Gerçekten de abartıldığı kadar var. Matematiğe ilgisi olmayan insanları bile içine çekebilecek tarzdan bir kitap.
Yazar aslında şunu demeye çalışıyor... Dünya üzerinde olan bütün eylemler aslında olasılıklar silsilesinden ibaret. Ama bunları hesaplamak imkansıza yakın. Örneğin yazı tura atarken hangisi olacağını bilmek "Olasılıksız". Ama olur da bir gün insanoğlu bunu hesaplayacak duruma gelirse, geleceği görebilir.
* Devamı Spoiler*
İşte bu kitapta da bu durum ele alınıyor. Bu olasılıklar hesaplanılabilir hale geliyor ve olaylar iyice karmaşıklaşıyor. Harika bir bilim kurgu. Özellikle de son cümlesi ağzınızı açık bırakıyor. Devamında ne olacağını merak ediyorsunuz fakat kitap orada bitiyor.
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386,2bin okunma
Bir kitap insanı serinletebilir mi? Cevap evet. Sıcakta bunalırken okuyabileceğiniz tarzdan bir kitap. Çocukken okumuştum ve nedense çok hoşuma gitmişti. Belki yetişkinlere basit gelebilir bilemiyorum ama patenlere hiç ilgim olmamasına rağmen bir çırpıda bitirmiştim.
Gümüş PatenlerMary Mapes Dodge · İnkılap Kitabevi · 20031,467 okunma
Bu kitabı seneler önce bir AVM'de görmüştüm. Çocukken illuminati, şeytanlar ve din konuları çok ilgimi çekiyordu. Hem ana karakterleri genç olduğu için kendimi kitaba daha yakın hissettim, hem de karmaşık olmayan konusu beni daha da içine çekti. Kısacası çok sevdiğim bir kitap oldu. Okurken hiç korktuğumu hatırlamıyorum. Daha çok Dan Brown'ın dinle alakalı bir kitabını okuyormuş gibi hissettim. O zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biriydi.
Çocukken en sevdiğim kitaptı. Issız bir adaya düşüp hayatım boyunca yalnız başıma orada yaşamak istiyordum. Halbuki çok güzel bir çocukluğum vardı. Ailemle hiçbir sorun yaşamadım. Ama yine de yalnız yaşamayı seviyordum. Bazı insanlar yalnız yaşamayı sever.
İşte Robinson Crusoe kitabını çok sevenler bence bu tarz, benim gibi yalnızlığı sevenler oluyor. Aslında ana karakter tam tersine o adadan kurtulmaya çalışan bir adam. Hatta çocukken hep kendi kendime "Neden gitmeye çalışıyor ki? O adada kendine bir hayat kurmuş ne güzel, orada yaşamaya devam etsin" diyordum.
Ama insan psikolojisi malesef yalnızlığı kaldıracak kapasiteye sahip değil. Çocukken hayalimdi, ama artık gerçeği bildiğim için ben de Robinson'u daha iyi anlıyorum. İnsan, yalnız yaşayamaz.
Bu kitap en çok da gerçek hayattan uzaklaşmak isteyen insanlar için ideal. Diyaloğu pek yok, genelde iyi diyalogları seven biriyim (Tarantino filmleri gibi) ama huzur veren bir yer istiyorsanız, bu kitap tam sizlik.
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,9bin okunma
*SPOİLER İÇEREBİLİR*
Seneler önce okuyacak kitap önerisi istediğimde herkes bu kitabı önermişti. Polisiye severim diyerek okumuştum. Çok şaşırtacak, çok güzel bir kitap demişlerdi. Ama biraz hayal kırıklığına uğradım.
İlk olarak, hatırladığım kadarıyla karakter çok soğuk. Polisiye romanların bir klişesi. Zeki dedektif her zaman soğuk ve karamsar bir karakterde olmak zorunda gibi. Hani aslında Polyanna'cılık oynayan, konuştukça gökkuşağı saçan bir karakter istemiyorum ama her dedektif karakterinin soğuk, karamsar olması ve ailesiyle diyaloglarının bile insanı hayattan soğutması... Ne bileyim yani, ben gerçek hayattan uzaklaşmak için kitap okurken bu karakterler gerçek hayatı iyice burnuma sokuyor.
İkinci olarak, bu kadar abartılan bir polisiye romanının, hatta çoğu öneren kişiler tarafından "okuduğum en iyi polisiye romandı" denilen romanın sonunun biraz daha şaşırtmasını beklerdim. Elimizde birkaç seçenek vardı ve o seçeneklerden en tahmin ettiğim kişi suçlu çıktı. O kadar abartıldı ki, bayağı bir ters köşe beklerdim. Ama malesef çok da şaşırtmadı. "Bu muydu yani?" dedim kitap bitince.
