Demek, Seniha'nın aklı böyle şeylere de eriyor! Ben zannederdim ki, o, ipeğin renginden, sürmenin cinsinden, Beyoğlu'nun kaldırımlarında sekmekten ve gençlerle Fransızca şarkılar söylemekten başka bir şey bilmez.
' Büyük şehirlerin, büyük kadehli meyhanelerini bilirim
İspanyolca, Rumca, Fransızca şarkılar söylenir
Bazan da Asım beyden, Tanburi Cemil beyden plaklar çalınır,
Velhasıl koskoca bir dünya bir kadeh içinde hercümerç olmuştur. '
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettiklerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Kafkasya'daki savaşın niteliği değişiyordu. Muhafız Alayı'ndan çok sayıda parlak genç asker, düzenli Güney Ordusu'na ve dertlerinden kurtulmak ya da vakit geçirmek için onlarla birlikte savaşan sürgünlere ve paralı askerlere katıldı. Yeni gelen askerler, savaşın gidişatını derinden etkileyecekti. Ordunun tam teçhizatlı olmasına
İkinci Dünya Harbi'ni müteakib, Türkiye Nato'ya girip yüzünü Amerika'ya döndükten sonra Türkiye'ye gelen Amerikan filimlerin de o zamanlar Amerika romantik filimler çeviriyordu- okunan ingilizce sarkıları arkadaşlarımız mânâlarını bilmeden ve telaffuzlarını beceremeden -çünkü o vakitler orta öğretimde Fransızca okutuluyordu,
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Stephen King, Karanlık Öyküler isimli 14 öyküden oluşan bu kitabında okurları yine gizemli, heyecanlı ve ürkütücü bir yolculuğa davet ediyor.
Dört Numaralı Otopsi Odası isimli hikâye ile kitabın açılışını yapıyor King. Otopsi masasında çaresizce yatan siz olsaydınız neler hissederdiniz acaba? Tüm dehşetiyle yanıtlıyor yazarımız bu soruyu
Aydın’da tren istasyonunda işçi olarak çalışan babası bir kaza sonucu vefat etti. Sonra evleri bir yangında kül oldu. Anne çocuğunu alıp iş bulma ümidiyle İzmir’e taşındı. Ama iş bulamayınca çocuğunu yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.
Çocuğun babası ölmüş, annesi de bırakıp gitmişti. Okuldan arta kalan vakitlerinde kah hırdavatçıda kah