Bir önüne dönebilse çabucak odasında olabilecekti, fakat dönmesi zaman alacağın dan babasının sabrını taşırmak istemiyordu ve her an babasının elindeki bastonla sırtına ya da başına ölümcül bir darbe yiyebilirdi. Fakat sonunda dönmekten başka bir çaresi kalmamıştı, çünkü geri geri gitmeye çalışırken yönünü bile şaşırdığını dehşetle fark etmişti; ve böylece korku dolu gözlerle yandan babasına baka baka elinden geldiğince hızlı, fakat aslında çok yavaş dönmeye çalıştı.
Gregor ise iyice sakinleşmişti. Anlaşılan insanlar onun ne dediğini anlamıyorlardı artık, oysa o, sesinin anlaşılır olduğunu sanmıştı, öncekinden daha anlaşılır, belki de kulakları kendi sesine alışmıştı.
Ve Gregor dışarıdakilerin ağlayıp sızlanarak onu rahatsız etmek yerine kendi haline bırakmalarının daha akıllıca olduğunu düşünüyordu. Fakat dışarıdakileri huzursuz eden ve bu şekilde davranmalarına neden olan şey, belirsizlikti.