Umut eden kişi, sadece “ben umuyorum” dememektedir, aynı zamanda “sende umudum var”, “bizim için umut duyuyorum” demektedir, çünkü umut etmek, daima kişisel bir gerçekliğe, “sen” olabilecek bir varlığa güvenmektir.
Gerçekte varoluşçuluk her şeyden önce bir felsefi öğretidir. Başlıca iki kanadı vardır: Karl Jaspers ile Gabriel Marcel öğretinin Hıristiyan kanadını, Heidegger ile Sartre Tanrıtanımaz kanadını temsil ederler. Ama ikisinin de çıkış noktası aynıdır: Varlık özden önce gelir...
Bir zenci kabilesine büyücü olarak giren şarlatan bir beyazın, yıllar
içinde en ufak bir sevgi ve sempati görmeyince, insanlarla yavaş yavaş ilgisini kaybetmesi ve bunun
sonucunda ·şaşkınlıkla yapacağı bir iki yanlışlığın
onu ele vermesi ve böylece, bir kere de şarlatanlığı
anlaşılınca içine düşeceği korku ve telaş gibidir bugün, Avrupanın dünya önünde düştüğü durum. Avrupa, bugün, Dünya tarafından linç edilme korku·
sunu yaşıyor. Sartre'den, Toynbee ve Russel'a, Albert Camus'den Gabriel Marcel'e kadar Avrupa dü
şünür ve filozofları bu geleceğin ürpertisini duydular.