Arap yazısının karakteri hk.
Evet... Bunu merhum Hoca'm Hellmut Ritter'den nakledeceğim size. Bana açklayan ilk insan Hoca'mdı. O Arap yazısını seven ve ona âşık olan bir insandı. Bir gün... Sene galiba 1944'tü. Hoca'm bana dedi ki: "Arap yazısında üç vites vardır. Bunu herkes bilmez... Yazıyorsunuz ama noktasız yazıyorsunuz. Bu, çok hızlı yazmanıza vesile oluyor ama okumada da tam tersi. Bu âlimler vitesidir. Kütüphanelerdeki kitapların bir kısmı böyle... Onları ancak âlimler okuyabilir. İkinci viteste ise noktalı ama harekesiz yazarsınız. Okuma da yazma da ikinci vitestir. Bu umumiyetle halk için geçerli bir vitestir. Üçüncüsünde ise noktalı ve harekeli yazarsınız. Okurken hata varsa çok kolay fark edersiniz. Fakat yazmak da zaman alır. Bu da üçüncü vitestir" Hoca'm Hellmut Ritter, bunu söyledikten sonra bir kâğıt aldı ve kâğıda kendi ismini, Latin harfleriyle "Ritter" yazdı. "Bu eșek süratiyle gidiyor!" dedi ve ekledi: "Bu da eşek vitesidir!".
Sayfa 143·Kitabı okudu
Mesela Bîrûni, o çok yönlü bir insan, haritalara baktığında boylam derecelerinin tutmadığını görüyor. Ne yapıyor? Adamcağız Gazne'den çıkıyor, Bağdata kadar gidiyor. Giderken bir şehirden öbür şehre geçiyor. Gittiği mesafeyi arşın arşın ölçüyor ve tam iki sene boyunca bu iş için çalışıyor. Gidiş 2 bin kilometre dönüş de 2 bin kilometre. Ama o giderken zikzak çiziyor. Yani 7-8 bin kilometre mesafe katediyor. O günkü şartlarda ölçtüğü boylam derecelerini, bugün ölçülen boylam dereceleriyle mukayese ettiğimizde aradaki fark, 6 dakika ile 45 dakika arasında çok küçük bir değer. Avrupalılar böyle bir neticeye, ancak 18. yüzyılda ulaşabildi.
Sayfa 127·Kitabı okudu
Reklam
Fuat Sezgin'den Alıntı
Yarın gireceğim bir final sınavım için defterdeki yazıları tamamlamaya çalışıyordum. Parmaklarım biraz ağrımaya başlamıştı. O an aklıma
Bilim Tarihi Sohbetleri
Bilim Tarihi Sohbetleri
kitabında okuduğum bir bölüm geldi. "Arap yazısının karakteri, Arapçanın kolay ve hızlı yazılmasına imkân tanıyordu ve böylelikle kitaplar çok geniş bir yayılma alanı bulabiliyordu." (sf. 151) .....
Ne yaptı Biruni? İşe Gazne'den başladı. Evvela 2.5m. çapında yarım bir yer küresi yaptı. Bulduğu neticeleri üzerine kaydediyordu. Önce Gazne'nin enlem boylam derecelerini ölçüyor, O küreyi ve bütün malzemele- rini develere yükleyerek öbür şehre gidiyordu. Giderken yolu arşın arşın ölçüyordu. Gittiği şehrin de enlem derecelerini ölçüyor ve orada bir küresel üçgen oluşturuyordu. Böylece neredeyse 5 bin km'lik yolu katırla ve belki de deveyle giderek ölçüm ve gözlem yaptı. İki yıl sonra 60 yerin boylam derecelerini bize bıraktı. Bilimler tarihinde böyle meşakkatli bir çalışma tanımıyorum. Gerçekten muhteşem bir şey...
Sayfa 83
Bir gün Cambridge'te oryantalistlerin kongresinde bu kita- bın yazım işinin hangi komisyona havale edileceğinin müzakere edileceği haberi geldi bana. Dostum Profesör Hartner bunu öğ- renince
Sayfa 73
Farabi, el-Medinetü'l Fazıla (İdeal Devlet) kitabında İslam coğrafyasının bilim ve felsefenin merkezi halini almaya başladığı kendi dönemiyle ilgili "Felsefe ana vatanına geri döndü" der.