Bedeniniz size ait... Üstelik en özel sınırınız. Dokunulamaz alanınız... Kimse tarafından fütursuzca ihlal edilemez. Benliğinizin en güçlü olduğu yer bedeninizdir. Beden sınırınız ne kadar güçlüyse, o kadar özgür ve özgüvenlisinizdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
İnsanlar birbirinin yaşamına fütursuzca giriyor. Sınır tanımadan. Kimi zaman buna hakları olduğunu bile zannederek. Her sınır tanımama bir zulümdür. Çok zulüm işleniyor bu gezegende.
Reklam
Ekmek sembol olarak bizi biz yapan değerlerimizi temsil ediyor. Belki ona neden başlamadığımızı, buna neden "günah" dediğimizi bilmeliyiz ama yine de geri dururuz. Ne zaman bu toplumun gençleri fütursuzca ekmeğe basmaya başlar, işte o zaman ben yaş tutarım.
Hayat da en çok kimi sevdirirse, o bizi fütursuzca silkeleyip gider.
Dramlar, eğlenceler, aşklar, kavgalar,damların, gökyüzünün, karşı duvarın ya da karşı pencerenin kendilerini seyredip seyretmediğine zerre kadar aldırmadan, fütursuzca sahne alır pencerelerde.
“Ne zaman bu toplumun gençleri fütursuzca ekmeğe basmaya başlar, işte o zaman ben yas tutarım. Ülkemin çocukları saygısızca ekmeğe basmaya başlarsa ve kimse bunu umursamazsa işte ben o zaman umudumu kaybeder, ağıtlar yakarım.”
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Terazide, yoksullar daima daha mutsuzdur, zenginler ise her zaman şımarıktır, değil mi? Ah, şu fütursuzca ölçüp biçtiğimiz adalet terazilerimiz...
Sayfa 118Kitabı okudu
Çin
Çin Halk Cumhuriyeti. Bu kalkınma hızıyla gelecek yüzyılın en zengin ülkesi olacağı söyleniyor. Komünist, yani mevcut dünya sisteminin düşmanlığını ilan ettiği bir rejime ve dünyanın en büyük ordusuna sahipler. Vatandaşlarını esir kamplarında köle gibi çalıştırarak ucuza mal ettikleri mallarla, oyuncak sektörü gibi dallarda, dünya piyasasını ele geçiriyorlar. Tek çocuklu olmaya mahkûm ettikleri ailelerin işe yaramaz diye doğar doğmaz kız çocuklarını öldürmelerini sessizce onaylıyorlar. Bisiklet çalıyor, karşı devrim düşünceleri yayıyor, hurafelere inanıyor gibi gerekçelerle her yıl 2000’den çok kişi ense köküne sıkılan kurşunla devlet tarafından öldürülüp işe yarayan organları da Güneydoğu Asyalı zenginlerin hasta gövdelerine nakledilmek üzere ihraç ediliyor. Hem fütursuzca sürekli temel insan haklarını çiğniyorlar, hem de ticarette re kabet unsurunu ihlal ediyorlar. Nükleer silahları var ve durmadan yenilerini geliştiriyorlar. Ve dünya sessiz kalıyor.
Hangi insan iyicil kaldı? (Bunu son zamanlarda çok sık sorar oldum kendime...) Bakın çevrenize, ve sonra toplayın tüm baktığınız yüzleri alt alta. Geriye ne kalır? Hangi insan kalır? Nasıl yıkıntılar içimiz. Nasıl sarsıntılar. Her yeni ilişki, her yeni insan bir deprem korkusu. Hangi ele uzanabiliyorsunuz fütursuzca, hesapsız? Hangi el sevecen? Geriye ne kalıyor dokunmalarımızdan?
Aklını Elde Etmek
Batı düşüncesi, insanın aklını bağımsızca ve bütün tasarruf yetkisi kendisinde bulunmak üzere kullanabileceğine karar vermiştir. Böyle fütursuzca bir nefse itimat, sonunda şartlandırmaların mutlak doğru olarak kabul edilmelerini gerektirebilir. Eğer zihnimiz belli şartlandırmalar altında ise onun işleyişine kesin güven duymak yanlıştır. Hakikate akıl ederek varılır ama bunun çarpıtılmış bir düşünme düzeni ile yapılması da imkânsızdır.
Sayfa 104 - TİYOKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.