Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanı korkutan şeyler olayların derininde yaşayan şeyler değil ki... Asıl korkutan şeyler basit bir bakışta, küçücük bir el hareketinde ya da ağızdan kaçırılan bir çığlıkta saklıdır. İnsana acı veren, insanı çarmıha geren şeyler bunlar işte... Üstümüze örtülen kötülük tohumları bunlar...
Sayfa 134 - Yordam YayıneviKitabı okudu
Bütün kitaplar insan düşüncesinin hapsedilip kilitlendiği birer hapishane hücresinden farksızdır.
Sayfa 132 - Yordam YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yaratmak ne güzel ve mucize dolu bir şey!
Sayfa 110 - Yordam YayıneviKitabı okudu
İnsana acı vermekten başka neyi biliyorsunuz ki!
Sayfa 20 - Yordam YayıneviKitabı okudu
Özgürlüğün bedelini iyi bilirim. Bir insanım ben ve hiçbir insana yeryüzünde huzurlu bir yer olamayacağını, belli bir mekan çizilemeyeceğini iyi bilirim. İnsan beynine uygun kulübe yoktur oğlum. Olaylardır bize hakim olan, bize yön veren onlardır. Bak, tutsaklığa alışmış kişileri bağımsızlık nasıl şaşkına çeviriyor, görürsün... Bir tavuk için kanatlı yaratılmak en büyük bahtsızlıktır!
Sayfa 225
Bütün kitaplar insan düşüncesinin hapsedilip kilitlendiği birer hapishane hücresinden farksızdır Sergey. Mahkumdurlar buna. Görüyorsun işte, bu raflar demir parmaklıklara benzemiyor mu? Ölümsüzlüğe özenen insan kafası kitapları yaratırken kendine mezar kazdığını unutur aslında. Sergey, böylesi nedir, biliyor musun? Bir kaçınılmazlık, oğlum, insanoğlu bir isyanın sürekli olarak yenilenmesidir.
Reklam
Komünistsin ama hep sana baş eğecek, esirin olacak kadın istiyorsun yanında.
O zamanlar pencere diplerindeki saksılarda açan çiçekler gibiydi o da.
En dehşetli gerçek işte bu.. İnsanın kendi kendisiyle mücadele etmesi.
"İnsanın kendi benliğine sahip çıkması nedir, bilir misin Sergey? Stoacılık derler buna: Hayata bitip tükenmeyen bir merakla bakmaktır. Yüreklerinde bu merakı taşıyanlara acı veren nedir, bilir misin? Uykunun zorunluluğu."
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Devrim, devrimden sonra başlar.
Gladkov’un bu romanı okuyucuya Bolşevik Devrimi’nin muhtevasına dair çok şeyler anlatmakla beraber bu devrimin -ve her devrimin- zaman ve mekanın ötesinde gerçekleşmediğini bilakis tarih içinde olgunlaşan ve/veya olgunlaşmayan koşullarda gerçekleştiğini yalın ve çarpıcı bir şekilde aktarıyor. Toplumsal Varlık’ın bütünsel bir dönüşümünün karikatürize edilen bir biçimde ileriye dolu hareket etmek demek olmadığını, ileri-geri hareketin bu dönüşümün esas niteliği olduğunu ifade eden romanda; Bolşevik Devrimi’nin vermek zorunda kaldığı emperyalist destekli beyazlara karşı askeri iç savaş ve toplumsal öznelliğin dönüşümüne dair verdiği ideolojik savaş sürükleyici bir kurguyla okuyucunun gözleri önüne seriliyor. Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin dönüşümünün ayrıca vurgulandığı romanda, ataerkinin etkisinde kalan okuyucu için huzursuzluk verici pasajlar da içeriliyor. Eski düzenin kalıntılarının basit bir hokus pokusla ortadan kalkmayacağını anlatırken , mücadele koşullarının azami düzeyde ağır olmasına karşın umut etmekten vazgeçmemek gerektiği ise yazarın bir diğer mesajı. Bu romanın ardından Ehrenburg’un destansı üçlemesini de şiddetle tavsiye ediyorum.
Çimento
ÇimentoFyodor Vasiliyeviç Gladkov · Yordam Edebiyat · 2017324 okunma
- Çumalov yoldaş, biliyor musun gecenin bu saatlerinde ge­leceği düşünüyorum. Çocuklarımız bizi birer kahraman olarak görecek, isimlerimizi bir efsane halinde yüceltecekler. Günlük ya­şayışımız, tek tük serkeşliklerimiz, açlığımız, gece nöbetlerimiz bile matematiksel ölçülerle büyütülecek. Yaşadığımız her şey biz­den sonrakilerin hayalinde kahramanlıklar ve zaferlerle dolu bir devrin hikayeleri olarak anılacak. Aslında ufacık ve önemsiz birer toz parçası olan bizler birer dev gibi görüneceğiz bizden sonra­kilere. Bilirsin, geçmişi genelleştirmek ve büyütmek bir alışkan­lıktır. Çocuklarımız bizim düştüğümüz yanlışları, vahşetimizi, eksikliğimizi, kişisel acılarımızı hatırlamayacaklar bile. Hepsini unutacaklar ve 'Onlar güçlü insanlardı, engel tanımadılar' diye­cekler bizim için. 'Onlar dünyaya hakim olmak için yaratılmış­lardı' diyecekler. Bizleri ölümsüz birer önder bilip koşacaklar me­zarlarımıza. Bunu düşündükçe bazen büyük bir sevinç kaplıyor içimi, bazen de insanlık önünde böylesine büyük bir sorumluluk taşıdığımız için hepimiz adına utanıyorum. Gelecek beni eziyor Çumalov, şaşkına çeviriyor. Bu ölümsüzlüğümüz çok ağır bir yük sırtımızda.
Sayfa 237 - Yordam Kitap, 2021.Kitabı okudu
Bazı anlar vardır ki o anlarda insanlar hiç konuşmasalar bile başkalarının dünyasını paylaşabilirler.
Sayfa 283 - Yordam Kitap, 2021.Kitabı okudu
- Baldırıçıplak sürüsüyüz biz, kabul. Fakat Lenin'imiz var... Lenin... Söyle bakalım şimdi, İngilizlerin oğlu... Sizin Lenin nerde?
Sayfa 281 - Yordam Kitap, 2021.Kitabı okudu
Biz sadece be­raber olduğumuz zaman, sadece işte tanıyoruz birbirimizi. Ama birer insan olarak öylesine yabancıyız ki... Aslında hayatımı­zı karartan çelişmelerden biridir bu. Savaşçı gibi yaşıyoruz biz, daha doğrusu belli bir mücadelenin içinde yaşadık hep. Fakat ne zaman insanca bir hamleyle birbirimize yaklaşmak istesek bece­remiyoruz, körleşiyoruz hemen. En fazla kendi duygularımızdan ürküyoruz çünkü. En çok bu nedenle paniğe kapılıyoruz ... Hemen içimize kapanıyoruz. Hepimizin gözlerinde bu ürkeklik yaşıyor. Hepimizin gözlerinde soğuk, feri sönmüş, madeni pırıltılar kol geziyor. Kilit altında tutuyoruz kendimizi: Gündüzleri kendi özvarlığımıza kilit vuruyoruz, geceleri de odalarımıza. Odalarımız­la birlikte insanlığımızı da kilitliyoruz.
Sayfa 189 - Yordam Kitap, 2021.Kitabı okudu
1.066 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.