192 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bu kitaba dair okur yorumlarına baktıktan sonra şevkim tam kırılma noktasına gelmişti. Kitabın ilerlemediğinden yakınmalar, ağırlığından şikayetler ve okunmasının zorluğuna dair hemfikirlikler havada uçuşuyordu. Sadece dinler tarihine dair zengin bir kitap olmasına dayanarak okumaya başladım. Bana hiç de anlatıldığı gibi gelmedi. Aksine tam anlamıyla okunup kafa patlatmaya değer bir şaheser ve kitabı bırakamadım. Flaubert'in bu denli ansiklopedik bir yazar olduğunu da bilmezdim. Çevirmenin deyişiyle Flaubert'in Fransızlara hediye etmek istediği bir Faust versiyonu Ermiş Antonius. İnsanın iyi ve kötü arasındaki mücadelesine, tanrıyı arayışına ve şeytan tarafından ayartılışına dair. Hristiyanlık tarihinde görsel sanatlar içinde de yer bulmuş bir tema; dolayısıyla sanatlararası, felsefe ve inanç içinde de zengin bir arkaplanı olan bir tema. Flaubert de fikirsel yükü çok iyi taşımış bir edebiyatçı olarak. Kitap Ortaçağ felsefesinin derinliklerine iniyor, islamiyet öncesi dinler tarihinin içinde kurgu biçiminde fırtına gibi esiyor. Baş döndürücü bir izleği, muhteşem bir anlatımı var. Çeviri anca o kadar olur. Bunun yanında yakınanları büsbütün haksız saymamak adına isimlerin bolluğunun olduğunu söylemek gerek. Sözlükçeye dönüp dönüp okuma gereğinin olduğu bir gerçek. Bazen yazar terimin/ismin yanına yeterli gelecek bir bilgi de iliştiriyor. Okumayı zorlaştıran tek etken bu, ama katlanmaya değer. Birkaç Görsel Temsil için bkz. ( not: Kitap bu sahneleri okura gördürür ve hissettirir gerçekten de) e-skop.com/skopbulten/kale...
Ermiş Antonius ve Şeytan
Ermiş Antonius ve ŞeytanGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019397 okunma
MARAŞ DESTANI SÜTÇÜ İMAM VE RIDVAN HOCA
Yazacaktı Türk Maraş'ta bir destan, Kurtulacaktı işgalden bu vatan. Sütçü İmam çıkıyordu en öne, Düşmanla vuruşuyor döne döne. Ses verecekti imamım Maraş’tan, İlk kurşunu sıkıyordu en baştan.
Reklam
Yazarlardan silah kaçakçılarına, maceraperestlerden seyyahlara ve bilim adamlarına kadar herkes Kafkasya'da kendine bir yer bulabiliyordu. David Urquhart ve Yüzbaşı Bell gibi bazı kişiler tehlikeli bir hayat sürüyor, Rusların galibiyetini engellemek için aşiretlere silah kaçırıyor; İngiliz hükümeti Çar, Şamil ve Sultan arasında çetrefilli bir
104 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
1518 yılında Fransa’da yayılan dans vebasını anlatan bu kitap birçok kurguyu ezip geçecek kadar sıradışı bir gerçekliği anlatıyor. Böylesine ilginç bir toplumsal histeri olayının tarihte vuku bulmuş olması çok değişik gerçekten, halen daha sebebi bilinemiyor. Gelelim kitaba… Çeviriden mi kaynaklı bilemiyorum ama kitap yer yer hakikaten sıkıcıydı. Hele 70 den sonrası akmadı diyebilirim. Ama kitabın konusunun ilginç ve sayfa sayısının az olması sayesinde iki oturuşta bitirmiş oldum. Not: Şu dünyada ne garip olaylar yaşanıyor, ve zamanında Fransızlara ne korku salmışız be…
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,387 okunma
177 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Canım favori yazarım Dostoyevski. Bu kitabı ticari bir kaygı ile 25 günde yazmış. Tabii yargılamak kimsenin haddine değildir o zamanki sosyal, maddi hiçbir koşulu tam olarak bilemeyiz her şeyi zamanına göre değerlendirmek gerekiyor. 25 günde yazılmasına rağmen çok keyif alarak ve büyük bir merak içinde okudum kitabı. Elbette diğer eserleri gibi çok kapsamlı değildi ama yine de oldukça iyiydi. Karakterler üzerinden Fransızlara, Ruslara vs yapılan eleştiriler mevcuttu. (İnce eleştiri denemez.) Kumar oynanırken bazı yerler olasılıklar hesaplanması ve gerektiği yerde kağıda not alınması bana Olasılıksız kitabını hatırlattı. Aynısı diyemem ama bazı noktaları benziyordu. Her bir karakteri sevdim. Çoğu karakterden kendimden bir parça buldum bazı olaylarda "bunun aynısını bende yapardım"dediğim yerler oldu ve bu sayede okurken daha da keyifli bir süreç oldu benim için. Özellikle 50.sayfadan sonrası nasıl akıp gitti anlayamadım. Bir baktım kitap bitmişti. Aleksis İvanoviç'in karakteri çok başkaydı çok ısınamadım bazı yerlerde kızdığım bazı yerlerde ile anladığım noktalar oldu. Aşka olan tutkusu(!)aşık olduğu kişiye köle olması bir başkaydı çok başka. O kadar çok karakter var ki saymakla bitmez lakin Aleksis ile Bay Astley'in dostluğunu ayrıca sevdim. Daha yazsam satırlar dolusu olur. O yüzden kısa ve öz (!) yorumumu sonlandırıyorum.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,2bin okunma
Çook uzun olduğunun farkındayım...
