Gabriel Marcel'e göre umut, geleceğin hatırası. Onu E. Borgna üzerinden okuyalım: Umut eden kişi, sadece ben umuyorum dememekte, aynı zamanda sende umudum var, bizim için umut duyuyorum demektedir, çünkü umut etmek, daima kişisel bir gerçekliğe, sen olabilecek varlığa güvenmektir. Umutla ilgili nihai tanım, şu ifadeyle özetlenir: "Benim, bizim için sende umudum var." Viktor Frankl bir söyleşisinde "Çaresizlik, bir anlam bulamaksızın acı çekmektir." diyordu. Bir kez daha hayatın iyileştirici güçleri olarak keder, anlam ve umut.
Sayfa 139
Egzistansiyalizmin müjdecisi sayabileceğimiz Pascal şu satırları yazmıştı: "Ötede olmayıp da burada bulunuşumdan hayret ve dehşet duyuyorum. Zira ötede olmayıp da burada bulunmam, sonra olmayıp da şimdi var olmam için ortada hiç sebep yok." Varoluş muamması karşısında duyulan büyük hayreti Maine de Birand şöyle ifade ediyordu: "Düşünen her varlıkta yarattığı hayretle, bizzat kendi varlığının büyük sırrına ermemek mümkün müdür?" Gabriel Marcel de varoluş hayretten ayrılamaz diyordu.
Reklam
Avrupa çöküşü
Bir zenci kabilesine büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda ·şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telaş gibidir bugün, Avrupanın dünya önünde düştüğü durum. Avrupa, bugün, Dünya tarafından linç edilme korku· sunu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Albert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa dü­ şünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydular.
Sayfa 9 - Diriliş yayınlarıKitabı okuyor
"İnsanlar genellikle kendilerine sahip oldukları ile bir ve aynı görme eğilimindedir." ~ Gabriel Marcel
Sayfa 188Kitabı okudu
Bir zenci kabilesine büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telâş gibidir bugün, Avrupanın dünya önünde düştüğü durum. Avrupa, bugün, Dünya tarafından linç edilme korkusunu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Albert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa düşünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydular.
Sayfa 9 - Diriliş
Reklam
There are two kinds of existentialists: on one hand, the Christians, among whom I would include Carl Jaspers and Gabriel Marcel, both professed Catholics; and, on the other, the atheistic existentialists, among whom we should place Heidegger, as well as the French existentialists and myself. What they have in common is simply their belief that existence precedes essence; or, if you prefer, that subjectivity must be our point of departure.
İslamın Dirilişinden Alıntılar - 1
Yani Avrupa dışa dönük mizacı yüzünden bir melankoli yuvası olamamış çember parçalayan bir çılgın gibi davranmıştır, bu yüz yılın başında. Dışa dönüğün azabı, bir intihara doğru gelişirken, peşinden bütün bir dünyayı sürüklemek ister. Bir asil gibi bile intiha­ra gitmedi ; kimseye zarar vermeden bir kılıcın üzerine atlayarak kendini ortadan kaldırma yolunu seçmedi ; kendi yanarken, Neron gibi Romayı da beraber yaktı . Bu alevlerin ışığında yavaş yavaş As­ya ve Afrika uyanmaya başladı. Bir zenci kabilesi­ne büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun sonucunda şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı anlaşılınca içine düşeceği korku ve telaş gibidir bu­gün, Avrupa'nın dünyanın önünde düştüğü durum. Avrupa bugün dünya tarafından linç edilme korkusu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Al­bert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa düşünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydu­lar .
Egzistansiyalizmin müjdecisi sayabileceğimiz Pascal şu satır­ları yazmıştı. “Ötede olmayıp da burada bulunuşumdanhayret ve dehşet duyuyorum. Zira ötede olmayıp da burada bulunmam, son­ra olmayıp da şimdi var olmam için ortada hiç sebep yok.” Varoluş muamması karşısında duyulan büyük hayreti Maine de Birand şöy­le ifade ediyordu: “Düşünen her varlıkta yarattığı hayretle, bizzat kendi varlığının büyük sırrına ermemek mümkün müdür?” Gabriel Marcel de “varoluş hayretten ayrılamaz” diyordu.
Gabriel Marcel, iyimserliğin bir derinliği olabileceğini reddeder. Ona göre iyimserlik, en iyi ihtimalle umudun iflah olmaz bönlükteki yozlaşmış bir biçimidir. "Suratsızlığın maskeleyemediği hazdan beslenen bir kötümserlikte kendini hastalıklı bir biçimde duyuran konformizmin olması gibi iyimserlikte de katlanılmaz bir kırılganlık vardır. Kötümserlik gibi iyimserlik de nüanslara kör, tek renkli bir cila atar dünyaya."
Sayfa 120 - Kapı Yayınları, 1. Basım Mart 2020, aktaran Terry Eagleton, İyimser Olmayan Umut, s. 27-28Kitabı okudu
Reklam
Gerçekte varoluşçuluk, her şeyden önce, bir felsefî öğretidir. Başlıca iki kanadı vardır: Karl Jaspers ile Gabriel Marcel öğretinin hıristiyan kanadını, Heidegger ile Sartre tanrıtanımaz kanadını temsil ederler. Ama ikisinin de çıkış noktası aynıdır: Varlık özden önce gelir.
Sayfa 52 - Say Yayınları
İnsanlar genellikle kendilerini sahip oldukları ile bir ve aynı görmek eğilimindedirler. Bu değilim onları nesne konumuna indirgemekteve insan olmaları bakımından değerlerini yok etmektedir. Gabriel Marcel (Fransız Filozof)
Sayfa 188Kitabı okudu
Kendi varoluşum — Nesnelere varoluş yüklüyoruz; ama, gerçekte biz olmaz isek onlar da var olmaz. Çünkü çiğ varlık, ancak hakkında edindiğimiz bilgi ile gerçek varoluşa erişir; aslında, kendi varoluşumuzun bilinci, evrenin varoluşu bilinci içinde içeriktir. “Bir nesneyi varolan olarak düşünmek, yapılan işlemi, bu işlemin dışında kalanları da kapsayacak biçimde genişletmek demektir. Çünkü ancak, bir bilinç ile dolaysız ilişkisi olan nesnelerin varoluşundan söz etmek olanağı vardır.” (Gabriel Marcel, Journal Metaphvsigue)”
217 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.