Birçok insan için futbol, ruhlarında dürüst duygular ve insan ilişkilerinden oluşan küçük de olsa bir adacık oluşturmak için tek, hatta bazen en son şanstır.
Genç bir adam şöyle demişti: "Biz Ruslar 18 yaşımıza kadar CSKA'yı tutarız çünkü o zamana kadar subaylara âdeta taparız. 18 yaşında orduya katılınca gerçeği öğrenir ve bir daha asla CSKA'yı tutmayız."
Shinkaryov bana şöyle demişti: "Küçükken babama neden Spartak taraftarı olduğunu sormuştum. 'Çünkü Spartak, Sovyet toplumunun belirli bir kesimine ait değil,' diye yanıtlamıştı." Babası Dinamo'nun KGB'ye, CSKA'nın Ordu'ya, Torpedo'nun Zil şirketinin fabrikasına, Lokomotif'in demiryollarına ait kulüpler olduğunu ama Spartak'ın bağımsız bir kulüp olduğunu söylemişti. Spartak'ı desteklemek, bir anlamda "hayır" demek anlamına geliyordu.
Futbol asla sadece futbol değildir.
Çok fazla şeydir futbol. Ama hemen elit insanlar olduğunu göstermek isteyenler gelmeden belirteyim ben endüstriyel futboldan bahsetmiyorum. Güzel oyun futboldan bahsediyorum.
Tanıl Bora üstadım da öyle yapıyor. Hani Albert Camus'nün öğrendiği birçok şeyi borçlu olduğunu söylediği oyundan. Hani bireysel yeteneklerin takım için seferber edildiği oyundan. Hani tribündeki herkesin eşitlendiği oyundan.
22 adamın bir topun peşinden koşmasına anlam veremeyenler var. Neyi anlamaya çalıştıklarını anlamıyorum ama anlamadığım bir başka şey de şu aynı grup on adamın ellerindeki topu bir demir yuvarlak içinden geçirmesine anlam verebilmeleri. Ya da ellerindeki soparlarla küçük topları küçük deliklere sokan adamları anlayabilmeleri. Bilbo Baggins kusuruma bakmasın.
Futbol ölüm kalım meselesi değildir. Çok daha fazlasıdır.
Çizgi AçığıTanıl Bora · İletişim Yayınları · 201316 okunma