“Polonya’nın Almanya sınırına sadece altı kilometre uzakta ve küçük bir kasaba olan Kozlowa Gora’da yaşıyorduk. Komşularımızın çoğu Alman kökenliydi. Okulda Almanca öğrenmeye başladık. Ve bu dili kasabadaki tabelalarda görmeye ya da insanları Almanca konuşurken duymaya alıştık.
Soyadımız ‘Gut’ olduğu için, çoğu insan bizim Alman kökenli olduğumuzu varsayıyordu ama ailem son derece vatanseverdi. Biz Polonyalıydık. Bundan gurur duyacak şekilde yetiştirilmiştim.
Okuldaki Tarih dersi bana, yüzyıllar boyunca batıdan Almanlar, kuzeyden İsveçlilerle Litvanyalılar, doğudan Tatarlarla Ruslar, güneyden de Macarlar tarafından defalarca işgal edilen ülkemin acıklı tarihini öğretmişti.
Güzel Polonya, adı ‘Tarlalar’ anlamına gelen bu ülke, Avrupa’nın en elverişli tarım alanına sahip ülkesiydi ve bu diğer ülkeler onun hasadını toplamak istiyorlardı. Biz Polonyalılar, toprağımıza el atmaya hazır ülkeler tarafından çevrelendiğimizin farkındaydık. Bu bilinç, ülkemize ve kimliğimize daha da sadakatle bağlanmamızı sağlıyordu.”
“1934’te Almanya’nın başkanı Paul von Hindenburg öldü. Ağustos geldiğindeyse Adolf Hitler ‘Führer’ (kılavuz, yol gösteren) sıfatını alarak Almanya’nın başkanı oldu.”
“İrene Gut Opdyke, 5 Mayıs 1918’de Doğu Polonya’da küçük bir kasabada dünyaya gelir. Bir hemşirelik okuluna yazılır ve 1939’da Alman ordusunun Polonya’ya saldırmasıyla, Polonya ordusuna katılmak için gönüllü olur. Rus askerleri tarafından yakalanıp dövülerek tecavüz edilir. Alman mühimmat fabrikasında ve ardından Nazi subaylarının yemek salonunda garson olarak çalışmaya zorlanır. Almanların Yahudileri yok etmekle ilgili niyetinden haberdar olunca, olabildiğince çok Yahudiyi kurtarmaya karar verir. Küçük bir adım atarak çitlerin altından Yahudilerin olduğu bölgeye yiyecekler bırakır ve bu, 12 Yahudiyi bir Alman binbaşının evinde saklamaya kadar gider.
İrene Gut Opdyke, Amerikalı çocuklara 30 yıl boyunca hikâyesini anlatmıştır.”
🇹🇷
“Şimden (Bundan) geru (böyle)
hiç kimesne (kimse)
divanda (karar meclisinde),
dergâhta (tarikat meclisinde),
bargâhta (sarayda),
mecliste (bir arada bulunulan yerde)
ve seyranda (açık alanlarda)
ve dahi her yerde
Türk dilinden özge (gayri)
söz söylemeye (başka dil kullanılmayacaktır)!”
(eski Türkçe olarak)
✍🏻Karamanoğlu Mehmed Bey’in Fermanı📜
Şuşanik, günümüze yazılı olarak ulaşabilmiş olan, bilinen en eski Gürcü edebi eseridir. MS 5. yüzyıl’da yaşamış olan yazar
Iakob Tsurtaveli’nin ‘Kutsal Shushanik’in Şehit Oluşu’ adlı eseridir orijinali.
Şuşanik’in şehadetini anlatan el yazması ilk kez 1882’de basılmış. ‘Şuşanik’in Şehadeti’ Türkçeye çevrilip 2019’da Şuşanik adıyla bu kitapta iki dilde (Türkçe ve Gürcüce) yayımlanmış. Yazarın ayrıca günümüze ulaşmamış başka kitaplarının da olduğu sanılmakta.
Peki, kimdir bu Şuşanik?
Şuşanik, inancı sebebiyle zulme uğrayan kadınlardan birisi.
Kitap, Gürcü kralı Vahtang Gorgasali’nin hüküm sürdüğü dönemde (MS 439-502), Gürcistan’ın Aşağı Kartli bölgesini yöneten Prens Varsken’in Hristiyanlıktan çıkıp Zerdüşt dinine girmesinin ardından, eşi Kraliçe Şuşanik’e yaptığı eziyeti anlatır. Kraliçe Şuşanik, kocası Varsken’in baskısına boyun eğmeyip Hristiyan kalmayı devam eder ve saraydan ayrılıp küçük bir evde şehadete ermek için Tanrı yolunda çile çekmeye başlar. Azize’nin bu yolculuğunu bu kitapta anlatan yazar, sadece anlatıcı değil aynı zamanda bu romanın kişilerinden biridir.
Kitap, dünyanın ilk romanı olarak değerlendiriliyor. Aslında hagiografi eseri olarak da geçiyor. (hagiografi: Hristiyanlıkta azizlerin, kilise büyüklerinin ve kendini dine adayanların hayatlarının anlatıldığı eserdir).
İlk kez bu tarz bir roman okudum. İki dilli ve farklı alfabelerle yazılmış olmasından dolayı ilgimi çekti.
ŞuşanikIakob Tsurtaveli · Othello Kitap · 202053 okunma
“Azize Şuşanik’in şehadet yolundaki çilesi, Ocak ayında, ayın sekizinde ve Çarşamba günü başlamıştı. İkinci kez çile çekmeye başladığı zaman ise, Paskalya bayramından sonraki Çarşamba günüydü. Bir sonraki çilesi, 19 Mayıs’ta başladı ve ölümü de 17
Ekim’de, sevgili şehit azizler (Suriye’de 3. yy’da yaşamış Ortodoks kilisesince şehit sayılan iki kardeş) “Kosmas ve Damian’ı Anma Günü” gerçekleşti.
Perşembe gününü ‘Aziz Şuşanik’i Anma,’ sonsuza kadar yüceltilmesi gereken Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u Yüceltme Günü ilan ettik.”
Daha dili bile dönmüyorken evladının dilinden anlayan,
tüm ANNELERİN bugünü ve her günü kutlu olsun...
💝👸🏼💐
“Dünyadaki en güzel üç kadın:
Annem, gölgesi ve aynadaki yansıması...”
Halil Cibran
🍴☕️🫖
"Sabah kahvaltıda,
çay kaşıklarının sesi birbirine karışıyorsa;
bu mutluluğun sesidir..
Ve anneniz karşınızda oturuyorsa,