ABDULKADİR TURAN / ANALİZ 1 Kasım 1928’de tek kararla harflerimiz yasaklandı. İngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee’nin ifadesiyle Türkiye’de kütüphaneleri yakmaya gerek kalmadı. Çünkü Cemil Meriç’in veciz ifadesiyle kütüphanelerde kitaplar tuğla yığını oldu. Mahir İz’in ifadesiyle roller ters döndü. Hasbelkader daha önce Fransız alfabesini öğrenen
Reklam
Aydın’da tren istasyonunda işçi olarak çalışan babası bir kaza sonucu vefat etti. Sonra evleri bir yangında kül oldu. Anne çocuğunu alıp iş bulma ümidiyle İzmir’e taşındı. Ama iş bulamayınca çocuğunu yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı. Çocuğun babası ölmüş, annesi de bırakıp gitmişti. Okuldan arta kalan vakitlerinde kah hırdavatçıda kah
288 syf.
9/10 puan verdi
İlber Ortaylı Seyahatnamesi/Bir Tarihçinin Gezi Notları #kitapyorumu #İlberOrtaylıSeyahatnamesi Goodreads: 3,7/5 1000kitap: 8,1/10 4,5/5 “Seyahat etmek benim gençliğimden, hatta ta çocukluğumdan beri heyecanlandığım bir uğraştır. Görmek, harita üzerinde tespit ettiğim yerlere gitmek, coğrafya öğrenimimde benim için vazgeçilmezdi. Zamanında
İlber Ortaylı Seyahatnamesi
İlber Ortaylı Seyahatnamesiİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20184,063 okunma
187 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Herkese merhabalar sevgili okurlar. NOT : SPOİLER İÇERİR Sizlere bugün Kumarbaz’dan bahsedeceğim. Ele almak istediğim birçok karakter var sırasıyla bu karakterleri anlatacağım. Öncelikle olaylar Fransa’da bir otelde geçiyor. Her şeyini kaybetmiş General’den ve aşık olduğu Matmazel Blanche’den bahsedelim. General’in her şeyi bir Fransız’a
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,2bin okunma
103 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Keyifle ve doyumla okudugum bir kitap ve uzerine soylemlerimin cahil cesareti oldugunu da belirteyim. Yedi bolumden olusan felsefi oykulerimiz var.ben ozellikle birinci oykuyu cok keyifle okudum.Micromegas karakteri ile sorguladigi ve  elestirigi tum dusunceleri okuyoruz. Yazilariyla donemin tum aydin cevresine ve cogu ulkelere hicivle saldiriyor.yer yer gulumsedigim ve gozumde sarkastik halini canlandirdigim anlar oldu.bilim kurgu olan oykulerinde bile ben voltaire ve kendi gibi bir filozof arkadasiyla karsilikli konusmalarini fransizlara has o muhtesem gorkemli ev ve salon icinde aristokrat  tavirlariyla karsilikli sohbetlerini izler gibi yasadim. Bu kitap sayesinde voltaire hakkinda siralayabilecegim kendimce maddeler olustu. *dinlerin tutucu tavirlari en elestiritigi yanlar *kuskuculugun ve sorgulamanin onemini vurgulamasi *siradan vatandaslara degil tum elestirilerini yonetici ve aydin kesime yoneltmesi *somurgeciligi akla yatkin bulmamasi fakat buna bir ozdeyis ya da cozumde bulamadigi ya da bulmak istemedigi *kusursuz bilgeligin kusursuz hicbirseyin olmadigi fakat insanin yine akli ile ustunluge yaklasabilecegini vurguluyor. (Not:alfa yayinlari dipnot icin kullandigi simgeler ilgimi cekti fakat bir anlam buladim ya da yoktu oylesine bir basim)
Micromegas
MicromegasVoltaire · Alfa Yayıncılık · 2015419 okunma
Reklam
333 syf.
7/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Theophile Gautier Fransız şair, oyun yazarı, romancı, gazeteci ve edebiyat eleştirmeni. Parnasizmin kurucusudur. (wikipedia) NOT:Kitabın orjinal isminde "dünyanın en güzel şehri" olarak belirtilmiş bir başlığı yok. Türkçeye çeviren kişi tarafından bu ibare eklenmiş olabilir kanaatindeyim. Çünkü kitapta genel olarak böyle bir şehrin
İstanbul
İstanbulTheophile Gautier · Profil Yayıncılık · 200711 okunma