Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2 Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
·
Puan vermedi
Michel Foucault
Michel Foucault
Güvenlik, Toprak, Nüfus
Güvenlik, Toprak, Nüfus
Güvenlik, Toprak(Bölge) ve Nüfus kitabı Fransız filozof Michel Foucault tarafından 1977 ile 1978 yılları arasında Collège de France'da verdiği konferans serisinin bir parçasıdır ve ölümünden sonra ses kayıtlarına dayanarak yayınlanmıştır. Foucault, bu kitapta, Hıristiyanlık döneminden modern ulus devletin ortaya çıkışına
Güvenlik, Toprak, Nüfus
Güvenlik, Toprak, NüfusMichel Foucault · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 201432 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap üzerinden Ülkenin en büyük "sorununa" değineceğim; türk-kürt çatışması. Bazıları kitabın ezen-ezilen ilişkisini anlattığını söyleseler haklıdırlar ama göreceğiniz üzere anlatılan tamamen türkler ve kürtler arasındaki çatışmadır. Kimisi için acı gelecek bir gerçekle başlayayım, Türkiyede türklük ideolojidir, etnik değil. Türkiyede
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,2bin okunma
308 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Anarşizmin "sınırlarını" zorlayan, ufuk açıcı, önemli bir kitap. Önsözde belirtildiği gibi Stirner bölümü gerçekten de orjinal. Kitabın en zor ve anlaşılmaz bölümü -en azından temelsiz olduğum için bana göre- Lacan bölümüdür. Anlamaya çalışırken beynimin suyu çıkmış olabilir. Bunun haricinde kitabın neredeyse tamamına yayılmış özcülük
Bakunin'den Lacan'a
Bakunin'den Lacan'aSaul Newman · Ayrıntı Yayınları · 201438 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
‘Bilgi iktidardır’ ya da ‘İktidar Bilgidir’ tezlerini okuduğumda bana maledildiğini bilmiyordum. Çünkü benim sorunum tamamıyla bunlar arasındaki ilişkinin incelenmesiydi. Eğer bilgi ve iktidar özdeş olsalardı, onları incelemezdim. der Foucault. Söylemin düzenini de iktidar olgusunun bilgi yönetimini, neyi verip neyi vermeyeceğini, haliyle ortaya çıkarılacak olan söylemin içeriği, yapısı ve kapsamı bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. Söylemin düzeni mi, düzenin söylemi mi? ikiliği üstüne düşünen Foucault, herhangi bir bilme ve bilgi edinme pratiğinin, söylem ve iktidar alanları dışında düşünülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Gerçeklik olgusu böylelikle iktidara göre değişkenlik gösteren hatta onu besleyen bir yapıya dönüşmüştür. Bu kitapta özne merkezlik bir felsefi hareket noktası görmek mümkün. Metafizik tezatların ürettiği özne sorunu yerine toplumsal ilişkilerin ortaya çıkardığı özneyi merkeze almaktadır. Dolayısıyla Foucault iktidarı da dinamik ve özensiz bir süreç olarak tanımlar. İlk anladığımız anlamıyla değil. İktidarın varlığı tamamen bilgi-düzen endeksine bağlı olduğu için metafizik olarak sunulanın iktidarlık sürecin devamlılığını sağlamak adına ortaya koyulduğunu tespit etmiştir. Kitap her yönüyle dopdolu bir eser. Hoş, Foucault'nun yazıp da bu kötü diyebileceğimiz bir eser yok. İlgilisine şimdiden keyifli okumalar.
Söylemin Düzeni
Söylemin DüzeniMichel Foucault · Hil Yayın · 198747 okunma
196 syf.
3/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Son Ada kitabı neden kötü bir kitaptır?
