Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
512 syf.
10/10 puan verdi
tek kelimeyle bayıldım aslında galiba ben jojo moyes'a hayran oldum olayları aktarışı,anlatımda ki içtenlik beni hem duygulandırıyor hem de okuma sırasında cok memnun ediyor.bu sefer kitabın belli bir kısmının savaş yıllarını aktarması da ayrı bir keyif vermiş ayrıca günümüzle geçmişi o kadar güzel bir şekilde bağlamış ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Ardında Bıraktığın Kadın
Ardında Bıraktığın KadınJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 20141,974 okunma
''...galiba ben de duygusal olmasından korkarak 'seni çok özleyeceğim' dedim 'ben de' doğrusu belki de ve nedense duygululuk küçültücü geliyor insana...''
Reklam
günlerden pazar,ayın 20 si,yıl 2018...deniz kenarında oturuyorum,deniz uykuda bu arada mışıl mışıl uyuyor..bekçi rüzgarda yeni yeni çıkıyor devriyesine,günaydın diyor erken kalkıp, sayın güneşi bekleyenlere...bulutlar mutlu romantik bir geceden sonra görünürlerde yoklar,galiba biraz şarabın etkisinde kalmışlar...derken güneş çıkıyor sıradağların arkasından gülümseyerek ,insanın içini ısıtarak..,deniiz de uyanıyor uykusunda,hafiften kıprıdanmaya başlıyor...rüzgar devriyesini atıp yine evine çekiliyor,pembe panjurların arkasına...bende eşsiz ikili simit ve çayın yanına peynirei de davet ettim,oturuyoruz beraber...derken akrep 8 de yelkovan 2 de takılıp kaldı..o geçiyordu,her zamanki güzelliğiyle,o berrak yüzü denizi kıskandırıyor,deniz hırçınlaşıyor,güneş kıskanıyor gülüşünü''ben bile bu kadar ısıtamıyorum kalpleri.''diyor ve çekiliyor bulutların arkasına..bulutlar bile kararıyor ben biz bu kadar günahsız,bembeyaz olamadık diye....ağlıyorlar :( gidiyorum yanına O'nun..günaydın diyorum tebessümle birlikte..beklettim mi diye de soruyor,hafif bi üzgünlük..''beklerim tabiki ömür boyu'' diyorum ve sarılıyor sımsıkı...kulağımda bir fısıltı,güneşin gülümsemesine,denizin durulmasına,bulutların dağılmasına,çiçeklerin açılmasına,martıların herkesi günaydın a boğmasına tekrardan neden olan o cümle.... T.Ç.
Bay Earnshaw,çocuklarının şakalarından anlamazdı.Onlara karşı daima çok sert, çok ciddi davranırdı.Catherine ise babasının hastalık zamanında,öncekinden çok daha öfkeli,sabırsız olmasına bir türlü akıl erdiremiyordu.Babasının öfkeli bağırmaları; çocuğun ,onu daha fazla kızdırmak istemesine yol açar,Cathy,bundan bambaşka bir zevk duyardı. Hepimizin birden ona çatması kadar hoşuna giden birşey de yoktu diyebilirim. Korkusuz bakışlarıyla hepimize meydan okur, cevap yetiştirirdi;Joseph'in geri kafalıca lanetlemelerini alaya alır,bana tuzaklar kurar,babasının en çok nefret ettiği şeyi yapmaktan çekinmezdi:Bu da onun kendi insafsızlığının Heathcliff üzerinde,babasının yufka yürekliliğinden daha büyük bir etki yarattığına adamcağızı inandırmaktı.Aslında onun insafsızlığı yapmacıktı ama babası bunun doğruluğuna inanmıştı.Oğlanın her istediğini derhal yerine getirdiğini,babasınınkileri ancak canı isterse yaptığını ispatlamaya bakardı.Bütün gün akla gelen her kötülüğü yaptıktan sonra bazı geceler,kendini bağışlatmak için uysal bir tavırla sokulurdu.İhtiyar adam o zaman,''Yo, Cathy...'' derdi,''seni sevemem;sen ağabeyinden de betersin.Hadi yavrum,git dua et de Tanrı seni bağışlasın. Galiba annenle ben,seni dünyaya getirdiğimize pişman olacağız.''
Sayfa 53 - Uğultulu TepelerKitabı okudu
1/10 puan verdi
Fantastik romanları çok sevmesem de adı ve galiba "Sihirbaz" filmini de izledikten sonra onu anımsatacağını düşünerek almıştım ama çok çok kötüydü. Fantastik bir polisiye idi ama bu kadar karman çorman, bu kadar kopuk olanı ben daha önce hiç görmemiştim.Almamalı..Ama merak etmekten kendimi alamıyorum, bir yayın evi bu kadar çok beğenilmeyen bir kitabı neden basar ki?
Uyurgezer
UyurgezerJonathan Barnes · Maya Kitap · 200932 okunma
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Reklam
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
"-... Ama keyfin yerinde değil, değil mi? - Ama keyifli olmaya çalışıyorum. - Yaşamın bir bisküvi kutusuna benzediğini düşün, yeter. - Herhalde pek akıllı değilim, çünkü zaman zaman ne demek istediğini anlayamadığım oluyor... - Bir bisküvi kutusunun içinde, her tür bisküvi vardır, sevdiklerin de, sevmediklerin de, öyle değil mi? Ve insan sevdiğini önce yerse geriye pek sevmedikleri kalır sadece. Ben kötü günler geçirdiğimde hep böyle düşünürüm işte. Şimdi bunu yaparsam, sonrası daha kolay olur, derim kendi kendime. İnan bana, yaşam bir bisküvi kutusu gibidir. - Buna gerçek bir felsefe diyebiliriz galiba... - Ama doğru, inan bana. Ben de deneyimlerle öğrendim."
Sayfa 300Kitabı okudu
400 syf.
2/10 puan verdi
Haruki Murakami`i ilk defa test ettim. Adını daha önce çok duymuş bununla beraber çokçada merak etmiştim. Geçen gün gitdiğim bir arkadaşımın evinde Norwegian Wood`u görünceye kadarsa merakım merak olarak kalmıştı. Bu kitabı arkadaşımdan ödünç alıncaya kadar ne diller döktüm bilseniz. :) Deydi mi? Hayır... Arkadaşım sonunda pes edip " iyi o
Norwegian Wood
Norwegian WoodHaruki Murakami · Vintage Publishing · 200310,6bin okunma
“Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum, şu senle ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leyla’yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin’e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?”
Reklam
Merhaba nalân... bu sen misin Yoksa sen mi sandım; Biri çimdiklesin beni Şöyle ışığa gel de göreyim Beni dümdüz eden O yalandan da yalan gözlerini Merhaba nalân
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.