Furkan

72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Demokrasi, Sosyal Medya, Enformasyon
Bügün ve geçmiş arasında bir mukayese; Uzun zamandır inceleme yazmadığımı farkettim. Kişisel ifadelerimi metnin sonunda bildireceğim. Eser bahsettiğimiz üzere karşılaştırmalardan ibaret. Disiplin rejimi ve enformasyon rejimini karşılaştırıyor. Chul Han okuyucuları bu isimlendirmeleri kuvvetle muhtemel hatırlayacaktır. Bir çok eserinde aynı
Enfokrasi
EnfokrasiByung-Chul Han · Ketebe Yayınevi · 2022170 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Eleştiri Kutsaldır
20. yüzyılın ortalarında eleştirel pedagojinin önde gelen isimlerinden Paulo Freire, eğitimi, bireyin özgürleşmesine hizmet eden bir araç olarak görür. Ancak ona göre geleneksel anlayışta eğitim, bir tahakküm aracı haline getirilmiştir. Freire, baskıcı toplum yapısına uygun düşen geleneksel eğitimi, “bankacı eğitim modeli” olarak tanımlar ve
Ezilenlerin Pedagojisi
Ezilenlerin PedagojisiPaulo Freire · Ayrıntı Yayınları · 20181,191 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Mimari ve Gösterilmek İstenen
Mimarlık, insanlık tarihinin her döneminde bir gösterge mekanizması olarak çalıştı. Göbekli Tepe'den Aziz Petrus Bazilikası'na kadar; barok mimariden, bugün 'hipster' tarzı dağ evlerine kadar gösteren, gösterilen ve gösterge her zaman varoldu. Bu kabulü elbette kültürün bir iletişim aracı olduğu önkabulünden geçersek varabiliriz. Mimarlığın babası Vitruvius, neredeyse üçbin yıl önce koyduğu temel kurala halen uyulmaktadır. "Utilitas, Firmitas, Venustas" yani İşlevsellik, sağlamlık ve estetik. Mimari yapıda biçimi bu ana yasalar belirler. Daha sonra yapının kültürel yorumu toplumsal ile kendiliğinden yorumlanır ve tarih onu gün yüzüne çıkarır. Elbette zamanla yapının temel işlevi kültür, sanat, alışkanlıklar, din ve inançla yoğurulur ve yeni bir anlam ortaya çıka-bilir. Eco eserinde tam olarak bu işlevsel anlamların analizini yapmaktadır. Mimarlıkta 'yan anlam', 'düz anlam' gibi kavramlar ile yapılmak istenen ve zamanla kendi anlamını yaratan eserlere ışık tutar. Göstergebilimin kültür aktarımı açısından ne denli önemli olduğu ve yaşamın her döneminde ve her nesnede hakim olduğunu eserden anlayabiliyoruz. Yeterki toplumsal saygınlık ve toplumsal yaşam gereçleri olsunlar. İlk kez duyduğum mimarlık terimlerini öğrenmek bana entelektüel bir haz verdi. Mimar olmadığım için şanslıyım çünkü eğer olsaydım pratikte boğulacak, teorinin muzip yanını keşfedemeyebilecektim. Erbap ya da sanatçı meşgalesindeki incelikleri görmekte zorlanabilir yahut ortaya koyduğuna anlam veremiyor olabilir burada pratikte boğulmayan düşünüre ihtiyaç vardır; "Ahlakı bilmek ahlaklı olmayı gerektirmez."
Mimarlık Göstergebilimi
Mimarlık GöstergebilimiUmberto Eco · Daimon Yayınevi · 201927 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
Teoloji ve Feuerbach
Alman ahlakçı Feuerbach din, inanç ve düşünce üzerine yazdığı incelikli eserlerinden biri olan "Theogonia" yani "Tanrıların Doğuşu" aklımıza ilk olarak antik Yunanda yazılan Hesiodos'un kadim eserini getirmelidir. Hesiodos beyitlerinde bazı tanrıların nasıl doğduğunu şiirsel bir dil ile yazmıştı. Diğer yandan Homeros eserleri
Tanrıların Doğuşu
Tanrıların DoğuşuLudwig Feuerbach · Say Yayınları · 202269 okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Destanlara İktisadi Bakış
Kitabı okumadan önce belirtilmesi gereken belki de en önemli konu İlyada ve Odyyseia destanlarını okumuş, anlamış ve sevmiş olmak. Hatta Hesiodos’un metinleri de okunursa eğer kitaptan daha fazla fayda sağlanabileceğini düşünüyorum. Kitap hakkındaki yorumlarıma şöyle başlayacağım: Tarih öncesi çağı geniş anlamda hesaba katacak olursak taş çağı,
Odysseus'un Dünyası
Odysseus'un DünyasıMoses Finley · Ayraç · 200321 okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Troya'ya Derin Bakış
Bilindiği üzere Troya Savaşı 9 yıl süren bir savaştır fakat Homeros'un İlyada'sı yalnızca son 51 gününü konu almıştır. Yahut günümüze yalnızca kalan budur. Söz konusu kitap, Troya Savaşı'nın, Tanrıların ve önde gelen savaşçıların iç yüzlerini ortaya koymaya çalışan bir inceleme eserdir. "Akhılleus'u Öldüren Savaş" tamamıyla Yunan Mitlerini anlatan bir kitap olmaktan çok Tanrıların ve savaşçıların aralarındaki iletişimin alt metnidir. İlyada, Odysseia, Theogonia gibi destanların yazılış tarzı ve karakter analizlerini yapmaktadır. Sık sık alıntılarda yapılmıştır. Bilimsel kaynaklarla bir bütün olarak giden kitap, Yunan mitolojisini derinden öğrenmek isteyen okuyuculara, yazarın son sayfada verdiği okuma önerisiyle ve sık sık yapılan dipnot ile başka eserlere bir köprü niteliğindedir.
