Önsöz
Davranışlarımızın gerisindeki dinamik mekanizmaları açıklamaya çalışan araştırmacıların yaşamlarını ve yapıtlarını karşılaştırarak incelediğimizde, kendi kişilik özelliklerinin geliştirdikleri kuramlara yansımış olduğunu açık bir biçimde görebiliriz. Örneğin Freud’un, insanı saldırgan ve yıkıcı bir varlık olarak tanımlaması ile onun pek de esnek olmayan ve karamsar kişiliği arasındaki paralellik birçok eleştirmenin gözünden kaçmamıştır.
Birçok kişinin de kabul edebileceği gibi Freud'a göre de en yoğun haz duygularını yaşatan ruhsal tutum sevgidir. Ama Freud sevgiyi de cinsel sevgi olarak sınırlandırp maddi haz kategorisinde değerlendirmektedir.> Freud'un bu değerlendirmesi onun materyalist felsefeye sıkıca bağlı olduğunu gösteren kanıtlardan biridir. Freud materyalist arka planı dolayısıyla psikanalizde görünmeyen süreçleri mekanik bir sebep olan cinselliğe bağladığı gibi mutluluk arayışında karşılaşılan ruhsal tutum olan sevgiyi de cinselliğe bağlamaktadır.' Freud'a göre acıyı önlemenin bir tekniği de libido kaydırmalarıdır. Bu şekilde içgüdülerin hedefleri dış dünya tarafından engellenmeyecekleri bir alana aktarılır. Freud bu duruma içgüdülerin yüceltilmesi demektedir. Bu yüceltme sonucunda insan ruhsal ve entelektüel çabadan kaynaklanan bir hazza ulaşır.> Sanat ve din gibi fenomenlerden elde edilen bu haz ise genellenemeyecek düzeyde ve az kişiye mahsus olduğu için acıyı dindirmek için ideal bir yöntem olarak sunulamaz. Ayrı zamanda bu hazların etkisi çok küçük düzeylidir ve gerçek bir acıyı alt edecek kadar güven vermezler.> Aslında Freud manevi hazlara da ihtimal verdiğini ama bunun çok az kişinin bir kazanımı olduğunu belirtmektedir.
Reklam
Komplekslerinin asıl kaynağı her ne olursa olsun, insanların şimdiki fikirleri çok önemlidir. Bu da Alfred Adler, Erich Fromm,, Karen Horney, Otto Rank ve Harry Sullivan gibi pek çok Freudçu psikanalistin, hastaların geçmiş hikayelerinin tüyler ürpertici ayrıntılarına takılıp kalmak yerine, neden şimdiki sorunlarını, fikirlerini ve ilişkilerini analiz etmeyi vurguladıklarını açıklamaktadır.
Sayfa 111Kitabı okudu
Psikoloji bilimine kültür kavramını sokan ilk isim Adler olmuştur. O Freud’un aksine bireyi çevreden soyutlayarak tek başına ele almamış, kişinin ruhsal gelişiminin temelinde çevresel etkilerin olduğunu savunmuştur.
Pdf
Lacancı kuram öznelliğin yeni bir kavramını ileri sürerek bireycilik ve öznelciliğin güvenilirliğini radikal bir şekilde sorgular: Eksik olanın öznesi Bu öznellik kavramının kökenine dair izleri Freudcu Spaltung (yarılma) kavramına kadar geriye doğru takip edilebilir. Lacan kendi adına bu yarığı genel olarak öznelliğin kurucusu olarak kabul eder. Psikanalizin yansımalarını göz ardı etmek ona ihanet anlamına gelir: 'Ama eğer kişinin kendinde karşılaştığı radikal dış-merkeziliği (ex-centricity), diğer bir deyişle, Freud'un keşfettiği hakikati göz ardı edersek, psikanalitik düşüncenin hem düzeni hem de yöntemlerini yanlışlamak durumunda kalırız' (Lacan 1977: 171). Lacan'a göre psikanalizin öznesi felsefe geleneğinde kurulduğu gibi kendi kendine yeten, 'otonom' özne değildir, başka bir ifadeyle, bilince, bilinçli cogito ya tekabül eden psikanalizin öznesi radikal eksiklik, radikal yarık etrafında inşa edilmiş dış-merkezli bir öznedir.
