George Orwell
1946 yılında 1984'ü yazmaya başlar fakat ilk taslağı bitirdikten sonra hastalanır ve aylarca hastanede kalır; sonrasında hastaneden çıkar ve gittikçe kötüleşen sağlığına rağmen kitabını bitirip 1949'da yayımlatır. Aynı sene Sonia Brownell ile evlenir ve çok değil birkaç ay sonra Ocak 1950'de, henüz 46 yaşındayken hayata gözlerini yumar. Orwell'in yayımcısı Fred Warburg'a göre yazarı öldüren şey hastalıkları değil uğruna çok uğraştığı 1984'tür. Huzurla uyu saygı duyulası adam.
120 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 hours
Prospero dizisinin beşinci kitabı: Bayan Caliban. Kitaptan bahsetmeye geçmeden önce Prospero kavramı nereden geliyor bunu irdeleyelim istiyorum. Kitabın ilk sayfasında bizi şu paragraf karşılıyor: “Shakespeare’in Fırtına adlı eserinde Prospero, kızıyla birlikte on iki yıl yaşamak zorunda kaldığı adadan ayrılırken sihirli asasını ve kitaplarını
Bayan Caliban
Bayan CalibanRachel Ingalls · Jaguar Kitap · 2020245 okunma
Reklam
3. Dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy'nin kardeşi Bobby onu öldürdü
2013 yılında ortaya çıkan belgelere göre, Marilyn Monroe 'yu sürekli takip eden, Hollywood'un ünlü özel dedektiflerinden Fred Otash, öldüğü gece neler olduğunu biliyordu. 1992'de ölen Otash'in günlükleri, 2013 yılında kızı tarafından bulundu ve pek çok gazetede manşet oldu. Monroe'nun evine dinleme cihazları yerleştiren Otash, günlüğüne "Marilyn Monroe'nun ölümünü dinledim" şeklinde not düşmüştü. Kennedy taraftarları Otash'i “yatak odalarını dinleyen bir sapık" olarak görüp onunla alay ederken, magazin basını günlükte yazanları "Kennedy ve Monroe kesinlikle bir ilişki yaşıyordu" olarak yorumladı. Otash'in günlüklerine göre, Monroe öldüğü gece hem Başkan Kennedy ile, hem de kardeşi Bobby ile büyük bir kavga yaşamış, kardeşlerin kendisini "Bir et parçası gibi oradan oraya savurduğunu” yazmıştı. Günlükteki notlarda "Monroe çığlık çığlığa bağırıyordu ve kardeşler onu susturmaya çalışıyordu. Kadının yatak odasındalardı ve Bobby bir yastığı yüzüne bastırıp, komşular duymasın diye onu susturmaya çalıştı. Sonunda sesi kesildi ve Bobby de oradan bir an önce çıkmanın yollarını aradı." yazıyor. Otash, kısa bir süre sonra, Monroe'nun ölüm saatinin yaklaşık olarak bu kayıtları yaptığı saatler olduğunu öğrenmiş.
"Yüzbaşı Fred" diye söze başladı Sarah. Burnaby, kendi saadet tanımının bu iki sözcüğü ömrünün geri kalan günleri boyunca o sesle, o Fransız aksanıyla işitmek olduğunu düşündü.
Geleneksel kurallara uygun yaşamın standartları çerçevesinde her ikisi de egzotik kişilerdi ne var ki birlikte olduklarında Burnaby hiçbir oyunu, hiçbir rol yapmayı, hiçbir kostümü ayırt edemiyordu. Kendisi süvarilerin talim giysileri içinde olsa bile, Sarah daha demin kürklerini içine ölü bir baykuş tünemiş gibi görünen bir şapkayı bir kenara atmış olsa bile. Fred şunu itiraf ediyordu ki, kafası yarı karışıktı ve muhtemelen dörtte üç âşıktı.
"insanlar artık 'en iyisini' kendisinin hak ettiğini düşündükleri için evin içinde en iyisi (!) dolaşsın istiyorlar. Ama koridorda Adriana Lima ile karşılaşmak isteyen adamların Fred Çakmaktaş'tan hallice olmaları ayrı ironi. Vehbi Koç gibi başarılı ve zengin adamı bekleyen kadınların da en büyük başarısının, biten şampuana su koymayı akıl etmek olması da ayrı ironi.. "
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.