Yalanı başkasına ileten, yalancının yerini tutar. Akıl onun varlığını hiçe sayar! Sözün baştnı yalana bağlamanın sebebi ne?
Söze, mazmun perdesi yapmayasın! Sırlı söz arayanların gönlünü kırmayasın! Mananın aslı, sözü süslemek değildir! Herkesin anladığı "söz"dür. Kabiliyetli kişilerin öğüdünü dinle : İnsanlara, akıllarının derecesine göre konuş!"
Reklam
Bundan maksadın bana, olgunluğunu göstermekse, Üstadlarının hepsine "Rahmet" olsun!
Gönlümün sıkıntısını bilensin! Bütün müşkilimi hallet!
Erdem ve olgunluk bahçesinden bir güldü. Ululuk ve makam madeninden süslü bir cevherdi. Aydın zihninin cilasıyla parlaktı. Hasılı davranış hoşluğu ile terbiye güzelliğinin aynasıydı.
Vuslat yolunda ona uyan, Allaha yakınlık ve O'ndan kabul görmeyi dileyen; kabul ma­ kamının başında oturan bu kimsenin ilahi : cez­beye kapılmış dervişleri vardı. Her iki dünya­ ya bayrak açmış ve her bilimden nasibini al­mıştı.
Reklam
Dünya kavgasından kurtulmuş bir fakih; mihrapların beli ona saygı göstermek için bü­kük, tac sahipleri bile onun ayağının tozuna muhtac; onun pabuçlarından feleklerin başına tac yapılsa yeridir!
Allahım, peygambere, onun temiz soyuna ve pak dostlarına selam eyle!
"Ey zahidlerin arı gönüllerinde olan, ışık senden! Şeriat binası, abadanlığa, senden ulaşmıştır! Kırklar Meclisi'nde; dostlar birer birer, rindçesine, şarabı senin elinden içmiştir!
Mutluluğun doğduğu kulluk evinde, iba-·det tesbihinin başından salevât zinciriyle pey­ gamberliğin sonuncusuna ulaşan zahid, ne hoş­tur! Anlayış güzelliğinin meyhanesinde irade kadehini, şeriat sahibinin elinden alan bir rind ne hoştur!
Reklam
Allahım, sen beni gururlu zahid yapma! Senin huzurundan uzak olan bir rind yapma! Yokluğa bir ad götüren kişi yap! Rindlikte ve zahidlikte meşhur etme!
"Ey zahidlerin secde ettiği, namaz vaktidir. Ey sana rindlerin heves ettiği, yalvarma zamanıdır. ister hakikat ehli, ister mecaz ehli olsun, herkes bir dille sana sır söyler!'
Rind: "Dikkatle fikir gözümü açınca düşündüm ki, mesciddekiler, kendileriyle gururlanmaktadır; meyhaneye çekilenler ise kendilerinde değiller! Mes­cidde ibadet edenlerin ibadetlerine olan güvenleri, onları gurur sarhoşluğuna atmış! Meyhanenin gafil­lerini, hatayı itiraf etmeleri, gaflet uykusundan uyandırmış!.."
"Ey insan! Sen kendine mâlik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bir Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zât-ı Zülcelâl'in memluküsün. Öyle ise sen, kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünkü hayatı veren O'dur, idare eden de O'dur. Hem dünya sahipsiz değil ki, sen kendi kafana dünya yükünü yüklettirerek ehvalini düşünüp merak etme; çünkü onun sahibi Hakîm'dir, Alîm'dir. Sen de misafirsin; fuzulî olarak karışma, karıştırma.
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.