Sayfa 500 - Öznellik ve Örgütlü Başka: Simgesel Otorite ve Fantazmik Jouissance Arasında, Yannis StavrakakisKitabı okuyor
Meine Freunde will ich! Ich will einmal wieder min meinen Freunden spielen.
Sayfa 24 - CidebKitabı okuyor
Reklam
Gardan çıktım. Vapur bekliyorum. Hava çok tuhaf. Boyuna renk değiştiriyor. Goethe'nin mısralarını hatırlıyorum. Nur wer die Sehnsucht kennt, weiss was ich leide Allein und abgetrennt von aller Freude Sehe ich ins Firmament nach jener Seite Ach! der mich liebt und kennt, ist in der Weite Es brennt mir, es schmerzt meine Eingeweide Nur wer die Sehnsucht kennt, Weiss was ich leide (Özlemi tanıyanlar ne çektiğimi bilirler.) (Yalnız ve bütün zevklerden uzak) (Göğün o tarafına bakıyorum.) (Ah! Beni seven ve tanıyan çok uzakta.) (İçim yanıyor, içim sancıyor) (Özlemi tanıyanlar ne çektiğimi bilirler.) 'Eingeweide' kelimesi hoşuna gitmemişti, değil mi? Tramvayda camlara çarpan damlaların şekilleri arasında hep seni aradım. İkimizin çilesi ne zaman bitecek?
Sayfa 116Kitabı okudu
Başparmağını emdi, evde koptu kıyamet  Ona göre oburluk, Freud’a göre şehvet Bu mısralarda da görüleceği gibi, Freud ile tam uzlaşamıyordu. Daha çok Jung’a yakınlık duyuyordu. “Beni rahatsız eden ve adlandıramadığım duygularımın, yalnız libidoya bağlanmasına gönlüm razı olmuyor,” derdi.
Sayfa 234 - İletişim Sinan Yayınları, Birinci Bölüm
Freud’a hem insan olarak hem de düşünür olarak hayranlık duyarım. Ne olursa olsun, eserlerini oldukça zengin bulurum; fakat bence kadınlar açısından kendisi mutlak suretle yıkıcı olmuştur. Daha da fenası, onun yolunu takip eden herkes de böyledir.
Sayfa 53 - Zeplin Kitap
…Freud’un da dediği gibi,”İfade edilmemiş duygular asla ölmez.Diri diri gömülür ve daha sonra daha çirkin şekilde ortaya çıkar.”
Reklam
'bilinmeyen bilinenler’, bildiğimizi bilmediğimiz şeyler
“2003’te Rumsfeld biraz amatörce, bilinen ve bilinmeyen arasındaki ilişki hakkında felsefe yapmaya girişti: ‘Bilinen bilinenler vardır. Bunlar bildiğimizi bildiğimiz şeylerdir. Bilinen bilinmeyenler vardır. Yani, bazı şeyler vardır ki bilmediğimizi biliriz. Fakat bilinmeyen bilinmeyenler de vardır. Bunlar bazı şeyler ki bilmediğimizi bilmeyiz.’ Onun eklemeyi unuttuğu önemli bir dördüncü tanım var: 'bilinmeyen bilinenler’, bildiğimizi bilmediğimiz şeyler ki bu tam anlamıyla Freudcu bilinçdışıdır...”
Rüyalarla çalışan Freud’a göre rüyalar bastırılan ya da olması istenen arzuların giderildiği yerlerdir. Uyanıkken bilinçten uzak tutulanlar uykuda su yüzüne çıkar. Jung ise rüyaların arzu giderici işlevini kısıtlayıcı bulur. Rüyalar asıl ayık durumu dengeler. Nasıl insan vücudu yaralanmalara ve enfeksiyonlara karşı tepki gösterirse psişe de doğal olmayan durumlara karşı rüyalar aracılığıyla tepki gösterir.
Sayfa 60 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Freud’un bir zamanlar gözlemlediği üzere “annenin şefkatine sahip olan çocuk, yenilmez hissedecektir”. Bununla birlikte, annenin sadık sevgisi bir lanete de dönüşebilir. Pek çok kadın, “yaşanmamış” yaşamlarını oğulları aracılığıyla yaşamaya çalışmıştır.
Freud
Freudcu psikanaliz 1920'lerde büyük önem kazandı —özellikle psikiyatri hastalarının tedavisinde. Ayrıca bilinçdışı öğretisi sanat ve edebiyatta da çok etkili oldu.
Sayfa 475Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.