eğer hakk’ın varlıklarda suret ile tecellisi olmasaydı âlemin bir varlığı olamazdı. nitekim aklî birer mefhum olan o küll hakikatler olmasaydı aynî varlıklarda bir hüküm zâhir olmazdı. işte bu hakikatten âlemin kendi varlığında hakk’a ihtiyacı sabit oldu.
Sayfa 39 - epub — ataç yayınları.Kitabı okudu
Şüphe yok ki Harun as yaşça Musa as’dan büyük, Musa as da nebilik yönünden ondan yüksektir. Harun’un nebiliği rahmeten olunca kardeşi Musa as’a “Ey anamın oğlu diye” [Tâhâ, 94] diye hitabetti. Bu sözle ona babasıyla değil annesiyle hitabetmiş oldu. Çünkü rahmet, hükmünde babadan ziyade anada toplanmıştır. Eğer anada bu rahmet ve şefkat olmasaydı çocuğunu büyütüp yetiştirmeye sabretmezdi.
Reklam
Allah, kendi nefsinden haber verirken, kulunun kuvvetleri olduğunu bildirdi. Nasıl ki kudsî hadîs’te “Ben kulumun işitme gücü olurum” buyurdu. Bu duyma, kulun kuvvetlerinden bir kuvvettir. “Onun basarı olurum” sözündeki basar da böylece kulun kuvvetlerindendir. “Lisanı olurum” sözündeki lisan ile kulun âzasından bir uzuvdur. “Eli ayağı olurum” sözlerindeki el ve ayak da bu cümleden birer uzuvdur. Bu o demektir ki Allah tarifini yalnız kuvvetlere münhasır kılmadı, uzuvları da birlikte söyledi. Halbuki kul bu uzuv ve kuvvetlerden başka bir şey değildir. Ancak kul adıyla anılan mahlûkun ayn’ı [burada] Hak oluyor. Bununla beraber kulun ayn’ı efendinin ayn’ı değildir. Çünkü nispetler kendi zâtlarıyla bilinirler. Halbuki bu nispetler kendisine isnad olunan Hakk’ın vücudu bilinemez. Çünkü vücudda ve bütün nispetlerde onun aynının gayrı yoktur. Böyle olunca o bütün nispetlere, izafetlere ve sıfatlara sahip olan tek varlıktır.
Sen eğer mü’min isen kesin olarak bilmelisin ki Allah kıyamet gününde bir surette tecelli edip bilinir. Sonra o suretten başka bir surete dönerek tecelli eder ve yine bilinir. Halbuki O tecelli eden tek varlıktır. Her surette beliren onun hüviyetinden başka bir şey değildir.
Bil ki, Allah’ın rahmeti vücudda ve hükümde her şeyi kaplamıştır. Gazabın mevcudiyeti bile Allah’ın gazaba olan rahmetindendir. Bu itibarla onun rahmeti gazabını geçmiştir, yani rahmetin Allah’a nispeti gazabın O’na nispetini aşmıştır.
Allah, Eyyûb as’ın üzerindeki belâları kaldırması için ettiği dualarla beraber gösterdiği sabır ve tahammülü övdü. Şu hale göre biz anladık ki Allah bir kulunun başına gelen musibetlerin kaldırılması yolundaki yalvarışlarından dolayı onu sabırsızlıkla suçlandırmaz. Nasıl ki Eyyûb as hakkında, o kul muhakkak sabırlıdır ve iyi kuldur ve “Evvabdır”, yani “sebeplere değil yalnız Allah’a dönmüştür”, buyurdu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.