche 4- varlık ve zaman – martin heidegger
Reklam
Bilgi zamanı (ALINTI)
İlginizi çeker mi bilmiyorum ama, ben yine de paylaşacağım. Arkadaşlar işinize yarayabilir. Notos dergisinin düzenlediği ,248 aydının seçtiği en iyi 100 Felsefe Metni’ni seçti. 1- devlet – platon
Derrida ile Foucault arasındaki farkları da ortaya koymuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi, yapısalcılık çok önceden bireyi özellikle linguistik açıdan tamamen değersizleştirmişken, Foucault insanı "tamamen yeni bir icat, henüz iki yüz yaşında bile olmayan bir varlık ve bilgimizin, kısa bir süre sonra ortadan kalkacak olan basit bir detayı" olarak nitelendirmiştir
Eleştirel Teoloji Fakültelerine İhtiyaç Var Prof. Dr. Recep ARDOĞAN
Bugün gelinen noktada, daha doğrusu din öğretiminin, dinî düşünce ve anlayışların geldiği ve birbiriyle sıcak bir çatışmaya giriştiği ortamda, tenkitçi teoloji fakültelerine büyük gereksinim var. Çünkü, bugün ismi verilmemiş ve de kavramlaşmamış olsa da ülkede bir tenkitçi teoloji olgusu var. Bunu ilahiyat fakültelerinin ve İslam ilimleri
Sorgu(sal)
Anlayabildiğimiz ise çok somut bir gerçekliktir: Kuramla devrimin arası açıldıkça, amuda kaldırma kapasitesi de artmaktadır kitaplarda. Perry Anderson’ın “Batı’da Sol Düşünce” adlı çalışmasıyla, Alan Sokal ve Jean Bricmont imzalı “Son Moda Saçmalar” bir arada okunup düşünüldüğünde, bu tablo daha bütünlüklü olarak çıkıyor aslında açığa. Bir tarafta
Reklam
Her paragrafında birkaç Foucault, Nietzsche, Derrida, Heidegger serpiştirmeden konu­şup yazamayan entelektüeller cennetidir Türkiye. (Üstelik yerlici, millici, medeniyetçi olmaya davette bulundukları halde en çok da mukaddesatçılar-İslamcılar yapar bunu: hele Yusuf Kaplan ve türevleri kendilerinin karikatürü olacak kadar işi abartır) İsim serpiştirmekle, hatta Batı düşünce tarihini etrafa saçıp dökmekle (name-dropping) yazılan yazılar çöplüğüdür Türkiye. "Büyük Doğu, Bü­yük Doğu" diyenlerin tek bir Doğulu referansı olmaması, alakasızlık ve dış dünyadan kopukluk değil de nedir?
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Deleuze’ün Yaklaşımı
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Stirner’in çağdaş siyaset teorisi üzerindeki tesiri çoğunlukla ihmal edilmiştir. Bununla beraber, özellikle iktidarın işlevini göz önünde tutarsak, Stirner’in siyasi düşüncesi ile postyapısalcı teori arasında şaşırtıcı bir yakınlık bulabiliriz. Örneğin Andrew Koch, Stirner’i, çoğunlukla içine yerleştirildiği Hegelci
Resim