"Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir,' diye düşündü Nüveyre seyrini sürdürerek. 'Birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.'"
" 'Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir,' diye düşündü Nüveyre seyrini sürdürerek. 'Birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.' "
Insan hafızası genç ve güçlüyken, bulabildiği gerekli gereksiz her şeyi beyninin her köşesine yerleştirdiğinden, yaşlandıkça yeni şeyleri sığdıracak yer azalıyor. Fakat beynimiz anlatılamaz ve anlaşılmaz bir güçle kendisine doldurulanları sakladığından, bir şeyler hatırlamak istediğimizde ancak eski depoladıklarımız bir bir gelebiliyor önümüze. Uzun zamandır yeni anılar depolayacak yeri kalmamış ki zaten...
Aslında sevebilmek ne kadar az bulunan bir yetenektir, birine böylesine bağlanabilmek, onu hep hayallerinde yaşattığı haliyle görmek... Ne kadar az kişi böyle bir sevgiyle onurlandırılmıştır.
"Ademoğlu böyledir işte!" diyordu. " Nereden geldiğini bir çırpıda unutuvermeyi becerir de, elinden giden küçücük bir şey için dahi sabretmeyi, bir süre için elindeki ile yetinmeyi beceremez."
İnsan hafızası genç ve güçlüyken, bulabildiği gerekli gereksiz her şeyi beyninin her köşesine yerleştirdiğinden, yaşlandıkça yeni şeyleri sığdıracak yer azalıyor..
Eşyanın çıktığı yere dönmesi gerekliliği vardır. Çünkü zamanın düzenliliği içinde, haksız durumların kefaretini birbirlerine böyle ödemiş olurlar...
Anaksımander
Tarlada çalışmak doğaldı, sorumluydu, kadının kaderiydi fakat büyük şehirde el kapılarında çalışarak hizmet karşılığı 'çil çil liralar' kazanmak daha bir güçlü kılıyordu galiba kadını erkeğine karşı.