Yanlış anlamayın, kötü değil. Klasik bir polisiye romanı. Ama böyle aşırı inanılmaz, Sherlock dizisi tarzında bir senaryo beklemeyin.
Sovyet tarihi ve sosyalizme aşırı ilgim var ve terimlere aşinayım fakat bu kitap bana aşırı ağır geldi. Aslında bu çok normal çünkü bu aslında bir roman falan değil. Bir siyasi partinin manifestosu. Halka sesleniş metni gibi düşünüp okumak daha doğru olacaktır. Çünkü zaten öyle. Televizyonda siyasilerin yaptığı açıklamaların metni gibi bir şey.
Sosyalizme ve sovyet tarihine aşırı ilgim olmasına rağmen sosyalizm ve komunizmin neden pratik dünyada işe yaramadığını da bilen biri olduğum için kitap biraz da ondan sıkıcı gelmiş olabilir. Eğer bir kitabı, içindeki fikirlerin yanlış olduğunu bilerek okuyorsanız bu size sıkıcı gelebilir. Bana tam da bundan oldu. Kendimi biraz da olsun avutmak için "En azından sosyal kapitalizm işe yarıyor diyebiliriz, belki bunun oluşmasında yardımcı olmuştur" diyorum. Ama yine de bitiremedim kitabı. Çünkü kendinden çok emin bir şekilde yazılmış ve "Şöyle olmuş, böyle olmuş, bu yüzden kesin ve mutlak şekilde bu olmak zorunda" denmiş. Bunlar zamanla olmuş ve sistemin yürüyemediği ortaya çıkmış (SSCB'nin tarihi). Bu yüzden bir bakıma sonunu bilerek okuduğunuz bir kitap gibi. Sanki... Ana karakter şu olacak bu olacak diye sözler veriyor ama siz aslında o şeylerin olamayacağını biliyorsunuz gibi.
Bazı şeylerin bilimsel olarak kanıtlayamayacağı aslında bir gerçek. Teorilerinden bazıları çürütülmüş, bazıları kanıtlanmış olsa da, burada yazan her şeyi "Freud bunu düşündüyse kesin doğrudur" olarak almak yanlış bir düşünce olur. Şu an, 2023 itibariyle zaten bazı düşünceleri bilim insanları tarafından hala tartışma konusu. Ama farklı bir bakış açısı katıyor olabilir. "Acaba gerçekten de böyle olabilir mi?" diye düşündürtmüyor değil. Ama bazen de "Yok artık, bu nasıl olabilir? Aradaki bağlantısı gerçek olamaz!" dedirttiği de oluyor.
Beni en çok şaşırtan şey, neredeyse her şeyi cinselliğe bağlamış olması. Bir de neredeyse her psikolojik rahatsızlığı, bastırılmış cinsel isteklere bağlıyor. Freud'a göre psikolojik rahatsızlığı olan insanlar, çocuklukta olan isteklerin zamanla toplumsal normlar yüzünden bastırılmasından kaynaklanıyor. Örneğin kişi, toplumda çok yanlış olarak görülen bir şeyi istiyor. Bu şeyin yanlış olduğunu anlayınca o şeyi bilinçaltına itiyor ama tamamen yok edemediği için o şey zihninin içinde onu sürekli rahatsız etmeye devam edip psikolojik rahatsızlık olarak ortaya çıkıyor. Bir bakıma doğru, yani bazı vakalarda bu kesinlikle olabilir ama Freud bunun neredeyse her vakada olduğunu düşünüyor. Sadece tek pencereden bakıyor yani. Dediğim gibi, sırf Freud bunu düşündü diye doğru olarak kabul etmemek lazım. Zaman değişti, artık psikoloji ve bilinçaltı hakkında daha çok şey biliyoruz. Bu, çok uzun zaman öncesine dair teorileri anlatan bir kitap. Yine de okumaya değer. 10 üzerinden 7 veriyorum.
Psikolojiye ilgisi olan biriyseniz, psikolojide çığır açan Freud'un bu kitabı belki de en anlaşılabilir kitabı olabilir. Tavsiye ederim. Ama sırf Freud bunları yazdı diye her şey doğru olacak diye bir şey yok. Bazı şeyler hala tartışma konusu. Bunu bilerek okumanızı tavsiye ederim.