Anladığım kadarıyla dedemin kahramanı Abdülhamid hazretleriydi. "Neden sevilmiyor?" diye sorar, sonra kendi cevaplardı:
"Frenkler, Ermeniler, Yahudiler ve vatan hainleri istediklerini ondan alamadıkları için "
... acaba niçin amcanın, dayının, teyzenin, yeğenin, eniştenin, baldızın, kaynananın, baldızın vb. isimleri var da, amca oğlu, hala kızının hususi isimlendirmesi yok? Yani Frenkler gibi "kuzen"e muadil bir kelime pekala ikame edilebilirdi. Edildi de unutuldu mu? Hayır, edilmedi de unutulmadı da." Buna dair bir esas mutlaka vardır!"dedim. ...şöyle bir izahat getirdim: Türkçe'de akrabalara isim tahsisindeki esas, İslâm şeriatıdır, yani Kur'an'dır. Kur'an'da nikahlanmaları yasaklanan akrabalara mahsus isimler vardır Türkçemizde. ... Evlenilmesi helal olan akrabaların bir isimlendirmesi yoktur.
Kudüs, Halife Ömer zamanında 638 yılında İslam devleti tarafından alınmıştır. 7. ve 8. yüzyıllarda Indüs'ten Pireneler'e uzanan görkemli bir imparatorluk kuran Araplar, en parlak zamanlarını 809 yılında ölen Halife Harun Reşid zamanında yaşamışlardir. 10. yüzyıllarda uygarlıklar gelişmeye devam etse de siyasal olarak İranlılara ve Türklere karşı
Elçi;
"Kendisinden kaleye çok fazla yaklaşmamasını istiyoruz. Zira yanımızda Batılı Frenkler var. Onlardan, Sultân'ın askerlerine bir zarar gelmesinden korkuyoruz."
Sultân;
"Trâblus senesinde gelen haberciye söyleyin. Batı Frenklerine söylesin de çıksınlar. Biz 40 süvariden fazla değiliz."
Frenkler “Gençlik bilseydi, ihtiyarlık yapabilseydi,” derlermiş. Ne doğru söz. İnsan, yaşla hakikate eriyor ama, onu kullanmak, ona göre yaşamak gücünü kaybettikten sonra...
Frenkler "Gençlik bilseydi, ihtiyarlık yapabilseydi." derlermiş. Ne doğru söz. Insan, yaşla hakikate eriyor amma, onu kullanmak, ona göre yaşamak gücünü kaybettikten sonra...
Kudüs düştükten sonra Frenkler karalar giydi. Tüm yönlerden yardım istemek için denizleri aştılar. İnsanları intikam sevketmek için ellerinden isa'yı döven bir Arap tasviri ile dolaşıyorlardı. Galeyana gelen Frenkler toplandı ve gelmeyenler kendi yerlerine gelecek kişinin masraflarını üstlendiler. Esirlerden biri ailenin tek erkek evladı olduğunj savaş masrafları için annesinin kendi evlerini sattığını söylüyordu. Frenkler dinsel ve psikolojik olarak öyle şartlanmışlardı ki amaçlarına varmak için yıllarına çıkacak her engeli aşmaya hazırdılar.
- Hayır... Frenkler de okuyor. Bu gibi eserlerin garpta bir tanesinin yüzlerce türlü basılmış tercümeleri vardır. Avam da okur, havas da okur velâkin sen okumazsın, mazursun da. Mekteplerinizde böyle şey kalmadı. Bir İngiliz kızına Sadi'yi sorsan bilir, sen Şarklı olduğun halde bilmezsin. Kabahat sende mi, Sadi'de mi?