Akhilleus'u Öldüren Savaş
Akhilleus'u Öldüren SavaşCaroline Alexander · İletişim Yayıncılık · 201422 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dikkat Safsata Çıkabilir
Günümüzün paradigması olan Post-truth’un (Hakikatin Önemsizleşmesi) gündelik yaşantımıza yansımasını konu eden bir eserdir. Post- Truth’un kökeni ilk kez Aristoteles’in kategorize ettiği mantık yapısına kadar gider. Aristoteles, savları 5 tane olmak üzere hiyerarşik bir düzene sokmuştur; Tanıtlama, diyalektik, retorik, şiir ve safsata.
Safsatalar
SafsatalarTevfik Uyar · Destek Yayınları · 2019347 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Safsata Sarmalı
Post-Truth yaşadığımız dönemin paradigmasıdır. Başta siyasi ve ekonomik olmak üzere çağımızın insanlığına dokunan en önemli konuları kapsar. 2016 yılında Oxfort Dictionaries Post-Truth’u yılın kelimesi olarak seçmiştir. Ardından da bir çok küresel otorite bu kavramı sözlüklere eklemiş üzerinde de hali hazırda kitaplar basılmış ve basılacaktır.
Yalanın Siyaseti
Yalanın SiyasetiYalın Alpay · Destek Yayınları · 2017918 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Güce Giden Kanlı Yol
Nietzsche 1886 yılında hastalığına rağmen bu kitabı tamamlayabilmiş. İzlediğim bir belgesele göre bu korkunç(!) kitabı hiçbir yayınevi basmak istememiş ve Nietzsche tüm masrafları kendi karşılayarak bastırmış. Daha sonra eleştirmenler kitabı bir dinamite benzetmişler. Bana göre Nietzsche’yi anlamayı istemek “İyinin ve Kötünün Ötesinde” yi
İyinin ve Kötünün Ötesinde
İyinin ve Kötünün ÖtesindeFriedrich Nietzsche · İş Bankası Kültür Yayınları · 20174,660 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sanat ve Nietzsche
Nietzsche 1872 yılında Basel’deyken Richard Wagner ile olan yakınlığı ve Yunan felsefesine olan ilgisi sebebiyle İlk eserine Trajedi’nin kökenini araştırmakla başladı. Tanrısız bir hayatın olduğuna inanmaya başlayan Nietzshce, bu boşluğun dolabilmesinin ancak sanatla olacağına inanıyordu. Bu arada Trajedi ya da Tragedya kişilere korku, heyecan ve
Tragedyanın Doğuşu
Tragedyanın DoğuşuFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,592 okunma
308 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yola Girer Yoldan Çıkmış Olan
O, en tehlikeli olarak görülen dahilerden biriydi 19. Yüzyılın. Bu yüzden hiç sevilmedi ve hep yalnız oldu. Üniversiteye İlahiyat öğrenimi için gitti babasının yolundan fakat sonra Filolojiyle ilgilendi ve Schopenhauer’la tanıştı. Dindar babasının dehşet verici ölümü ve annesiyle olan sorunları onu önce yalnızlığa ve sonra sorgulamaya itti.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,5bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Rönesans İnsanı
Neden Rönesans İnsanı dedim kısaca anlatayım. 17. Ve 18. Yüzyıllarda entelektüel insan profili, her bilgiye hakim olan insandı. Sebebi ise o dönem yüksek tahsil gören insanların üniversitede okuyabilecekleri sadece üç bölüm vardı; Felsefe, İlahiyat ve Hukuk. Durum böyle olunca hangi bölümde ilerlemek isterse kişi, o alanda çok geniş bir bilgi birikimine hakim oluyordu. Tabi daha sonra alanlar çok genişlediğinden tümü ayrı ayrı alt bölümlere ayrılmış. 20. Yüzyılın entelektüel insanı da latifeyle karışık, kuantum bilen ve Rus Edebiyatına hakim olan insanlar şeklinde nitelendirilmiş. Zaten maddi anlamda zenginlik ile entelijansya evlidir denir. Bu dönem için sanırım zenginlik arttıkça aptallığın da arttığını gözlemleyebiliyoruz. Kitapla üstteki paragrafın sandığınızın aksine çok alakası var. Benim gibi sosyal bilimlerle ilgiliyseniz ve pozitif bilimden de pek anlamıyorsanız, bu kitap biraz olsun bizi bu konuda aydınlatacak nitelikte. Ağırlıkla Fizik, Kimya ve Biyoloji gibi ana bilim dallarının, en azından yüzeysel bilgilerini herkes tarafından anlaşılabilecek şekilde anlatılmış. Benim için bu konularda okumak bir ilk oldu ama gayet zihin açıcı ve faydalı bir okuma olduğunu söyleyebilirim. Bir çok bilmediğim ama yaşamın temel taşları olan bilgileri öğrendim. Bana göre entelektüel insanın bir alt tanımı da şöyle ki; “her konu hakkında bilgi sahibi olan ama tek bir alanda en iyi olan” kişi şeklindedir. Bu şiardan hareketle kitabı okumaktan gayet zevk aldım ve özellikle sözel ekibe tavsiye ederim. İyi Okumalar…..
