Kitaplıkta okunmayıp bekletilen kitapların da üzerimizde hakkı var. Kitapların hakkı onları okumaktır..
Bir kediye bir şey verecek gibi *gel pisi pisi* deyip birşey vermemek, boş çevirmek de kedinin hakkına girmektir.
Bir sevdiğimiz için kopardığımız ya da göz zevkimiz için kırıp vazoya koyduğumuz çiçeklerin de üzerimizde hakkı var. Düşün onlar da bir candı. Renklerini, güzel kokularını bize sunan.. Biz kırdık ve haklarına girdik..
Kul hakkı sadece insana mıdır ki.? . Hayvanatın da nebatatın da üzerimizde hep hakları vardır.. Koruyup kollayıp gözetmek gerek.. Öyle hayvandır, ot çöp deyip geçmemek gerek. Ne biliriz ALLAH rızasının ya da gazabının nerde saklı olduğunu.. Herşeyin herşey üstünde hakkı vardır. Hesap günü gelen de boynuzsuz bile boynuzludan hakkını alacağına göre buyrun hep beraberce çokca düşünelim.. İnce eleyip, güneşimizi elekten geçirip sık dokuyalım. Göç etmeden, ecel erişmeden *hakkını helâl et* demek çok şeydir bu yüzden. Teğet geçmeyelim. Bilhassa üzerinde ağırlaşarak, yavaşlayarak duralım... İnce fikirli olursak, zarifoğlu olursak, hak hukuk göztirsek, ipek ruhlu, pek yürekli olursan ancak muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarız.” ✍🏻ftT