YouTube kitap kanalımda Son Ada kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/dR12B0gIkhg Livaneli'ye hak ettiği değerden fazla değer verip onu putlaştırıyor musunuz? Livaneli'nin kitaplarından bazılarını hiç sevmemenize rağmen sırf başka okurlardan tepki almamak için diyeceklerinizi içinize mi atıyorsunuz? O zaman gel
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,1bin okunma
Reklam
92 syf.
5/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
"Dişil Enerji"nin Yok'luğunda Var'olan Valerie Solanas
"Bu toplumda hayat, en iyi halinde bile can sıkıntısından ibaret olduğundan ve toplumun hiçbir tarafı kadınlara uygun olmadığından; uygar-kafalı, sorumlu, heyecan arayan dişilere, hükümeti yıkmak, para sistemini bertaraf etmek, her alanda otomasyonu kurumlaştırmak ve eril cinsi yok etmekten başka çare kalmıyor." cümleleriyle başlıyor
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu
Erkek Doğrama Cemiyeti ManifestosuValerie Solanas · Sel Yayıncılık · 20181,179 okunma
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Deleuze’ün Yaklaşımı
Devlete Karşı Savaş: Stirner ve Stirner’in çağdaş siyaset teorisi üzerindeki tesiri çoğunlukla ihmal edilmiştir. Bununla beraber, özellikle iktidarın işlevini göz önünde tutarsak, Stirner’in siyasi düşüncesi ile postyapısalcı teori arasında şaşırtıcı bir yakınlık bulabiliriz. Örneğin Andrew Koch, Stirner’i, çoğunlukla içine yerleştirildiği Hegelci
274 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
SİYAH DERİLİ KARDEŞLERİMİN GAZABINI ÜZERİME ÇEKSEM DE SÖYLEYECEĞİM: SİYAH İNSAN İNSAN DEĞİLDİR! (FRANTZ FANON) İnsan kozmik bir titreşim içinde titreşip duran bir EVET’tir.Kökünden koparılan,kovalanan,yokuşa sürülen ve kendi varoluş sorunsalı içinde bulup çıkardığı gerçeklerin birbiri ardından yokolup gittiğini görmeye mahkum edilen
Siyah Deri Beyaz Maskeler
Siyah Deri Beyaz MaskelerFrantz Fanon · Encore Yayınları · 2016474 okunma
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2
Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği yer. Devlet… Herkesin yavaş yavaş intihar etmesine ‘yaşam’ adı verilen
Reklam
Foucault ya gore iktidar sorunu
Eski Yunanlıların varoluş sanatıyla yeniden ilişki kurarak ,sahici biçimde özgüleştirici bir yöntem önerir.Varoluş Estetiği dediği şey (özenin iktidara direnme hakkından ziyade ,asla kökü kazinamayacak bir direniş potansiyeline dayanır) itirafsiz haklılaştirmasız bir hakikat cesareti vaat eder.Hakikat ancak kendini olumlama olabilir. Özne itirafın yabancılaştırmasına, kendini tanıtma zorluğuna teslim olmayarak, kendini özne olarak ortaya koymayı öğrenir. Böylece, tabiiyet formlarına, başkasının dayattığı bir kendilik imgesinin neden olduğu ezikliğe karşı mücadele edebilir. Suçlu ya da masum sıfatlarından bağımsız bir biçimde, kendisiyle hakiki bir ilişki kurarak söylem içine yerleşir. Öznenin hakikati ifadesi, özneleşmesi, özgürleşmesinin bir uğrağı olur. Hakikat cesareti etiği ya da varoluş este- tiği (Michel Foucault'nun siyaseti budur) 19. yüzyılın dandizmini yinelemekle yetinmez. İtirafı kendiliğin uygulanmasına dönüştürür, kendi dönüşümüyle var olma tarzına dönüştürür. Her türlü tahakküme karşı en üst derecede siyasal bu meydan okuma, başkalarının olmasını istediği şeyi üstünden atarak kendi olma egzersizini tanımlar.
Sayfa 144Kitabı okudu