Dünya'nın Tüm Dertleri
Dünya'nın Tüm DertleriMarcus Chown · Domingo Yayınevi · 2015268 okunma
410 syf.
7/10 puan verdi
Aldanmak ve Aldatmak Üzerine
Oxfort sözlüğü Post-Truth kavramını şöyle tarif ediyor: Toplumsal kanaatlerin objektif gerçekler yerine şahsi duygu ve inançlar tarafından belirlendiği ortam. Ve ek olarak kişisel görüşlerin ve kararların, çeşitli ekranlar (Teve, İnternet vs) etkisiyle manipüle edilmesi. Tarihin her döneminde hakikat arayıcılığı tartışılır olmuştur. Ama bu dönemi
147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Truth-Teller
Bu kitap Michel Foucault'un 1983 yılında California Üniversitesi'nde verdiği bir dersin notlarından oluşturulmuştur. Dersin adı "Hakikat ve Söylem" olup seminerler şeklinde verilmiştir. Editörün verdiği bilgiye göre bu dersin kitaplaştırılmasında Foucault'un bir parmağı yoktur. Kitap hakikati söylemenin, hakikati bilmenin, hakikati söyleyen insanların bulunmasının ve bu kişilerin nasıl ayırt edileceğinin bilinmesinin, insan ve toplum açısından önemini, mukayeseli bir üslup ile anlatıyor. Hakikati söylemek hangi durumlarda doğrudur ve insan kendine hakikati söyleyebilir mi? Pohpohçuların halka faydaları nelerdir ve neden bazı krallar onları sever, bazıları sevmez? Gerçek ve hakikat arasındaki ilişki üzerinden, ideoloji ve düşünce tarihinin karşılaştırması yapılırken, Batı felsefesinin bir çok zenginliğinden de istifade ediliyor. Foucault için kısa ve öz ama bu konuya başlangıç için yeterli değil.
Doğruyu Söylemek
Doğruyu SöylemekMichel Foucault · Ayrıntı Yayınları · 2005450 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Akordu Bozuk Kültür
Ayrıntı yayınlarının inceleme dizisinde yer alan, sosyolojiye giriş niteliğinde ve ilgilenen herkes tarafından rahatlıkla okunabilecek sadelikte bir eserdir. Benim de 2019 da ilk okuduğum kitaptır. Giriş bölümü ve son bölümde sosyolojinin bir bilim dalı olduğunu kanıtlayan teori bilgileri ve sosyolojinin araçları ve amaçları irdelenmiş. Sosyolojik çıkarımları nasıl yapabileceğimizi ve doğa bilimleriyle arasındaki farkları anlatılmış. Geriye kalan 11 bölümde son derece önemli sosyolojik çıkarımlar, örneklerin büyük yardımıyla okura aktarılmış. Bölümlerden bazıları “Devlet ve Millet”, “Biz ve Onlar”, “Güç ve Seçim”, “Düzen ve Kaos” vs. Görüldüğü üzere hayatımızda daima bizimle iç içe olan ama varlıklarını ve sorumluluklarını sorgulamadan yaşadığımız sosyolojik gerçeklikleri göz önüne seriyor. Temel olarak yazar “Doğa ve Kültür” arasındaki karşıtlıktan insan hayatındaki sosyolojik fenomenleri açıklıyor. Doğanın asla aksamayan o tanrısal senfonisi karşında insanın yarattığı yapay kültürün, sonsuz bir hatalar döngüsünün mukayesisi ediliyor. Kitabın en son bölümünde de yazarın ek kitap önerileri mevcut. Bu da çok önemli bir ayrıntı olsa gerek. Zygmunt Bauman’ın kitaplarını uzun zamandır okumak istiyordum ve ilk “Sosyolojik Düşünmek” ile başladım. Böyle bir üstadın tüm kitaplarını okumak insani bir zorunluluk gibi hissediyorum.
Sosyolojik Düşünmek
Sosyolojik DüşünmekZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 20121,615 okunma