Ama bir şeyleri yok saymak, onları yok etmeye yetmezdi ki!
"Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir,' diye düşündü Nüveyre seyrini sürdürerek. 'Birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.'"
Reklam
Oğlum, evlenip yeni bir ocağı olana dek oğlumdur; kızım ölünceye dek kızımdır!
Zamana ayak uydurmaya çalıştı yılmayarak. Şaşırdı, korktu, üşüdü. En zorlu acıları, büyük zenginlikleri benimsedi kolaylıkla kabullendi itirazsız...
" 'Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir,' diye düşündü Nüveyre seyrini sürdürerek. 'Birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.' "
Sayfa 423
Insan hafızası genç ve güçlüyken, bulabildiği gerekli gereksiz her şeyi beyninin her köşesine yerleştirdiğinden, yaşlandıkça yeni şeyleri sığdıracak yer azalıyor. Fakat beynimiz anlatılamaz ve anlaşılmaz bir güçle kendisine doldurulanları sakladığından, bir şeyler hatırlamak istediğimizde ancak eski depoladıklarımız bir bir gelebiliyor önümüze. Uzun zamandır yeni anılar depolayacak yeri kalmamış ki zaten...
Reklam
Öyle ya biz şimdi yoksul sayılırız ve yoksulluk her zaman rahatsızlık vericidir
Tüm varlığımızla savaşmalıyız ama bu kez düşmanla değil, ekonomik gerçeklerle.
Yasalar değil,halklar yaratmışlar bu farklılıkları
Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir, birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.
Sayfa 423Kitabı okudu
Reklam
"Ademoğlu böyledir işte!" diyordu. " Nereden geldiğini bir çırpıda unutuvermeyi becerir de, elinden giden küçücük bir şey için dahi sabretmeyi, bir süre için elindeki ile yetinmeyi beceremez."
Sayfa 300Kitabı okudu
İnsan hafızası genç ve güçlüyken, bulabildiği gerekli gereksiz her şeyi beyninin her köşesine yerleştirdiğinden, yaşlandıkça yeni şeyleri sığdıracak yer azalıyor..
Zamana ayak uydurmaya çalıştı yılmayarak. Şaşırdı, korktu , üşüdü. En zorlu acıları, büyük zenginlikleri benimsedi kolaylıkla kabullendi itirazsız....
Eşyanın çıktığı yere dönmesi gerekliliği vardır. Çünkü zamanın düzenliliği içinde, haksız durumların kefaretini birbirlerine böyle ödemiş olurlar... Anaksımander
Sayfa 373Kitabı okudu
Tarlada çalışmak doğaldı, sorumluydu, kadının kaderiydi fakat büyük şehirde el kapılarında çalışarak hizmet karşılığı 'çil çil liralar' kazanmak daha bir güçlü kılıyordu galiba kadını erkeğine karşı.
Sayfa 144Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.