Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bolca sürpriz kaçıran vardır! Kitaplar, özellikle kaliteli kitaplar, denize atılmış bir olta gibi gelir bana bazen. Misinasının ucunda birden farklı yem, hepsi farklı balıkları çekecek şekilde. Her kitap yapmaz/yapamaz bunu ama; bazıları tam da böyle hissettirir. İşte bu kitap da öyle bir kitap. Düşünce denizine atılmış bir olta, ucundaki çeşitli
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,9bin okunma
“ Toplumun ikiyüzlülüğüne bak sen! Namusları adına ciğerparem dedikleri öz kızlarını fütursuzca öldürebilirler, ama öte yandan kısacık bir zevk anı için kızları yaşında bir insana da tecavüz edebilirler.”
Sayfa 21 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bunlar iyice arsızlığı ele aldılar Atam.Ben bu zamana kadar böyle hayasızca, böyle fütursuzca saldırılar görmemiştim.Şiddeti gün geçtikçe artıyor ama sorsan hâlâ mağdurlar.Sabah gözümü açıyoruz, pazar sabahı, güneş yüzünü gösteriyor, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor, ama bunlardaki nefret eksilmiyor.Bu kadar nefret yüklü olmayı nasıl beceriyorlar, gerçekten aklım almıyor.
552 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
"Davalar acı içinde doğar, refah içinde ölür."
Bu incelemeyi en başta başı kapalı hanımefendilerin okumasını istirham edeceğim. Zira bugün başınız kapalı bir şekilde üniversite okuyorsanız, liseye gidebiliyorsanız ya da başınız kapalı bir şekilde devlet dairelerinde çalışabiliyorsanız ömrü başörtü mücadelesi ile geçmiş,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'in "Ben Fazılsam o Fazıladır" dediği dava kardeşi
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,8bin okunma
72 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yunancada; Biblion= (kitap) Mania= (hastalık) Evet, kitap hastalığı..Hastalık derecesinde kitap düşkünü olan kimse anlamına gelmektedir. Huysuz , suratsız henüz 30 yaşında ve saçı başı ağarmış bir adam hayal edin ve bu adam Tanrı ‘dan sonra en fazla kıymet verdiği varlığını, parasını kitaplara feda etmiş ve yine yetinmemiş, insanın paradan sonra da en fazla kıymet verdiği varlık olan ruhunu da kitaplara teslim etmişti.O kadar saplantılı ve bir o kadar da takıntılı bir kitap aşığı. İşin en ilginç yanı Kitaptaki baş karakter Giacomonun okuma yazması çok az okumasa da dokunmayı,koklamayı, ellerini kabartmalı el yazmalarında gezdirmeyi çok seviyor.Ve kitap koleksiyonu yapıyor.Bu tıpkı benim küre kolleksiyonuma benziyor çalıştırıp dinlemem müziğini, sadece karları sallayıp izlerim o kadar. Her kitap sever kendinden birşeyler bulacaktır.En basiti çoğumuzda hunharca fütursuzca kitap alma hastalığı vardır. O kitapları elbette okuruz ama henüz bitmeden rafa yenileri konur,bu kısır döngü sürüp gider.Bibliyomaniye yakalanmamamız ümidi ile, keyifli okumalar :)
Bibliyomani
BibliyomaniGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 2017724 okunma
My life to live (1962)
-Neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? Belki de bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. Ne kadar çok konuşursak, kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor. -Hayatta her insan hatalarıyla yaşar. Önemli olan bunlarla baş edebilmektir. Hayat kimi zaman tesadüfi, kimi zamansa zaruri gerçeklerin bileşkesidir. -Aşkın hayatın tek gerçeği olması gerekmiyor mu? -Bunun için aşkın hep aynı gerçeği işaret etmesi gerekiyor. Bugüne kadar hiç aşık olduğu şeyin ne olduğunu bilen birine rastladın mı? Hayır, 20'li yaşlarda bunu bilemezsin. Yaptığın tek şey keyfi seçimlerde bulunmaktır. "Seviyorum" kelimesi çoğu zaman fütursuzca sarf edilir. Neyi sevdiğinden emin olmak için ihtiyacın olan şey ise, olgunluktur. Doğruyu aramak! İşte yaşamın gerçeği budur.
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kadın!
KADIN! Son zamanlarda modernizm putuna hapsolmuş değeri alçaltılmak, yok edilmek, yalnızlaştırılmak istenen varlık. Dünya ülkelerinin geneli, büyük bir feminizm terörü altında inliyor. Kadını "ilah" ilan eden feminist zihniyet, kadını kullanarak aile kurumunu bitirmeye çalışıyor. Dillerden düşmeyen "güçlü kadın" vurgusu,
Kadına Rüşvet
Kadına RüşvetEbubekir Sofuoğlu · Nesil Yayınları · 201928 okunma
Klavye karşısından konuştuğu bir insanı, insan üzebilir mi?
