Inönü'de Beşiktaş - Galatasaray maçı... Sergen attı şampiyon olduk.
Sayfa 57
Beşiktaş’lı oluşumun hikayesi bir tür çaresizlik ve yokluk hikayesidir. Beş altı yaşlarındayım. Yıldıztepe Mahallesinde oturuyoruz. Evimizin tam karşısında geniş bir arsa var. Mahallenin çocuklarıyla beraber sabahtan akşama kadar it gibi top koşturuyoruz. Takım falan tutmuyorum henüz ama kırmızıyı çok sevdiğimden Galatasaray’a yakın gibiyim..
Reklam
"Bir gün bir Galatasaray - Beşiktaş kupa finali oynuyorduk. Maç berabere bitti. Sıra yarım saatlik uzatmalara gelmişti. Biz bir tarafta toplu halde bekliyorduk. Karşımızda da Beşiktaş takımı bekliyor. Hakkı abi Beşiktaş takımıyla dışarı çıktı. 'Buraya gelin' dedi. Hepimiz tıpış tıpış gittik. Çünkü benim ona duyduğum saygıyı diğer arkadaşlarımın hepsi de duyuyordu. Ve Fener takımı da duyardı. Hakkı abi 'Bu maçta artık gol atılmayacak. Maç bu skorla bitecek' dedi. Ben o ara forvet oynuyordum. İnanın, o uzayan 30 dakikada çok samimi söylüyorum korktum, 18'e girmekten korktum. Çünkü kazara bir top gelir, gol atmaya mecbur kalırım diye çok korktum ve 18'e girmedim. Maç berabere bitti. Maç bittikten sonra, biz soyunma odasında biraz suçlu gibi oturuyorduk. Bir de baktım bir krampon sesi. Hakkı abi geldi. Başımızda Muship Bey vardı. Kendisine ' Maçın berabere bitmesini sağladım, yalnız takıma kazanmış gibi prim veriyorum. Sizden de aynısını rica ediyorum' dedi. Bize de o galibiyet primi verildi. O gün 10 lira aldık, kazanma primi olarak. Hakkı hem topçu hem de idari vasfı olan bir insandı. ! Bu maçı berabere bitireceğiz ve halk bir daha bu maça gelecek, kulüplerimiz para alacak' dedi. İşte o sebeple bu maçın berabere bitmesini istemişti."
Sayfa 129Kitabı okudu
Antrenman
Gerçi "Kül Tegin" çağından kalma bir Gök Türk isem de ara sıra böyle Osmanlılığımda tutar. Osmanlı yazı diliyle söylerim. Yukarıdaki Osmanlıca tamlamada az buçuk yanlış var ama "benle" , "senle" diye Ermeni ağzıyla konuşan, Galatasaray'a "Gaasaray" , Beşiktaş'a "Beştaş" diyen bugünkü gençler onu nereden anlayacaklar?
Üç büyükler
Fener, Galatasaray, Beşiktaş... Değil tabi... Sokrates, Platon, Aristoteles... Yunan felsefesinin üç büyükleri...
Sayfa 59 - Carpe diemKitabı okuyor
Hafta sonu geldi. İki gün sonra işbaşı yapacağım. Güzel bir hava var. Amaçsız dolaşmaya uygun bir hava. Otobüsle Şişli, oradan metroyla Taksim. İstiklal’de uzun bir yürüyüş. Galatasaray'dan tramvayla Tünel. Asmalımescit’te bir kahve. Kitapçılar. Hoşuma giden bir kitap bulamamanın sıkıntısıyla Balıkpazarı’nda mola. Yarım ekmek arası kokoreç. İyice pişmiş. Çıtır çıtır. Bol acı. Bir de ayran. Gümüşsuyu üstünden Dolmabahçe'ye koşar adım. Bir yandan sigara içerek. Oradan da ver elini Beşiktaş.
Reklam
59 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.