Ben en karanlık yanlarımdan ve gecenin hoyrat kollarından koparıp benliğimi senin aydınlığına yürüdüm sevdiğim... Sana bir ömür muhacir kalmaya âmade varlığım...İçimi karış karış saran aşk sızısının acısıyla döndürdüm yüzümü sana... "Hiç-mi insafı yok sevda yamaçlarının"... Nice yangınlar büyüterek doldurdum heybemi... İçinde bir tek sen kokan hasretim var... Eğer-ki bir parça merhamet süzülmez ise gözlerinden, gam deryasına düşmemem için hiç bir sebep olmayacak bilesin...
Derdim! Yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam;
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte,
Toplasın acı meyvesini nedametin
Sen gel derdim! Ver elini bana, gel şöyle.
"Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer"
ÇİLİNGİR SOFRASI
Dertler güler, gam susar çilingir sofrasında
Unutulur kederler yudum yudum aldıkça
Muhabbet koyulaşır kadehler boşadıkça
Makam, unvan bir olur çilingir sofrasında
Laftan lafa geçilir, tane tane içilir
Kişilerin pahası bu sofrada biçilir
İçmeyi bilmeyenler yavaş yavaş seçilir
Kadeh dostları kalır çilingir sofrasında
Bu sofrada buluşur gerçek dostlar her zaman
Dostluk sofralarıdır bu kurulur zaman zaman
Dertlerden, acılardan bunaldığımız zaman
Huzur verir bu sofra saygı gördüğü zaman
Günlerin, haftaların, bazen aylar yılların
Özlemine dindiren aziz bir sofradır bu
Kadehler araç olur, bade ise bahane
Çilingir sofrasında tüm dostluklar şahane
Haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
Soyunalım iki can,
Dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.
Bu ırmakta ne ölmek var bize,
Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
Bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.
Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır,
Senin şânına sadece gelmek yaraşır, dostum,
Senin şânına sadece gelmek yaraşır.
Mevlana Celâleddin-i Rûmi -
Bugünün Diliyle Mevlana( A. Kadir)
Aslı yok, derdine daldığın şu dünyanın.
Yararı yok, boş yere gam yemesin canın.
Geçen geçmiş, elde yok, gelecek gelmemiş.
Olmayanla dertlenme. Hoş geçsin zamanın.