Bazı insanlar fazla düşüncesiz Bazen insanlar fazla düşüncesiz olabiliyor Kimse kimseyi tanımadan futürsuzca laf edebiliyor Kimse karşındakinin kız mı erkek mi olduğunu bile bilmiyorken kırıcı şeyler söyleyebiliyor. Peki siz bu yada başka uygulamalarda karşınızdaki kişinin dediklerine takılır, kırılır mısınız? Yoksa zaten İnternetten konuştuğuö bir insan diyerekten umrunuzda olmaz mı?
Okuyun/Okumaya gayret edin..
Sebebini şuanlık anlayamadığım, fütursuzca ve düşünmeden yaptığımız eylemlerin ne gibi sonuçlar doğurduğunu müşahede etmeliyiz. Bilhassa yaşadığımız bu çağda yoğunlaşan ve bu iletinin konusu olan; tahammülsüzlük, gönül kırma, ön yargı ve yobazlık gibi birden fazla kelimeye denk düşen eylemleri yorumlayacağım. Gerek bu mecrada gerek sosyal medya ve
Hoşgeldin
Ayların sultânı Ramazan ufukta göründü, birazdan her birimizin kapısını çalacak. Onu evimize ve öz-evimiz olan kalbimize buyur edip etmemek, onu güzel bir misafir gibi ağırlama yahut kapıda koyma imtihanı üzerimizde. Şu geride bıraktığımız 4 ay, belki de yüzyıldır ilk defa tüm insanlığın bu derece aciz hissettiği bir dönem oldu. Sağlığımız, zenginliğimiz, övündüğümüz meslek ve makamlarımızın bahşedilen, izin verilen nimetler değil de kendi ellerimizle meydana getirdiğimiz şeyler olduğu zannına dalmıştık belki. Ayetin dediği gibi: "Gerçek şu ki, insan ne zaman kendisini yeterli görse (kimseye muhtaç olmadığını zannetse) fütursuzca azar (kendini tanrılaştırır)." Kendine zorla boyun eğdirmeye kudreti olan ancak bizlere seçim hakkı tanıyan Allah, adını ve sıfatlarını unutayazan, dünya işlerinde adını anmaktan imtina eden insanlığa gözün görmediği bir mikrobun adını zikrettiriyor aylardır. Bir hastamın ilk duyduğumdan beri zihnimden çıkmayan ve her anımsadığımda tüylerimi diken diken eden, trajedi ustası Shakespeare'e kalemini kırdıracak şu satırlarına buyurun: "Oysa ben... Nuh dedim. Peygamberdir dedim. Tufandan önce yola geldim. Gemiye alınacağımı sanmıştım." ... Bugün dahi Nuh'un gemisinin kapıları her gelene açıktır, soru şu ki yağmur başladığında gemiye yetişebilecek bir mesafede mi yaşıyoruz? Rahmetin eteklerinden ayrılmama ve hayırla bayrama erişme duasıyla...
Reklam
Kadının Fenni/ Feyza Altun
“Başını açana, kapa diyoruz, kapayana aç diyoruz; okuyana, okuma diyoruz, okumayanın psikolojisini bozuyoruz. Öyle kahkaha atma, çocuklu kadınsın, diyoruz; ay hiç kaç çocuk annesine yakışıyor mu, bak türban takmış ama bir ton makyaj, şuna bak kırmızı ruj sürmüş saçı da sarı, o pantolon şimdi hiç olmuş mu, biraz kilo ver bari, diyoruz. Kilo verene, ıyy hasta mısın biraz kilo al, diyoruz. Üniversiteyi bitirene yüksek lisans yap, onu yapana doktora yap, bunları yapana oku oku nereye kadar, diyoruz. Hiçbir şey yapmayana evlen, evlenene çocuk yap, onu yapana ikinciyi yap, hepsini yapana o çocuğa öyle bakılmaz, böyle bakacaksın, diyoruz. E artık çocuğun var, alış bunlara, diyoruz. Bakıcıya çocuk bırakana vicdansız diyor, evde oturup çocuk bakanı hakir görüyoruz. İşte her an herkesi fütursuzca yargılayıp infaz ediyoruz. Bunlara isyan edene ukala, çok bilmiş diyoruz. Kimsenin kendisi olmasına , mutlu olduğu gibi yaşamasına izin verilmeyen bir toplumda yaşıyoruz. Hepimiz mutsuzuz.”
“ İnsanlardaki hoşgörü stoklarını fütursuzca tüketmemek lazım,”
Yüzüme, fütursuzca gelip oturan bu hüzün de mi onun? Duyumsadığım bu burukluk ? Ben seçmedim bunu. Hiçbirini istemiyorum.
Sayfa 23
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.